Mehmet BARANSU
Aile meselelerini kamuoyu önünde konuşmayı sevmem. Ancak bir süredir Taraf’ta alışkın olmadığımız ilginç olaylar yaşadık. Okuyucunun da dikkatinden kaçmayan olaylardı bunlar. Haberde seçicilik dönemi başlamıştı. Gazetenin sayfalarına “yansıyabilecek, yansıtılmayan, yansıtılmayacak”anlayışı oluşmaya başlamıştı. Birileri, Taraf’ı kişisel ikballeri için bir yerlere çekmeye çalışıyordu.
Aile içinde eleştirilerimizi sıraladık. Dikkate alınmak yerine, “biz en iyisini biliriz” anlayışı başladı. Eleştirilerimiz “sansür” olarak döndü.
Bu yazıyı zorunlu olarak yazıyorum. Çünkü birilerinin gazetede uyguladıkları sansürü “Barış yalanı”arkasına sığınarak açıklaması doğru değil. Doğru olmadığı gibi komik de.
Oral Çalışlar, Radikal Gazetesi’nden ayrılıp Taraf’ın başına geçtiğinde hepimiz sevinmiştik. Ahmet Altan’ın boşluğunu asla dolduramayacaktı ancak Taraf’a da bir şeyler katabilirdi. En azından biz öyle düşünüyorduk. Kısa sürede yanıldığımızı gördük.
Çalışanlarla maaş konusunda yaşanan tartışmada aldığı tavır, “sorununuz beni ilgilendirmez”söylemi ilk şok etkilerinden biriydi. Haksız yere işten atılmalar, Yazıişleri’nden bir ismin geçmiş yıllarda bir editörle yaşadığı kişisel sorunu unutmayıp, kendisini habere gönderdikten sonra işten atması, sorunların büyümesine neden oldu. Çalışlar’ın yapılanlara onay vermesi de bardağı her geçen gün doldurdu.
Asıl büyük tartışma ise gazetede yazarlara uygulanmaya başlanan sansür oldu. İlk sansür uygulanan isimlerden biriydim. Gazeteye gönderdiğim yazı Oral Çalışlar tarafından bana sorulmadan değiştirildi. Bazı yerleri atıldı.
Bu olayı toplantı esnasında gazeteyi okurken fark ettim. Ardından kendisiyle baş başa odasında konuştum. “Bu gazetede sansür başladı da bizim mi haberimiz yok” diye sordum. “Binlerce masum insanın katliam emrini veren Abdullah Öcalan” cümlemi, barış sürecine zarar vereceği için çıkarmıştı. Öcalan’ı eleştirmek bu dönemde doğru değilmiş. Bu yüzden gece yarısı bu cümlemi çıkartmış. Bu yolla barışa katkı sunmuş.
“İstifa edeceğimi” söyleyince, bu kez “özür” dileyerek, haber vermediği için yaptığının yanlış olduğunu söyledi. Haber vererek yapabileceğini düşünüyordu. Bir daha olmayacak diyerek beş kez“özür” dileyince de konuyu orada kapattık.
Ancak gazetede sansürün bittiğini düşünürken, Cengiz Çandar röportajından dolayı önce Neşe Düzel’e, ardından Büşra Ersanlı’ya, Ümit Aslanbay’a ve başka yazarlara Oral Çalışlar’ın sansür uyguladığını öğrendik. Sansür o boyuta gelmişti ki gazeteye demeç verenlerin bile söyledikleri uygun görünmüyorsa kesilip atılıyordu. Süreçle ilgili kendince sorunlu gördüğü cümleleri kimselere sormadan atmayı hak gören bir kişi vardı karşımızda. Aydın Doğan medyasında alışkın olunan bu durum bize yabancıydı.
Yazıişleri’ndeki bir isim de kendisi gibi hareket edince, çalışanlar ve yazarlar açısından bardak taştı.
AK Parti’nin yaptığı ihale usulsüzlükleri, İhale Kanunu’na fesat karıştıranlara verilen cezanın 12 yıldan üç yıla indirilmesi haberleri başta olmak üzere iktidarı eleştirmeyen, yaptığı usulsüzlükleri görmeyen bir anlayış gazeteye yerleşmeye başlamıştı. “Bu haberleri niçin görmüyorsunuz” eleştirilerimize,“sen yazıyorsun ya” ciddiyetsizliğiyle cevap veriyordu. Bu bilindik numaraydı. “Kaçış gazeteciliği ve haberciliği” yapılması kararlaştırılmıştı.
Geçmişte Başbakan’ı ve iktidarı savunan ancak “Paşasının başbakanı” manşetini atacak kadar da tarafsız olan gazetenin, tarafsız editöryal yapısıyla ince ince oynandı. “Başbakanının genel yayın yönetmeni” dönemi başlamıştı Taraf’ta. İktidar eleştirilmeyecek, yolsuzluk görülmeyecek, Uludere unutulacaktı. Selahattin Demirtaş’ın “demokrasi isteyen” söyleminden bile rahatsızlık duyan bir“editöryal bağımsızlıktı” istenen. Yani iktidarın ve örgütün işlediği binlerce hukuksuz eylemi görmemekti sizin “amasız barışınız”.
Lafı uzatmaya gerek yok. Çalışlar, sansür ve durduğu yeri “barış ”, “editöryal bağımsızlık” yalanı arkasına sığınarak açıklamaya kalkışmasın. Gazetecilikte editöryal bağımsızlık olmaz. Neden mi? Gazetecilikte tarafsız olunur. Tarafsız olan kişi de zaten bağımsızdır. Unutmasınlar ki bu ülkede yargı da bağımsızdı ama tarafsız olmadığı için 367 kararı çıktı, AK Parti’ye kapatma davaları açıldı. Antidemokratik kararlar verildi. Bakın antidemokratik ülkelere, hepsinin bağımsızlığı savunduğunu görürsünüz. Tarafsızlığı ağızlarına almazlar.
Ekimde referandum
Aslında bugün çok farklı bir konuyu ele alacaktım. Gürbüz Özaltınlı’nın yazdıklarına küçük bir not düşecektim. Yerim kalmadığı için bir sonraki yazıma kaldı.
İmralı’yla yapılan görüşmelerin ardından AK Parti ve BDP’nin ortak çıkaracakları anayasanın, ekim ayında referanduma götürülmesi amaçlanıyor. Tartışılan konulardan vatandaşlık tanımı referanduma kadar kamuoyunun gündemine getirilmeyip, son anda gece yarısı metne eklenecek. Hazırlanacak anayasada, başkanlık sistemi de yer alacak. AK Parti, başkanlığı halkın kabul etmeyeceğini düşündüğü için bu teklifi anayasanın dışında ele almayı düşünmüyor. Paket içine yerleştirilip, referandumda “evet” çıkması amaçlanıyor. Hükümet örgütün geri çekilmesiyle ilgili de yazılı bir metin, talimat hazırlamayı düşünüyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015