Mehmet Ocaktan
Montesquieu “Kanunların Ruhu Üzerine” adlı eserinin girişinde diyor ki: “Cehaletin hüküm sürdüğü bir çağda, insanlar en büyük kötülükleri yaparken dahi, herhangi bir şüphe duymazlar. Aydınlık bir çağda ise, insan en büyük iyilikleri yaparken dahi korkuyla titrer.”
Günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız hukuksuzluklar, adaletsizlikler, ya da vicdanımızı sızlatan hakkaniyetsiz tutumlar karşısında bazen yüksek sesle, bazen de korktuğumuz için sözcükleri yutarak içimizden isyan ederiz, kimse duymasa da...
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, yıllarca adaletin, merhametin, hakkaniyetin dinin esası olduğunu söyleyen dindarlar bile vicdanlı olmaktan, “Adem” olmaktan vazgeçmiş durumdalar.
Hal böyle olunca, dinin esasını oluşturan adalet ve hakkaniyet kavramları sadece ilahi metinlerde kalmış ve insanların hayatına sirayet edememiştir. Oysa Kur’an’da adalet sıfatından mahrum olan kişi dilsiz, aciz ve hiçbir işe yaramayan köleye benzetilerek böyle birinin, adalet faziletini kazanmış, dolayısıyla doğru yolu bulmuş olanla bir tutulamayacağı bildirilmiştir. (en-nahl 16/76) Kısacası ayette adaletin bir kemal sıfatı olduğuna işaret edilmiştir.
Daha net olarak ifade etmek gerekirse, Kur’an’a göre adaletin ölçüsü, yahut tek dayanağı hakkaniyettir. Eğer devleti yönetenlerde hakkaniyet ölçüsü kaybolursa, o ülkede hukuk devleti ilkelerinin işlemesi de, adaletin tecellisi de mümkün değildir.
Bugün içinde bulunduğumuz hali bu perspektiften değerlendirdiğimizde, hakkaniyetsizliğin, adaletsizliğin gerek kurumsal, gerekse toplumsal manada ne tür acılara yol açtığını daha yakından görürüz.
Maalesef bugün öylesine bir duyarsızlık hali yaşıyoruz ki, insanlar herkesin gözünün önünde cereyan bir haksızlığı, hukuksuzluğu en azından anlamak yerine, yıllardır bellediği ezberlerine göre bir hikaye yazmayı tercih ediyor.
En son Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın Twitter’in coşkusuna kapılarak “Işıklar yanıyor” şeklindeki düşüncesiz paylaşımı, bu konuda ibret verici bir örnektir. Malum, hafızalarımızda bu tür sözler eski Türkiye’de “darbe iması”na işaret eden bir ifadedir. Ancak işin özüne baktığımızda, AYM üyesi Yıldırım’ın da ‘özür’ dileyerek açıkladığı gibi bu sözler eski Türkiye’yi çağrıştıran bir içeriğe sahip değildir.
Ancak iki-üç gündür koparılan fırtınaya baktığımızda, meselenin başka bir mecraya taşınmak istendiği çok açık. Bir kere Anayasa Mahkemesi bugün geçmişin “vesayetçi” anlayışına göre değil, tam aksine “hukuk devleti” ilkelerine bağlı ve özgürlükçü bir çizgide hareket etmeye çalışıyor. Dolayısıyla, bu paylaşımdan “darbe iması” çıkarmak isteyenlere buradan ekmek çıkmaz...
Kaderin cilvesine bakın ki geçmişin “vesayetçi” anlayışına karşı çıkanların, bugün hukuk normlarına sadık kalmaya çalışan Anayasa Mahkemesi’nin kararlarından rahatsızdırlar. Eğer bu olay karşısında sesini yükseltenlerin derdi gerçekten hukuk olsaydı, AYM’nin CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ile ilgili yeniden yargılama kararını tanımayan ve anayasal düzene karşı çıkan alt mahkemenin kararına itiraz etmeleri gerekirdi. Ama ne yazık ki iktidar cenahı, açıkça anayasaya karşı çıkarak bir bakıma “hukuk devleti”ne darbe niteliği taşıyan alt mahkemenin kararını eleştirmek yerine, AYM üyesinin paylaşımından “hayali darbe” üretmeyi tercih etmiştir. Oysa Anayasa’nın 153. Maddesi son derece açık: Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Kısacası alt mahkeme dahil, kim AYM kararına uymuyorsa ‘anayasa suçu’ işliyor demektir.
Ne yazık ki adalet ve hakkaniyet duygusu kaybedildiği için gerek siyasal iktidar, gerekse bazı kesimler nezdinde bireylerin haklarının ihlal edilmesi değil, siyasal kazanç önemli hale gelmiştir. Bu böyle olduğu içindir ki, AYM üyesinin paylaşımından darbe iması çıkaranlar, bir televizyon kanalında komşuları ile ilgili ‘ölüm listesi’ hazırladığını söyleyen Sevda Noyan hakkında takipsizlik kararı verilmesini de görmezden gelebilmektedirler. Maalesef adalet değil, siyasi oportünizm önemli hale geldiği için yapılabilecek bir şey yok...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025