Mehmet Ocaktan
Bu nasıl bir travmadır ki ne zaman problemlerimizi çözmede beceriksizliğimizle yüzleşmek zorunda kalsak, rasyonaliteden değil, komplo teorilerinden medet umar hale geliyoruz. Sadece bugün için değil, neredeyse yüz yıllık bir tarihimize yakından baktığımızda bütün iktidar mücadelelerinde siyasi muarızlar birbirlerini dış güçlerin adamı ya da ‘vatan hainliği’ ile suçladıklarını görürüz.
Mesela 1946-50 yıllarında CHP ile DP arasında büyük kavgaların yaşandığı dönemde, CHP, DP’yi kaos yaratmak, ihtilalle iktidara gelmek istemekle suçlarken, “Eisenhower’in müşavirlerinden birinin Türkiye’yi ziyaret ettiği bir dönemde CHP hükümeti eleştiren bir bildiri yayınlayınca, DP muhalefetin ‘memleketin yüksek menfaatlerini bir ihtiras uğruna ayaklar altına’ aldığından söz eden sert bir cevap vermiş, Menderes de partiyi jurnalcilik, milli menfaatleri kundaklamak, casusluk gibi son derece ağır ifadelerle suçlamıştır.” (Tanel Demirel, Türkiye’nin Uzun On Yılı, s.160)
Talihsizliğe bakın ki 70 yıl sonra geldiğimiz noktada yine benzer manzaraları yaşıyoruz. Türkiye’de son dönemde siyasetin doğal seyri içinde ilerlemediğini, özellikle de “Türk tipi” başkanlık sistemiyle birlikte kökleri Osmanlı’ya kadar uzanan devletin kurumlarının teker teker yok olduğunu bu yüzden de ülkenin her alanda derin savrulmalar yaşadığını artık hepimiz biliyoruz.
Maalesef kimsenin memleketin her gün büyüyen sorunlarıyla ilgili proje üretmek gibi bir derdi olmadığı için, hamaset dili üzerinden siyaset yapmak bir kahramanlık gösterisi haline dönüşmüş bulunmaktadır.
Toplum, özellikle iktidar bloğunda yer alan siyasetçilerin ve iktidar yandaşı kalemlerin, muhalif duruşlara karşı her gün tekrarladıkları ezberlerini dinlemekten yorgun düşmüş durumda. Ama ne yazık ki onların ülkenin geleceği ile ilgili bir dertleri yok. ABD’ciler, İngilizciler, Almancılar, Sorosçu’lar, bölücü merakı içinde olanlar, hainler benzeri hayali düşmanlar yaratarak vatanseverlik yaptıklarını sanıyorlar.
Bugün geldiğimiz noktada siyaseti dar bir alana hapseden hamaset temeline dayalı tartışmaların içinden “Amerikancı, İngilizci, Sorosçu, hain” gibi hayal mahsulü kelimeleri çıkardığımızda geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Çünkü bu tür tartışmaları yapanların gerçeklik duygusuyla bir bağları kalmadığı gibi, en azından yakın tarihe bakmak gibi ahlaki bir tutarlılıkları da bulunmamaktadır.
Mesela son günlerde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün KARAR’a verdi röportaj üzerinden başlatılan itibarsızlaştırma kampanyası bu konuda ibret verici bir örnektir.
Kim bu Abdullah Gül?
Türkiye’de başbakanlık, dışişleri bakanlığı, cumhurbaşkanlığı yapmış ve aynı zamanda AK Parti’nin kuruluşundan itibaren temel taşlarından birisi olmuştur. En önemli vasfı da, hiçbir zaman gizli gündemi olmamış bir devlet adamı olmasıdır.
İşte tam bu noktada, Abdullah Gül’ün nasıl İngilizci, Amerikancı olduğuna yakından bakmakta yarar var.
Hafızalarımızı tazeleyelim ve meşhur 1 Mart tezkeresini hatırlayalım. Dönemin başbakanı Abdullah Gül... 25 Şubat 2003’te Irak krizi konusunda hükümet tarafından Meclis’e sunulan “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükümet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” reddediliyor. Unutmayalım, 1 Mart tezkeresi bugün Amerikancı, İngilizci yaftalarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışılan Abdullah Gül’ün gayretleriyle reddedilmişti. Galiba bu konularda birazcık olsun tarih bilmek gerekiyor...
Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha sonra yaptığı açıklamalarda “Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu açıkça söylemediler. Birileri de gizli kulisler attılar. O insanların kimler olduğunu araştırır bulursunuz” ifadelerini kullanmıştı.
Aslında meselenin özeti şu; Amerika ve Avrupa ile ilişkilerin geliştirilmesini, hatta derinleştirilmesini isteyebilirsiniz. Esas önemli olan, ülkenin çıkarları söz konusu olduğunda, nasıl ve nerede durduğunuz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025