Mehmet Ocaktan
Hemen bütün yazılarımda hukukun üstünlüğüne, özgürlüklerin teminat altına alınmasının önemine ve insan haklarına dikkat çeken cümleler kurmaya özen gösteriyorum. Bu yüzden de özellikle bazı dindar çevrelerden ve de Kemalist paradigmaya iman etmiş ulusalcı kesimlerden eleştiriler alıyorum.
Mesela bir okur diyor ki: “Batı’nın değerleri olarak bilinen ve bir bakıma şeytan işi olan hukukun üstünlüğü, insan hakları ve özgürlükleri adeta putlaştırıyorsunuz. Bu yaptığınız İslami değerleri yozlaştırmaktır ve bu ülkeye ihanettir.”
Hemen belirtelim, bu zihniyet yapısına göre hakkı-hukuku, adaleti savunmak, insanın en temel hakkı olan ifade özgürlüğünü istemek bazı dindarlar için bir ihanet ve şeytan işidir.
Yani dindarlar hakkaniyete dayalı bir adalet anlayışından yana değildirler, bireyin özgür olması gerektiğine inanmazlar ve hukukun üstünlüğünün şeytan işi olduğuna inanırlar öyle mi?
Herhalde Allah’ın akıl ve irade bahşettiği hiçbir aklı başında Müslüman, ya da bir birey böylesine akıl dışı bir anlayış içinde olamaz.
Ama kabul etmek gerekiyor ki, son dönemde ciddi bir akıl tutulması yaşayan, adeta hezeyan halinde evrensel değerlere saldıran bir kesim var ve bunlar aramızda dolaşıyorlar.
Doğrusu açık yüreklilikle şöyle bir soruyu sormak gerekiyor. Acaba hak-hukuk, adalet gibi değerler, gerçekten Müslümanlar için bir anlam ifade etmiyor mu?
Eğer böyleyse, İslam’ın iki ana temel kaynağı olan Kur’an ve Sünnetin insanlığa önerdiği evrensel doğrularla, hukuka ve özgürlüklere karşı çıkan dindarların İslam’la olan bağlarını yeniden gözden geçirmekte yarar var demektir.
Çünkü Kur’an’ın yöneticiler dahil herkes için bir vecibe olarak önerdiği ‘adalet’, en üst değer ve erdem olarak tarif edilmektedir. Dahası, Kur’an’da özellikle yöneticiler ve karar verici konumunda bulunan herkese adaletle hükmetmek dini bir ödev olarak yüklenmiştir. (1) İnsanın Allah nezdinde en üstün değer ölçüsü olan takva(2) erdemine nail olabilmesi için adil olması(3) ve adaletli söz söylemesi (4) gerekir. Esasen doğrulukla (sıdk) birlikte adalet (adl) de ilahi kelamın birer niteliğidir. (5)
Hakka-hukuka riayet ve adaletin sağlanması konusunda Kur’an’ın açık emirleri ve Hz. Peygamber’in uygulamaları olmasına rağmen, özellikle bazı dindar kesimlerin adeta bir cahiliye anlayışıyla hareket etmeleri, “hukukun üstünlüğü” kavramını şeytanlaştırmaları kelimenin tam anlamıyla bir talihsizliktir.
Maalesef son yıllarda dindar kesimler, çoğu kez bilinçli bir tercih olmamakla birlikte hamasi nutukların da etkisiyle ulusalcı bir iklime evrilmiş bulunuyorlar. İşte tam da bu yüzden, dindar kesimler dahil toplumun hatırı sayılır önemli bir bölümü gerek İslam’ın insani ve ahlaki değerlerini, gerekse demokratik değerleri bile memleketin bekası üzerinden değerlendirmekte ve gerektiğinde reddedebilmektedirler.
Kısacası, memleketin bekası söz konusuysa dindarlar, ulusalcı Kemalistler ve milliyetçiler ittifak halinde demokratik değerlerin, özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün feda edilmesinde bir beis görmemektedirler.
Ülkenin bekası elbette herkes için önemlidir, ama unutmamak gerekiyor ki hukukun düzgün işlemediği, özgürlüklerin kolaylıkla feda edilebildiği, en doğal insani hakların yok sayıldığı bir ülkenin bekasını sağlamak da mümkün değildir.
1- 196, Nisa 4/58; Maide 5/42; Sad 38/26, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, İslam’ı Doğru Anlıyor muyuz?, s. 196
2- Hücurat 49/13; 3-Maide 5/8; 4-En’am 6/152 5-en’am 6/115, a.g.e, s. 197
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025