Mehmet ALTAN
Bir yanda 27 Mayıs “devrimi” ve 1961 Anayasası’nın yarattığı siyasi iklim, diğer yanda da 1965 Genel Seçimleri’nde Sosyalist Türkiye İşçi Partisi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup kurmasının sol düşünceyi yeşerttiğini, toplumsal düşünce iklimini renklendirdiğini belirtmiştim.
Ancak bu gelişmeler Cumhuriyet’in demokratikleşmesi, demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yerleşmesi, zihniyetin değişmesi anlamına gelmiyordu. Türkiye maalesef dönemsel nisbî rahatlamalar ile dönemsel büyük baskıların ülkesi olarak kaldı, bugün de öyle… Siyasetin seyrine göre özgürlüklerin de vanası ya biraz açılıyor ya da iyice yok edilmeye çalışılıyordu.
Buralarda yaşamak ömür boyu İşkoç duşu almak gibidir, en olumlu zamanlarda bile inanılmaz gelişmeler yaşanır.
1962 yılında Şadi Alkılıç’ın Cumhuriyet gazetesindeki Yunus Nadi Yarışmasına yazdığı yazıdan dolayı altı yıla mahkûm olması veya 1964 yılında Fransız Devrimi önderlerinden Babeuf’un yazılarından derlenen Devrim Yazıları adlı kitap nedeniyle Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol’un yargılanmaları başka nasıl açıklanabilir.
Fransız Devrimi'nin önderlerinden1760-1797 yılları arasında yaşamış olan Babeuf’ün fikirleri 1964 Türkiye’sinde mahkeme konusu oluyor, kitabı çevirip derleyen insanlarımızın başı belaya girebiliyordu… Aslında bu Babeuf rezaleti başlı başına bir yazı konusu, belki genç kuşaklara anımsatmak için geri dönebiliriz.
Üstelik Türk hümanizmasının kurucuları olarak andığımız Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol’a eziyet sadece bu kitap davasıyla da kalmadı,1971 yılında bu kez de Komünist Partisi kurmakla suçlanarak eziyet gördüler.
Kısacası hiçbir zaman dört dörtlük, özgür ve demokratik bir ülke olmadı Türkiye…
***
27 Mayıs 1960 sonrası tüm ilerici adımlar ve yenilikçi fikirler bu gelgit’ler arasında yaşandı…
Daha genişçe hatırlatacağımız TBMM milletvekili ilk sosyalist olan Türkiye İşçi Partisi, 1961 yılında kuruldu.
Sol düşünce dergilerinin ilki sayılan Yön dergisi de bu dönemde yayınlandı.
Düşünce farklılıkları solda ayrışmaların da temelini attı.
Örneğin,1960 sonrasının iki önemli hareketini temsil eden Türkiye İşçi Partisi ile Yön Hareketi arasında derin görüş farklılıkları söz konusu oldu…
Bunları özetlemek, sol düşünce ve sol basın tarihi açısından önem taşıyor.
***
1960’lı yıllarda ilk sol eğilimli düşünce dergisi Yön oldu… Yön, 20 Aralık 1961’de haftalık olarak yayına başladı.
Sıkıyönetim Komutanlığı’nca 5 Haziran 1963 tarihli 77’nci sayısından itibaren 14 ay süreyle kapatıldı.
Bu süre dışında yayınını 5,5 yıl kesintisiz sürdürdü.
Yön, toplam 222 sayı çıktı. Son sayısı 30 Haziran 1967’de yayımlandı.
Cumhuriyet tarihimizin en etkili fikir dergilerden Yön, 20 Aralık 1961’de “Çıkmazdan Kurtuluş Yolu” kapağıyla çıkan ilk sayısında, başlangıçta 156 aydının imzaladığı “Aydınların Ortak Bildirisi”ne (Yön Bildirisi) yer verdi.
İlk imzacılar arasında Muammer Aksoy, Mete Akyol, Erdoğan Alkin, Melih Cevdet Anday, Sadun Aren, Özdemir Asaf, Türkkaya Ataöv, Doğan Avcıoğlu, Hamdi Avcıoğlu, Rona Aybay, Kahraman Bapçum, Deniz Baykal, Fakir Baykurt, Korkut Boratav, Alev Coşkun, Necati Cumalı, Cevat Çapan, Sencer Divitçioğlu, Orhan Duru, Süleyman Ege, Mustafa Ekmekçi, Oktay Ekşi, Tarhan Erdem, Muzaffer Erdost, Sabahattin Eyüboğlu, Ali Gevgilili, Sefa Giray, Turan Güneş, Nail Güreli, Rıza Güven, Abdi İpekçi, Tarık Dursun K., Arslan Başer Kafaoğlu, Ceyhun Atıf Kansu, Suphi Karaman, Coşkun Kırca, Mehmet Ali Kışlalı, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Alp Kuran, İdris Küçükömer, Mahmut Makal, Fethi Naci, Mustafa Özyürek, İlhan Selçuk, Turhan Selçuk, İlhami Soysal, Mümtaz Soysal, Kemal Tahir, Esin Talû, Server Tanilli, Erdoğan Teziç, Taner Timur, Cavit Orhan Tütengil, Tahsin Yücel gibi isimler vardı.
