Mehmet DOĞAN
AKP Kazandı Çünkü;
1. Her şeyden evvel bilinmeli ki ideolojiler güncel siyasi tartışmaların ötesinde bir anlam ifade ediyor. Yani muhafazakar-liberal AKP seçmeniyolsuzluk, hukuksuzluk vs. gibi gündelik tartışmaları oy kullanırken görmezden geliyor ya da ikincil görüyor. Örneğin bu tür bir siyasi bunalımın ekonomik bunalımlara nazaran çok daha etkisiz kaldığını tecrübe etmiş bulunuyoruz.
2. İdeolojik yönelimlerin(ideolojik tercihi bir çok unsur besleyebilir) tercihleri belirlediği bir ortamda partiler arası geçişimkansızlaşıyor, dolayısıyla muhafazakar AKP seçmeni ne milliyetçi MHP’ye ne de laik-Atatürkçü CHP’yi tercih ediyor.
3. Partiler arası geçişin olmadığı bir ortamda alternatifsizlik bağımlılığı arttırıyor. Bu bağlamda Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu’nun muhalefetlerinin de AKP bünyesinde eritilmiş olmasının muhafazakar sağ seçmenin alternatifsizliğini beslediğini görüyoruz. Ek olarak günümüz AKP seçmeninin MHP’ye de mesafeli olduğunu anlamamız gerekiyor.
4. Karşılaştırma yapabilme fırsatı bulamayan bir muhafazakar sağ seçmenden bahsedebiliyoruz. Alternatifsizlik ve ideolojik bağlılık AKP’yi öne çıkarıyor.
5. Ne olursa olsun AKP’ye oy veririm ya da ne olursa olsun CHP’ye oy vermem diyen seçmenlerin sayısınınseçimin kaderini belirleyen ana unsurlardan birisi olduğunu görüyoruz.
6. Cemaat destekçilerinin belirli bir bölgede seçim kaderi belirleyebilecek bir güçleri olmadıklarını ya da Cemaat üyelerinin AKP ile yarışan adayların lehine bir manevra kabiliyetleri olmadıklarını gözlemledik. Cemaat seçmeni AKP’den kopmakta sanıldığı kadar esnek değil.
7. Allah-u Ekber gibi temel bir İslami söylemin AKP seçmeni tarafından siyasetin merkezine çekildiğine şahit olduk. Bunu laiklik çerçevesinde ele alıp ‘’nasıl olur!’’ sorusunu sormaktan ziyade, AKP ile İslamiyet arasında kurulmaya çalışılan organik bağa dikkat çekmek için gerekli görüyorum.
8. Carl Schmitt teorileri düzleminde bir ‘’düşman yaratma’’ ve düşmana karşı birlik olma stratejisi AKP’nin oylarını ‘’düşmanı alt edebilecek bir lider’’ figürü üzerinde yoğunlaştırmış, Tayyip Erdoğan desteklenmiştir.
CHP Kaybetti Çünkü;
1. CHP ve İslam arasında inşa edilen negatif ilişkinin muhafazakar seçmence gittikçe kabullenilmeye hatta sorgulanmamaya başlandığını ve CHP’nin bunu çözmekteki çabalarının etkisiz kaldığını söyleyebilirim.
2. Atatürk’ü ve Atatürk İlkelerini siyasetinin yapı taşı olarak inşa eden bir parti olarak kendisini bir yaşam standardı ya da ölçüsü ile ilişkilendiren bir parti imajı veriyor. Bu imaj ister istemez ‘’diğerleri’’ yaratıyor. CHP’nin tasavvur ettiği ‘’ideal yaşam standardı’’ muhafazakar seçmen ile arasında önemli bir boşluk oluşturmakla kalmıyor, iletişim sorunlarını da beraberinde getiriyor.
3. Dolayısıyla Atatürk’ü güncel siyasete dahil ederek aktörleştirmek yanlış bir siyasete işaret ettiği gibi Atatürk ile muhafazakar seçmen arasındaki bağların da kopmasına yol açıyor. Açıkçası bu siyaset Atatürk’ün ‘’ortak değer’’ kimliğine zarar veriyor.
4. CHP’nin %20-30 oy oranı eşiğinde sıkışmasını Doğu ve Güneydoğu’daki seçmen ile kuramadığı iletişime de yormakta yarar var. Anlaşılan o ki CHP’nin Kürt Sorunu ya da Kürt nüfusu üzerindeki ‘’etkisizlik ya da iradesizlik’’ algısı artarak devam ediyor. Bu tabloyu Kürt Milliyetçiliği bağlamında ele almanın bizi bir yere ulaştırmayacağını da söylememe gerek yok sanıyorum. Yaklaşık bir milyon seçmen olan Diyarbakır’da CHP’nin 6.500 alıyor olması birçok soruyu da cevaplamayı gerektiriyor.
5. Açıkçası ben CHP’nin bu seçimlerde ortalamanın üzerinde bir performans sergilediğini ve kampanyayı kendi ölçütlerinde başarılı bir şekilde sürdürdüğünü düşünenlerdenim. Aslında bu ölçütlerde yapılabilecek değişiklerin başarıya götüreceğini tartışıyorum. Muhafazakar seçmenle CHP’nin iletişim problemlerini çözememesinin en temel nedeninin ‘’Aynı Yöntem ve benzer Söylemleri kullanması’’ olarak teşhis ediyorum. Önümüzdeki seçimlerde söylemleri ve söylemleri iletmekte kullandıkları yöntemleri yenilemeleri gerektiğine inanıyorum.
6. Son olarak CHP’nin başarısızlığının sorumlusu bence sadece Genel Merkez Siyaseti değildir. Hatta Genel Merkez Siyaseti başarısızlığın bana sorarsanız 3’te1'ine tekabül ediyor. Asıl sorumlu CHP seçmeninin ta kendisidir. CHP’yi sığ olarak tanımlanan sınırlara hapseden de muhafazakar seçmen ile arasına duvarlar ören de CHP seçmenidir. CHP seçmeni ile AKP seçmeni arasındaki dünya görüşü ve bakış açısı farkı, bizzat CHP seçmeni tarafından ‘farklı kodlarla tanımlanmıştır.’ Seçmenlerin kodları arasındakibenzersizlik, karşılıklı akışkanlığı imkansızlaştırmakta ve hatta seçmenleri ‘’hayat görüşü referansıyla’’ zıt kutuplara taşımaktadır.
· Parti genel merkez politikalarını tabanının reflekslerine göre belirlemektedir. Tersi düşünüldüğü noktada ise seçmen tercihlerinin merkez siyaseti şekillendirebildiği varsayımıyla yola çıkabiliyor ve seçmenin merkeze etkisinin noksanlığı teşhisini koyabiliyoruz.Dolayısıyla başarısızlık değerlendirilirken CHP seçmenini de hesaba ortak etmek gerektiğine inanıyorum. Örneğin Kürt Meselesi ve muhafazakar seçmenin sinir uçlarını oluşturan türban meselesindeki CHP seçmeninin tutumu, merkez siyasetin en çok eleştirilen kararlarının da temelini oluşturmaktadır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2014
22.07.2014
11.07.2014
5.06.2014
25.04.2014
24.04.2014
4.04.2014
1.04.2014
12.03.2014
7.03.2014