Mehmet DOĞAN
Cumhurbaşkanlığı seçim yarışının başlamasından itibaren taraflar hakkında yazılan destekleyici ya da eleştirel yazıları takip etme fırsatı buldum. Bu yarışın ikincil aktörleri olarak görülen, muhalefetin desteklediği adayların özellikle muhafazakarlık ve sekülerlik üzerinden birbirlerinden oy devşirebilme potansiyeli olduğu öngörülüyor. Nitekim İhsanoğlu, solcu, muhafazakar ve muhafazakarKürt vatandaşların birinci turda, Demirtaş’a oy vermiş seçmenlerin ise ikinci turda oylarına talip iken, Selahattin Demirtaş’ın Alevilerin ve sekülerlerin oyunu istediğini gözlemliyoruz. Yazıyı Demirtaş’ı odak alarak yazdığım için öncelikle şunu belirtmeliyim; ben şahsen Selahattin Demirtaş’ı çok kaliteli bir siyasi aktör olarak görüyorum. Zekası, üslubu ve kapasitesi bakımından Türkiye siyasetine katkı sağladığına inanıyorum.Ayrıca etkili ve iddialı bir Cumhurbaşkanı adayı olmasının Türkiye demokrasisine çok önemli kazanımlarsağladığının da altını çizmekte yarar var. Ancak mevcut tablo çerçevesinde Demirtaş’ın siyasetini eleştirmek isterim.
Selahattin Demirtaş’ın, siyasi konumu itibariyle ‘’üçüncü yol’’ temsilcisi olduğu iddia edilmekte ve anladığım kadarıyla ‘’devletçi (merkeziyetçi) eski statüko ve devletçi (merkeziyetçi) yeni statüko’’ adaylarından farklı olarak, Çevre’yi temsil etme iddiasıtaşıyor. Bu ‘’Çevre’’ tanımlaması, merkezden dışlanan Alevi, Kürt, gayri-Müslim azınlıklar, ve sol cenahtaki vatandaşları kapsıyor. Bu çerçevede, Mesut Yeğen’in de T24’teki yazısında altını çizdiği, ‘’% 6-7’lik BDP oya ek olarak biraz Aleviler, biraz Ak Parti’li Kürtler, biraz Erdoğan’dan gına getirmiş muhafazakârlar biraz da CHP’den sıtkı sıyrılmış sekülerler’’ hedef alınıyor ve bu kesimlerden oy isteniyor.
Şahsen ben bu tanıma katılmıyor, Demirtaş’ın hedef seçmeninin onu topyekün çevrenin adayı yapmaya yetmeyeceğini düşünüyorum. Bana göre Demirtaş’ın Çevre’yitemsiliyeti koşullu, sınırlı ve çelişkiler barındırmakta. Bu iddiamı açıklarken, Demirtaş’ın HDP’yi ve organik bağı dolayısıyla BDP’yi temsil ettiğini ve bağımsız, bireysel bir aday olmadığını düşünerek yola çıkacağım, dolayısıyla sadece Demirtaş’a değil, temsil ettiği partiye de değineceğim. BDP’nin, PKK’nın politikalarıyla çatışmayan, bir nevi ‘’siyasi kol’’ olma durumunu geçerli sayarak değerlendireceğimi de belirtmeliyim.
BDPher ne kadar HDP’yi kurarak siyasetini merkezileştirme gayreti taşımak, sol siyasetle birleşerek toplum nezdinde kabul edilirliğini arttırmak niyetindeyse de Kürt vatandaşlarının hak arama mücadelesini PKK’yı ve Öcalan’ı çözümün merkezine alarak veriyor olması ‘demokrasi’ söylemindeki çatlağı su yüzüne çıkarıyor. Çözüm yolunun Öcalan’dan geçtiği söylemi ise silahlı, anti-demokratik bir aktörü çözümün anahtarı yapmak çabası içeriyor. Peki anti-demokratik, silahlı bir aktörün demokratik sonuçlar üretmesi nasıl bekleniyor? Bu soruyu, kuruluşundan beri bir çok sivilin ölümüne sebep olmuş, aktif olduğu bölgelerde hükmünü sürdürmek ve güçlenmek adına Kürt vatandaşlarına da her türlü zararı vermekten çekinmemiş, kendisine biat etmeyen Kürt siyasetçilerine tehdidi, itibarsızlaştırma ve izolasyonu enstrümanlaştırmış bir aktöre dikkat çekmek için soruyorum. Siyasi, askeri ve maddi olarak hükmettiği bölgelerde statükolaşmış bir aktörü(Öcalan ve PKK’yı)yüceleştiren Demirtaş, nasıl oluyor da daha dev bir statüko karşısında statüko karşıtlığına aday olabiliyor?
Eş Başkanlık Sistemiile ‘’demokratik ve gücü paylaştıran’’ partiolduğunu iddia eden BDP, Öcalan’ı tekleştirerek ve yüceleştirerek yönetim sisteminden üstün bir aktöre, bir lidere işaret etmiş olmuyor mu?