Çetin Altan da imzacılar arasındaydı.
***
Bildirinin ana fikri Türkiye’nin kapitalist yoldan kalkınamayacağıydı.
"Ağırlık merkezi özel teşebbüs olan bir iktisadi sistemin, bugünkü yapısıyla Türkiye’yi hızla ve sosyal adalet içinde çağdaş uygarlık seviyesine eriştirebileceğini sanmıyoruz. İktisat ilminin ve tarihin ışığında inanıyoruz ki, özel teşebbüse dayalı kalkınma yavaştır, ıstıraplıdır, israflıdır, ve sosyal adaletle bağdaşması, az gelişmiş bir memlekette imkansızdır. Böyle bir kalkınma, siyasi gücün geniş ölçüde iktisadi güce tabi kılınması yüzünden demokratik de değildir."
Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü noktasında gereken ilk adımın, topluma yön vereceği belirtilen sivil-asker aydın zümrenin bir iktisadi kalkınma felsefesi etrafında birleşmesi olduğu vurgulanıyordu.
Kapitalist yol bir kurtuluş olmamıştı. Devletçilik ilkesi (yeni devletçilik) kapitalizmden sosyalizme geçişin bir imkânı olarak sunuluyordu.
Bildiri büyük yankı uyandırdı. Bildiriyi imzalayanların sayısı bir süre sonra 1042’yi buldu.
İmzacılar arasında toplumun çeşitli kesimlerinden insanlar bulunmaktaydı:
Bakanlar, senatörler, milletvekilleri, Kurucu Meclis Üyeleri, subaylar, sendikacılar, gazeteciler, bürokratlar, öğretmenler, işçiler, din adamları, köylüler, iş adamları, öğrenciler, futbolcular ve ev kadınları…
Derginin 12’nci sayısında bildiriye ilişkin olumlu ve olumsuz bütün eleştirilere cevap verildi.
***
Yön dergisi, özellikle askerî-bürokratik elit ve üniversite gençliğiyle entelektüel kesim üzerinde etkili oldu.
Yön dergisi, sola bir ses ve fikirlerini duyuracak bir platform vermek suretiyle Türkiye’nin daha açık bir topluma dönüşmesine giden yolda katkıda bulundu.
Kadro dergisi deneyi gibi Yön dergisi de içinden "Yön Hareketi" olarak adlandırılan aydın hareketini doğurdu.
Yön Hareketi, sola ve sol partilere, CHP ve TİP’e yakındı.
Hareket bürokrat aydınların, asker ve sivil karışımından oluşuyordu.
Avcıoğlu, ilk başyazısında “…yirminci yüzyılın ikinci yarısında azgelişmiş memleketler için tek çıkar yol sosyalizmdir” demişti.
İçinde bulunulan yüzyıl sosyal ve milli devrimler yüzyılıydı ve emperyalizme karşı milletçe mücadele milli kurtuluş cephesi’yle yürütülmeliydi. Bu cephede işçiler, köylüler, öğretmenler, subaylar, memurlar, küçük sanatkarlar ve milli burjuvazi bulunuyordu.
Yani bu Millî Demokratik Devrim stratejisiydi.
Millî ekonomi, millî dış politika, halkçılık, millî cephe hep bu stratejiye tâbiydi.
Yön, bu yönelimiyle dönemin en büyük sol-sosyalist siyasal kuvveti TİP’ten ayrı bir kulvarda yürüyordu.
Zaten Millî Demokratik Devrim Tezi daha sonraları sol düşüncede ortaya çıkacak derin bir yarılmanın başlangıcıydı.
***
Marksizmden etkilenen ve yararlanan Kemalist aydınların sosyalizm için yol arayışlarının bir tartışma platformuydu Yön.
Bir anlamda neo-Kadro hareketini çağrıştıracak “sınıfsız ilericiliğin” yeni bir laboratuvarıydı.
1960’larda şeklini bulmuş, ideologluğunu Doğan Avcıoğlu’nun yürüttüğü, tepeden inmeci bir anlayışla Kemalist devrimi ve 27 Mayıs darbesini tamamlayacak bir devrim planı amaçlanmaktaydı.
Türkiye’nin geleceği Doğan Avcıoğlu’nun tabiriyle “zinde kuvvetlerin ‘yüzyıllık aydın uykusu’ndan uyanmalarına bağlı”ydı…
30 Haziran 1967’de yayın hayatını sonlandırdı ve yerini, başta günlük gazete olarak tasarlanan, 79 sayı çıkacak olan Devrim dergisine bıraktı.
***
Türkiye İşçi Partisi ise “Sosyalist Türkiye” için yola çıkmış, Demirel’li yıllarda tarihsel bir rol oynamıştı.
1960 sonrası sol hareket ilk büyük kırılmayı “Millî Demokratik Devrim” ile “Sosyalist Türkiye” anlayışlarının farklaşmasıyla yaşadı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025