Mehmet DOĞAN
Her ne kadar bazı çevreler haddinden fazla Osmanlı’ya övgüler düzüp dönemi yad ediyorlarsa başka çevreler de Osmanlı’yıhaddinden fazla yerden yere vurarak siyaset sahnesinde kendilerini konumlandırıyorlar. Bu iki konumun ikisini de ideolojik olarak reddetmek pek hala mümkün ancak gerek Osmanlı gerek Cumhuriyet dönemi olsun, siyasetin mirasını reddetmek mümkün olmuyor.
Osmanlı’nın‘’tebaa-i şahane’’olgusuCumhuriyet döneminde‘’tebaa-i İnkılap’’ olmuş, toplumun fertlerinin mutlaka bir amir ile ast-üst ilişkisi kurması sağlanmıştır. İlk örnekte padişahın varlığı ve onun tebaası ile ilişkisinin ‘’tebaa-i şahane’’ olarak tanımlanması,milleti bir hiyerarşik ilişkinin ‘’varlığı,daha önemli olan bir varlığa ilintili’’olantarafı yapmıştır.Keza Cumhuriyet Devrimleri ile toplum ilişkisinin de benzer nitelikler taşıdığını, inkılabın fertler karşısında üstün kabul edildiğini görüyoruz.
Cumhuriyet döneminde sivilotoritenin, askeri otoritenin gölgesinde hüküm sürebildiği ya da askeri gücün iktidara hep yan gözle baktığı söyleniyor. Bu durum tartışıladursun, silahlı gücün mevcut iktidara doğrudan ve dolaylı nüfuz etmesi ilişkisinin Osmanlı’dan miras kaldığını görmek gerekir.Yeniçeriler‘in siyasete ne denli ortak olmaya çalıştıklarını tartışmak ya da İttihat ve Terakki’nin silahlı gücünü siyasete entegre etmesinden söz etmekde tarihin günümüze taşınan bir başka mirasına işaret edebilir.
En büyük siyasi miraslarımızdan biri ise düşman yaratmak ve bu düşmanlara karşı savaşmak için otoritenin mutlaklığınıve doğrudan ya da dolaylı şiddetinidesteklemek. Osmanlı dönemi Meşrutiyet dönemlerinde Masonluk-Farmasonluk ya da özellikle son yüzyılda vatan hainliği suçlamaları, Cumhuriyet arifesinde Bolşevizm ve İngiliz ajanlığı ile palazlanmıştı. Cumhuriyet döneminde ise Komünizm, Hilafet ya da Saltanat yanlısı olmak,engellenmesi gereken ya da izole edilmesi vacip olan tehdidiişaret etmiştir.Erken Cumhuriyet döneminin Komünizm ya da Devrim karşıtlığı olarak kodlandırdığı sorunlar zaman geçtikçe evrilmiş, inkılaplar yerleştikçemevcuttan evvel olanı referans almak ya da arzulamak İrtica-i Faaliyet olarak kayda geçirilmiştir. Sonrasında önce Güneydoğu sonra Kürt Meselesi diye tanımlanan siyasi meseleler çerçevesinde ‘’Ayrılıkçılık, Bölücülük’’ resmi düşman olarak resmi kayıtlarda yerini aldı.Ayrıca Ermeni ya da Alevi olmanın da hedef olmaya yeterli olması durumlarını bu ülke tecrübe etti.
Geçmişten bugüne kalanlara bakalım. İçerisinde olduğumuz siyasi havanın, otoritelere tebaa olmayı, başka üst vazifelere her türlü uygulamayı makul ve makbul kılmayı sağladığına şahit oluyoruz.Dini ya da siyasi aktörlerintaraftarlarına baktığımızda, destekledikleri liderlerin mevcudiyetini ve istikbalini korumak için her türlü eylemi meşru gördüklerini takip ediyoruz.Bu göbekten bağlanmışlık durumunun tarihimizin reddedemediğimizmiraslarından olduğunu düşünüyorum. Makbul ve meşru olarak kodlanmış her türlü ‘üstün yapının’sorgusuz sualsiz korunmasının çalışılması geçmişin bugüne taşıdıklarından değil midir?
Mevcut iktidarın elde ettiği siyasi gücü kullanarakher türlü şiddet kullanımını meşrulaştırmaya çalıştığı anlaşılmalıdır.Düşman yaratarak şiddetini arttırmasının da (Paralel Devlet, Faiz Lobisi, Dış Güçler, Baronlar) toplumun tümüyle reddetmesi gereken bir siyasi miras ürünü olduğunu görmek gerekiyor.Her siyasi çıkmazında başka ‘’sorgulanamaz hedefler’’ koyan mevcut siyasi iktidarın,‘’sorgulanması teklif dahi edilemez’’ eylemlerine şahit oluyoruz. Düşman yaratan hiçbir siyasi ilişkiyi kabul etmememiz gerektiğini, düşmanlar yaratan, sorgulanamaz normlar ve eylemler bildiren her sistemin toplumun ve fertlerinin zararına olduğunadikkatçekmek istiyorum.
Eğer bu mirası reddetmeyi bu dönem başaramazsakkorkarım gelecekte ülkeyeni üstün yapı ve normlara, beraberinde yeni düşmanlara, sonuç olarak üst yapının bekası için araçlaştırılanher türlü şiddet eylemine degebe olacaktır.Siyasetin gücüyle düşmanlar yaratmak toplumun bütünlüğüne dinamit koymak demektir ki bunu geçmişe bakarak anlayabiliyoruz. Birlikte yaşayıp, ‘’tartışarak’’ olgunlaşmak varken birlikteliği reddedip, yok etmek için çatışmanın faydasızlığını görmemiz gerekiyor. Demokrasiyi, tartışıp öğrenmek için amaç değil, mevcut ve müstakbel hedefleri yok etmek için araç olarak gören zihni deşifre etmek,geçmişin zararlı mirasını reddetmek amacı taşıyacaktır.
Sonuç olarak;tartışılamaz üst yapılar kurmak, askeri kuvvetlerin siyasete etkisi ve iktidarın gücünü palazlandırmak için tehdit unsurları yaratmak geçmişimizin hayaletlerinden bazılarıdır. Bunlara karşı farkındalık seviyemiz artmalıdır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2014
22.07.2014
11.07.2014
5.06.2014
25.04.2014
24.04.2014
4.04.2014
1.04.2014
12.03.2014
7.03.2014