BDP’ninÇevre’yi temsil etmekiddiası Kürt vatandaşlarını ve haklarını temsil etmek iddiasından ileri gelir ve BDP sol ideolojiyi benimser. Ancak ben şahsen BDP’yi sol değil, ‘’milliyetçi sol’’ olarak tanımlamanın daha doğru olduğu kanısındayım. Çünkü BDP’yi, öncelikli siyaset alanlarının sınıf sorunu, kapitalist sistem ve sonuçları olmayan, Kürt kimliğine ilişkin haklarıodak alan ve misyonunu bu minvalde şekillendiren milliyetçi ancak sol ideolojinin argümanlarını kullanan bir parti olarak görüyorum. Örneğin ‘feodal’ yapılara karşıtlık üzerinden bir sol söylem geliştirirken, söz konusu feodal aktörlerin devletin değil de PKK ya da BDP’nin destekçisi oldukları noktada meşru görülmesini de yadsıyamıyorum.
Demirtaş’ın misyonunun taşıyıcısı olan ve‘’Kürtlerin hakları’’ başlığı üzerinden yürütülen bir hak arama mücadelesi, Kürtlerin hakları dışındaki meseleleri görmezden gelme potansiyeli taşıyor. Örneğin çözüm süreci söz konusu olduğunda AKP’nin Kürt meselesine ilişkin vaatleri, masanın diğer tarafında oturan aktörlerin ya da meselenin müdahillerinin, AKParti’nin anti-demokratik ve şiddeti araçsallaştıran uygulamalarını görmezden gelmelerine neden oluyor. Diğer bir deyişle AK Parti’nin baskıcı, ayrıştırıcı, şiddet odaklı politikaları, AK Parti Kürt sorununun çözümünde umut verdiği ölçüde meselenin müdahilleri tarafından hoş görülebiliniyor. Açıkçası Alevilerin ve gayri-Müslimlerin haklarının ve çıkarlarının, neo-liberal politikalar karşısında ezilen sınıfların, Kürt siyasetinin çıkarlarıyla çeliştiği noktada yok sayılacağını düşünüyorum.
Kürt halkının anadilde eğitim talebini haklı buluyorum. Her türlü asimilasyon politikalarının ortadan kaldırılmasını ve mağdur edilmiş Kürt halkından resmi kanallardan özür dilenmesi gerektiğini düşünen biriyim. Ancak bu düşüncelerim, silahlı ve suçlu aktörleri meşru ve ‘’tek geçerli’’ muhatap olarak görmemi gerektirmiyor.Dolayısıyla bu aktörleri meşrulaştıran ve yüceleştiren bir Cumhurbaşkanı adayının çelişkilerine işaret etmekte, yine o halkın çıkarları doğrultusunda yarar görüyorum.
Selahattin Demirtaş’ın temsil ettiği siyasete ilişkin birkaç noktaya daha değinmek isterim. Ben şahsen Kürdistan terminolojisini, bir etnik topluluğun fazlaca yaşadığı bir coğrafyayı tanımlamak için kullanılmasındairrasyonellik görmüyorum, insanları bir söylemden alıkoymanın dademokratik bir ülkede hiç kimsenin haddi olmadığını da düşünürüm. Ancak‘’birlikte yaşamak istiyoruz’’ söylemine rağmen, son tahlildeKürdistan adında bir devlet (ya da siyasi-askeri egemenlik alanı)kurmak idealinin, BDP’nin temel argümanlarından biri olan ulus-devlet karşıtlığı ile çeliştiğini de görmezden gelemem. Diğer yandan Zazalar meselesinde de benzer bir çelişkiyi görmek mümkün. Zazaların devlet tarafından Türkleştirilmeye,Kürt siyaseti tarafından Kürtleştirilmeye çalışılması asimilasyon karşıtı politika yapanların hanesine yazılacak koca bir çelişkideğil midir? Zaza vatandaşların birçoğunun buna itirazları söz konusu iken ve bazı dil bilimciler Zaza dilinin Kürtçe’den apayrı dil olduğunu söylerken (SevanNişanyan’ın ilgili açıklamalarına da bakınız), DemirtaşZazaca’ya (kendisinin de Zaza olmasına rağmen)‘’Kürtçe’nin lehçesi olarak’’ değinmekten imtina etmemektedir.Zazalığı Kürtlüğün alt kimliği olarak görüp kendisini ‘Kürt Siyasetçi’ olarak tanımlamaktadır. Oysa bu konuda net bir mutabakat olmaması bana göre konuya mesafeli yaklaşmayı gerektirir.Konunun uzmanı olmayan biri olarak, Zazaların ne Kürt ne de Kürt olduklarını iddia ediyorum, ancakZazaca ayrı bir dil ve Zazalık da ayrı bir etnik kimlik ise hiçbir başka etnik grubun üst kimlik olma çabasını doğru bulmam.
Sonuç olarak, bence Selahattin Demirtaş kişilik özellikleri olarak kaliteli, etkili ve Türkiye siyasetine katkı sağlayacak donanımlı bir adaydır, ancak iddia edildiği ölçüde Çevre’nin adayı değildir. Selahattin Demirtaş’ın dile getirdiği argümanların Çevre’nin bazı duyarlılıklarına işaret etmesine rağmen, siyasi konumunun ve eylemlerinin çelişkiler barındırdığını görmezden gelemeyiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2014
22.07.2014
11.07.2014
5.06.2014
25.04.2014
24.04.2014
4.04.2014
1.04.2014
12.03.2014
7.03.2014