Mehmet Ocaktan
2025 yılında hem küresel ölçekte hem de ülkemizde öylesine acılı ve kabus dolu günler yaşadık ki olup bitenleri tümüyle hafızalarımızdan silip yeni ve umut dolu bir yıla merhaba demeyi çok istiyoruz.
Özellikle dünya ölçeğinde baktığımızda, kelimenin tam anlamıyla bir deliler çağında yaşadığımızı söylesek herhalde hiç yanlış olmayacaktır.
Gazze’de bir Hitler bozuntusu, bütün dünyanın gözü önünde çocukları, bebekleri, kadınları katlederek yüz yılın soykırımına imza attı ve hep birlikte bu utancı seyrettik. Sadece seyretmekle kalmadık, Amerika’daki çılgın ihtiyar başta olmak üzere Avrupa’nın demokrasiye ihanet eden liderlerinin, Netenyahu’nun kanlı ellerini temizleme utancına da birlikte tanıklık ettik.
Kuşkusuz esas talihsizlik, liberal demokrasinin yaşadığı kriz yüzünden, bunca tecrübeye rağmen demokratik dünyanın yeniden otokratların, delilerin hakim olduğu yeni bir evreye geçmiş olmasıdır.
Ne yazık ki Amerika’da Trump’la başlayan bu akıl dışı dönem, doğal olarak perde gerisinde pusuya yatmış bütün otokratlara bir bakıma hayat verdi. İkinci Dünya Savaşı’nın acılarını yaşamış, Hitler faşizminin nasıl bir insanlık yıkımına yol açtığına tanıklık etmiş Avrupa bile, kelimenin tam anlamıyla bir hafıza yitimiyle malul durumda.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra herkes inanıyordu ki artık Hitler ve Mussolini gibi deliler ülke yönetimlerine gelemeyecek ve dünyamız bir daha aynı ateşe atılmayacaktı. Ama çok değil tam 70 yıl sonra yanıldığımızı acı bir şekilde öğrendik.
Amerikan rüyasını karartan, demokrasiye tuzak kuran, modern otoriterliğin zirvesinde bulunan Trump ikinci kez başkan seçildi, Rusya’da Putin diktatörleri kıskandıracak bir yönetim oluşturdu. İsrail’i ise Hitler’e rahmet okutacak Netenyahu adlı bir katil yönetiyor…
Dünyada buna benzer, mebzul miktarda diktatör taslakları var ve hepsi sırada bekliyorlar ama bu üçlü sadece deli değil, zır deli aynı zamanda…
Artık yaşayarak öğreniyoruz ki otoriter liderler, yasamayı ve yargıyı korkutarak iktidarlarını sağlama almayı çok önemli bir amaç haline getirmiş bulunuyorlar.
Felsefe, politika ve bilim uzmanı Prof. Dr. Carl Walter, üç yıl önce Quora’da yazdığı bir yazıda demokrasiye karşı yükselen tehlike çanlarını şöyle tanımlıyordu: “Donald Trump ve radikal sağın (yerli faşist hareketimiz) yükselişiyle birlikte, beyaz üstünlükçüler ve yerli milis gruplarıyla birlikte işler değişti. Demokrasimizin temel taşları olan ifade özgürlüğü, özgür basın, özgür ve adil seçimler ve kaliteli kamu eğitimi, Donald Trump ve aşırı sağın amaçlarına hizmet edecek şekilde marjinalleştiriliyor ve çarpıtılıyor.”
Maalesef cehennemin taşları böyle döşeniyor ve demokrasi böyle ölüyor… Delilere karşı, insanlığın ortak vicdanı için bir umut ışığı yanar mı bilemeyiz ama bu evrende yaşayan insanlar olarak, demokrasiye musallat olan bu delilerden kurtulmak için 2026’yı umutla karşılamak istiyoruz.
Kim bilir insanlık için belki hala bir umut vardır, belki de hiç beklemediğimiz bir anda birileri bu delileri başka bir evrene gönderir… 14. yüzyılın sonlarından itibaren deliler, nehir gemicilerine emanet edilirmiş, suyun akışıyla uzaklara taşınır, normal insanlar arasından sürgün edilip, aynı zamanda suyla arındırılırlarmış…
Delilerden arındırılmış bir dünyada yaşamayı kim istemez ki…
Ama bu arada bir gerçeğin altını çizmekte de yarar var. Birilerinin gelip bizi kurtarmasını beklemek yerine, öncelikle demokratik haklarımıza ve özgürlüklerimize sahip çıkmayı öğrenmek zorundayız.
Amerika’nın kurucu babalarından Thomas Jefferson’ın bu konuda çok önemli bir sözü var. Jefferson, 1816 yılında Albay Charles Yancey’e yazdığı bir mektupta şöyle diyor: “Bir millet cahil ve özgür olmayı bekliyorsa... hiç olmamış ve asla olmayacak bir şey bekliyor demektir.”
Evet, otoriterliğin yeni yükselişiyle birlikte öfke ve kutuplaşmanın hüküm sürdüğü fevkalade karanlık zamanlarda yaşıyoruz. Maalesef otoriterlik dalgasının üzerinde adeta sörf yapan yüzyılımızın delileri, demokrasinin sunduğu fırsatları kullanarak dünyamızı yeni bir yıkıma götürmek istiyorlar. Ama umutsuz değiliz, delilerin yarattığı bu dehşeti tersine çevirebiliriz, yeter ki korkuya kapılmadan haklarımıza ve özgürlüklerimize sahip çıkmayı bilelim…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025