Mehmet DOĞAN
Günümüzde uygulanan iki temel demokratik yönetim biçimi ‘’Başkanlık Sistemi’’ ve ‘’Parlamenter Sistem’’dir. Bu tanımdan Başkanlık Sistemi’nde parlamento olmadığı düşünülmesin, bu tanımlar gücü dağıtan mekanizmayı referans alır. Başkanlık Sistemi yürütme gücünü Başkan’da toplarken, Parlamenter Sistem’de yürütmenin başı olan Başbakan gücünü meclisin onayıyla ve önce milletvekili seçilerek edinir.
Parlamenter Sistemi en iyi şekilde uygulayan ülkelerin başında İngiltere gelir. Başkanlık Sistemi ise Amerika Birleşik Devletleri ile örneklenir.
· Amerika’da erken seçim, güven oyu, koalisyon hükümeti gibi formüller yoktur. Her 4 senede bir seçilen Başkan, ‘’Vatana İhanet’’ suçlaması dışında yargılanamaz ve görevden alınamaz. Öldüğünde dahi yerine Başkan Yardımcısı geçer ve 4 yıllık süre tamamlanana dek görevi devam ettirir.
- Amerika’da kabinenin tümünü Başkan atamaktadır ve koalisyon olmak ihtimali yoktur. Bu durumda güç paylaşımından söz edilemeyeceğinden, çoğunluk oyunu az bir farkla kazanmış bir parti tüm yürütmeyi elinde bulunduracaktır.
- Türkiye’de ise durum çok farklıdır. Parlamento içerisinde çeşitli mekanizmalarla hükümet denetlenebilir. Güven Oylaması mekanizması en önemli denetleme mekanizmalarından biridir. Parlamento üyeleri hükümete Güvensizlik Oyu verebilir ve hükümet değişebilir. Gücü kısıtlayıcı, meşru bir mekanizmadır.
- Başkanlık Sistemi’nin aksine, Parlamenter Sistemde Koalisyon Hükümeti kurulabilir. Bu durum çoğu kez istikrarsızlıkla bağdaştırılarak itibarsızlaştırılır. Ancak, Koalisyon Hükümeti demek, farklı partilerin yürütme gücünü paylaşmaları yani aynı zamanda birbirlerini denetliyor olmaları demektir. Bakanlar Kurulu’nda alınan kararlar koalisyon ortaklarının onaylarını aldığında, toplumun farklı kesimlerinin temsiliyeti yürütme organına yansıtılmış olur.
Türkiye’de 12 yıllık tek parti iktidarının tecrübesi bizlere gösterdi ki denetimsizlik ve gücün tek bir yapıda toplanması geri dönülmez zararlar vermektedir. % 34 ‘lük bir oy alan partinin 2002’de iktidara gelmesi, gücün merkezileşmesini, denetimsizliğini ve mutlaklaşmasını sağladı. Mutlak otorite, ‘’karşıt tanımaz’’ bir biçimde muhalifleri bastırmaya, elde ettiği güç ile itibarsızlaştırmaya ve muhalefetin kendisini anlatma kanallarını kapatmaya başladı. Yani görülmektedir ki %34 oy alan bir parti, çeşitli yöntemlerle karşıtlarını merkez siyasetten uzaklaştırma, sindirme ve ülkenin 3’te 2’sinin iradesini üzerinde toplama imkanı bulabilmiştir.
· Koalisyon Hükümetleri ise siyasi ortakların uzlaşmasını, makul seviyelerde buluşmasını ve kamuoyunun manipülasyonunu en aza indirmeyi sağlayacaktır.
· Parlamento’da tek başına mutlak gücü elde eden bir parti olmaması ‘’Uzlaşma’’ prensiplerini genişletecek, alınan kararların meşruiyetini arttıracaktır.
· Parlamentoda gücü tek başına ele alan AK Parti’nin, gücüne dayanakla Hakimler ve Savcıların seçilmesinde kabiliyeti olan tek parti olması, hukuk organlarında da tek partinin kadrolaşması sonucunu doğurmuş, Yasama, Yürütme ve Yargı’nın fiilen tek partinin eline geçmesine sebep olmuştur.
Şu aşamada siyasi koşullar gösteriyor ki yeni bir tek parti iktidarı mümkün değil.Ne AK Parti ne de CHP tek başına iktidar olacak desteği edinemeyecek. Bu nedenle Başbakan’ın miting meydanlarından Koalisyon Hükümeti korkusu salmaya çalıştığına şahit oluyoruz.
Açıkça söylemeliyim; kimse merak etmesin, endişe buyurmasın. ‘’Koalisyon Hükümeti’’, ‘’Tek Parti Hükümeti’’ ile kıyaslandığında Koalisyon ‘un çok daha demokratik ve güvenilir sonuçlar doğuracağı muhakkak.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2014
22.07.2014
11.07.2014
5.06.2014
25.04.2014
24.04.2014
4.04.2014
1.04.2014
12.03.2014
7.03.2014