Mehmet ALTAN
Dün MHP’li muhaliflerin Ankara’daki toplantısı bana Mathias Rust’ı anımsattı…
Mathias Rust kim?
Mathias Rust, 28 Mayıs 1987 tarihinde Sovyetler Birliği’nin başkenti Moskova’daki Kızıl Meydan’a Cessna tipi bir tayyare ile korsan iniş yapan kişi…
Kremlin’in burnunun dibine yapılan bu korsan dalış, tarihe rejimin sonunu getiren ya da sonu gelmiş bir rejimin bitişini hızlandıran bir olay olarak geçti.
Doğrusu ben de zorbalıkla kongre yapması önlenen MHP’li muhaliflerin, aynen Mathias Rust gibi AKP zorbalık rejiminin sonunu getirecek hayati bir adım attıklarını düşünüyorum…
Ankara’daki miting sayesinde mevcut siyasal iktidarın ve yönetiminin nasıl çürüdüğünü tüm açıklığıyla gördük…
Aslında bir ‘bitişe’ şahit olduk.
* * *
Dün MHP muhaliflerinin engellenen kongresi, Türkiye’de hukukun ve siyasetin nasıl çürüdüğünü çok açıkça sergiledi.
Nasıl mı?
Her şeyden önce, kongreden kaçan bir parti başkanının ve Genel Merkezi’nin azınlıkta kalmasına ve bir anlamda fiilen meşruiyetini yitirmesine rağmen AKP desteğiyle direnmeye kalkmasındaki çirkinliği ve bunu anında kusmayan siyaset kurumunu gördük…
Gerçi, genel kurulu ve genel seçimleri kazanan Davutoğlu’nu darbe yaparak azleden Erdoğan’ın AKP’yi yok eden hamlesi ve buna ağzını bile açmayan AKP’nin durumundan sonra MHP’deki parti içi iktidar direnmesi de şu andaki siyasi ortama uygun diyebilirsiniz…
Siyasal partiler mezarlığına dönen Türkiye’de dün bir cenaze kalktı aslında, AKP’de ise çürüyen ceset manzarası var.
* * *
Siyaset, sıkışınca ‘milli irade’ diyor, eline güç geçince ‘darbecilik’ yapıyor…
Sürekli anayasal suç işleyen Erdoğan ve ona dur diyemeyen iktidar partisi gibi…
‘Ben halkımdan beslenirim’ demagojisi yapan zihniyet, neden hukuk ve anayasa sözü etmez? Anayasal sisteme darbe yaparken mi ‘milletinden’ besleniyor?
Her konuşmasını, arkasına Maliye Bakanlığı’nın tetikçiliğini alarak zorla TV’lerden yayınlatmak ve diğer partilerin elini tutmak mıdır ‘milletinden beslenmek? ‘TRT’yi borazanlaştırıp, muhalif medyayı gasp etmek midir ‘milletten beslenmek?’
17-25’in üzerini kapamak için hukuk ve siyaseti darbe ile zehirlemek midir?
Başka partilerin iç işlerine ‘bizim’ dediğiniz yargı yoluyla müdahale etmek midir?
Sadece kendi partisinin içindeki gelişmelerden değil, diğer partilerin içindeki hareketlerden de ölesiye korkmak mıdır?
* * *
Aynısı Bahçeli ve MHP yönetimi için de söz konusu…
Oy veren halkın ve parti tabanının taleplerine rağmen siyasal İslam faşizmi peşinde koşanlara destek vererek oylarını ve milletvekili sayını tepetaklak et, sonra da orada kalmak için diren…
Normalde dün Ankara’yı gören MHP yönetiminin partiyi bırakıp gitmesi gerekmez miydi?
Bu pişkinliğe siyaset mi diyoruz?
Kendi delegesinden, tabanından, kongresinden korkan bir parti başkanı, kendi partisine değil de AKP’ye ve onun yargısına dayanarak ne kadar o koltukta oturabilir?
* * *
AKP’nin, başta medya olmak üzere her bir yanı zorbalıkla ele geçirme çabasının, gerçekleri örtme kaygısının, demokratik her adımı nasıl önlemeğe çalıştığını da bir kez daha anladık…
Eşit, özgürlükçü, çoğulcu ve demokratik bir ortamda AKP ne kadar var olur? Devlet Bahçeli ne kadar var olabilirse o da o kadar var olur…
Erdoğan ve AKP, MHP’deki fiili meşruiyetini yitiren bir parti yönetimi üzerinden Türkiye’deki laiklik ve anayasal rejimi devirmeye kalkıyor…
Demokratik bir rejim ve hukuk devleti yanlısı bir iktidarın, çakma mahkemelerle ve havuz medyasıyla Bahçeli’yi desteklemesi, kendi amaçlarının ve yöntemlerinin de itirafıdır aslında.
Dün MHP’li muhalifler sayesinde bunu da bir kez daha gördük…
* * *
MHP muhaliflerinin dünkü eylemi, AKP’nin siyasal İslam faşizminin yargıyı büyük bir oranda nasıl yok ederek siyasallaştırdığını da adeta gözümüze soktu.
Genel Kurul delegelerinin neredeyse dörtte üçünün iradesine rağmen genel kurulu siyasal iktidar baskısıyla engellemeye kalkan mahkeme ve hukukçular…
Göz önündeki tabloya rağmen kendi inanılırlığını ve saygınlığını kezzaplayarak, kongreyle ilgilini kararını orta sahada top çevirir gibi erteleyen Yargıtay…
Gördük ki mahkeme kararları ‘başkanlık’ saplantısının zorbalık yöntemi etrafında dans edebiliyor…
Bu çürüyüşün de resmini dün net bir şekilde izledik…
* * *
Tüm bu skandallar ve rezaletler zincirinin tek bir nedeni var, siyasal İslam faşizminin tek adam üzerinden zorbalıkla ülkeye dayatılması…
Medya, siyaset, yargı bu nedenle esir alınıp susturulmak isteniyor…
Anayasa, kanun, hukuk, kural bu nedenle bıçaklanıyor…
Meşru olmayanlara bu nedenle hükümet desteği veriliyor…
Hepsinin çürüyerek kokuştuğunu dün gördük…
* * *
Ankara’daki dünkü fotoğraftan ne çıkar, nasıl çıkar, onu hemen ve bugünden söylemek de, kestirmek de zor…
Ama oradaki resmi tek bir kare olarak okumak isterseniz, bu benim açımdan 28 Mayıs 1987 tarihinde Moskova’daki Kızıl Meydan’a Cessna tipi bir tayyare ile korsan iniş yapan Mathias Rust’ın eyleminden farksız…
O eylem, Sovyet sisteminin bittiğini ispatlamıştı, dünkü Ankara’daki MHP’li muhalifler de AKP zorba rejiminin çürümüşlüğünü sergiledi…
MHP muhalefetinin dünkü eylemi, Kızıl Meydan’a inerek Sovyetler Birliği’nin tükenişini haber veren uçak gibiydi…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025