Mehmet ALTAN
Geçen hafta, Cenevre’deki Dünya Ticaret Örgütü’nün 8. Bakanlar Komitesi toplantısının hemen ertesinde, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın davetlisi olarak birkaç günlüğüne Fas’a gittim. Bir yandan Kazablanka, Tanca, Rabat, büyülü Marakeş arasında mekik dokuduk, diğer yandan da Fas’ın yazar, çizer, entelektüelleri ile görüştük.
Öte yandan, Afrika’da ilk olarak Fas’ta kurulan ve ciddi bir rekabete rağmen büyümesini sürdüren Türk okullarını ve buraların özverili öğretmenlerini ziyaret ettik.
***
Biliyorsunuz, Fas’ta demokrasi talepleriyle başlayan gösterilerin ardından Kral 6. Muhammed bir dizi reform gerçekleştirdi.
Ardından da genel seçim yapıldı.
Parlamento seçimlerini ‘AK Parti’yi örnek’ aldığı söylenen Fas’taki Adalet ve Kalkınma Partisi kazandı. Hükümeti kurma görevi 29 Kasım 2011’de Fas Kralı 6. Muhammed tarafından AKP lideri Abdelilah Benkirane’ye verildi.
Parti, tek başına çoğunluğu elde edemedi ama parlamentodaki 395 sandalyenin 80’inin sahibi oldu. Seçimlere katılım ise muhalefetin kralın demokrasi açılımını samimi bulmaması nedeniyle yüzde 45’de kaldı.
***
Biz Fas’tayken dört parti koalisyonu harıl harıl hükümet protokolü ve bakanlık dağılımı üzerinde çalışıyordu. Medyaya yansıyan ipuçları, yeni hükümetin amacının daha demokratik bir Fas olduğu yönündeydi...
***
Fas’ın başkenti Rabat’ta görüştüğümüz muhataplarımıza, ‘bizdeki AK Parti’yi örnek’ aldığı söylenen Fas’taki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hikâyesini de sorduk.
Gördük ki Fas’taki parti 1967’de kurulmuş ama AK Parti adını bizdeki AK Parti kurulmadan dört yıl önce 1998 yılında almış. Aslında Fas’taki koalisyonun en büyük partisini oluşturan AK Parti’nin ilginç bir hikâyesi var.
Kraliyete yakınlığı ile bilinen Dr. Abdelkrim Al Khatib tarafından 1967 yılında Demokratik ve Anayasal Halk Partisi olarak kurulmuş.
Çok uzun süre tabela partisi olarak kalmış.
Daha sonraları gizli bir örgüt olarak kullanılan ‘Şabiba İslamia’ sempatizanlarının oluşturduğu yasal ‘Birlik ve Reform Partisi’ ile birleşmişler. Bu belirli bir canlılık getirmiş. Seçimlerde sürekli artan başarılara imza atmışlar.
1998 yılında da ad değiştirmişler.
Fas’taki AK Parti’nin bizim AK Parti’ye göre çok daha yavaş dönüştüğü ve daha az liberal ve modern olduğu kanaati hâkim...
***
Saadet Partisi ise Fas’taki seçimlerden zaferle çıkan AKP’nin Milli Görüş’e yakın olduğunu söylemekle kalmıyor, bu partinin Necmettin Erbakan’ın tavsiye ve telkinleriyle kurulduğunu iddia ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi eski Genel Başkanı Sadettin Osmanî’nin, defalarca görüştüğü Erbakan’a olan hayranlığı nedeniyle oğluna ‘Necmeddin’ ismini verdiği de bu iddialar arasında...
***
Ben, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturmasına rağmen, dünya üretiminin ancak onda birini gerçekleştiren 57 Müslüman ülkedeki ‘İslam ve demokrasi’ terkibiyle yakından ilgiliyim...
Bu açıdan henüz kralın şaşmaz otoritesi altında yaşasa da Fas’ın da dönüşüp değiştiğini, modernleşip demokratikleşme istikametinde yol aldığını gördüm...
***
Demokratikleşme hızı bugünlerde ivmesini fazlasıyla kaybetmiş gözüken Türkiye ise bu aranışların ilk laboratuarı ve ilk olumlu adımlarını atan ülke.
Aslında tüm iç ve dış şartlar bu kadar elverişli iken kalıcı, geri döndürülemez, sistemli ve kurumsal bir demokrasi için köklü reformlara hız verilse başarı çok yakınımızda ama siyaset şimdi bununla pek ilgili değil...
Hâlbuki Müslüman bir ülkenin evrensel bir anlayışı içselleştirerek demokrat, zengin ve çoğulcu olarak halkını refah ve özgürlük içinde yaşatabileceğini ispatlayabilsek, iktidardaki AK Parti Fas’takinden epeyce sonrada kurulmuş olsa bile bu muhteşem ve tarihsel deneyimin ilk sahibi olabilecek...
Tabii bu başarı için AK Parti’nin iktidarının ilk üç yılındaki demokratik reform azmine geri dönmesi gerekiyor...
Dönebilir mi, bekliyoruz...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi (7): Simit
27.11.2025 - Alev rengi hüznüyle sonbahar…
25.09.2025 - Basın Tarihi: “Al sana misilleme”…
17.09.2025 - Basın Tarihi: Çözüm sürecinin yargı bacağı
10.09.2025 - Basın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor…
4.09.2025 - Basın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik…
28.08.2025 - Basın Tarihi: Alevi Hakları…
22.08.2025 - Basın Tarihi: Rojava Hep Gündem…
14.08.2025 - Basın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm”
7.08.2025 - Basın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl…
1.08.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Beşar Kemal
Baas rejiminin devrilmesi için önce Kemalist rejimin devrilmesi gerek.
Beşar Kemal
Baas rejiminin devrilmesi için önce Kemalist rejimin devrilmesi gerek.