Mehmet TIRAŞ
Neval El Seddavi’nin Romanı 1970’li yıllarda Mısır’da geçer:
“Roman’ın baş karakteri bir fahişedir.
Bir gün kendisini zengin iş adamlarına pazarlayan, parasını da vermeyen Marzuk’u öldürür.
İdama mahkum olur.
Roman hapishanede idamını bekleyen Firdevs ile yapılan söyleşiden doğar.”
Firdevs, Mısır’da kırsal kesim de kalabalık ve yoksul bir aile de dünyaya gelir..
Kız çocuklarının ölümünden erkeklerin etkilenmediği, ilkel bir kültürün hakim olduğu ve yaşandığı bir ailede büyür.
Çocuk yaşta şehvet duygusunun körelmesi için öz annesi ve komşuları bir kadın tarafından sünnet ettirilen…
Babası kız çocukları öldüğünde hiç etkilenmez ve hiçbir şey olmamış gibi davranır…Erkek çocuklarından birisi öldüğünde karısını döven vahşi birisidir.
Kendisi doymadan hiçbir çocuğuna bir lokma bile ekmek vermeyen merhametsiz bir adamdır.
Firdevs ilk okula başlama çağına geldiğinde ilk önce Kahire’ de ilahiyat okuyan amcası tarafından tacize uğrar.
Her kız çocuğu gibi bunu kimseye söyleyemez, bir de okumak için ancak amcasının destek vermesiyle mümkün olduğu için tacize katlanmak zorunda kalır.
Sonunda amcası okuması için Firdevs’i yanına alır ve okula yazdırır.. Firdevs ilkokulu ve orta okulu başarı ile bitirir, ülke genelinde de derece yapar, 7.olur.
Amcası evlenince Firdevs’in hayatı çok zorlaşır.
Okul hayatının önü kesilir.
Amcasının yeni karısı onu evden uzaklaştırmak için ,Firdevs’ten kırk yaş büyük hasta amcası, şeyh Mahmut ile evlenmeye zorlar. Firdevs’in amcası da karısını destekler.
Yaşlı adam Firdevs’i cinsel ihtiyacını karşılayan, yemek ve temizliğini yapan kendine hizmet eden biri olarak görür, Firdevs’i insan yerine koymaz. .
Şeyh Mahmut’un boğazında bir delik vardır ve bu delikten sürekli irin akar, bu irin akıntısı Firdevs’e çok büyük tiksinti verir. Adam bir de Firdevs’e kendisini öpmesi konusunda zorlar.. Firdevs’i sudan bahanelerle döver.. Yemesini kıskanır, müsrif olduğu konusunda Firdevs’e sürekli şiddet uygular, hakaret eder yaşlı adam.
Firdevs Şeyh Mahmut’un sürekli kendisini dövdüğünü amcasına anlatır ama amcası, karsını dövmeyen erkek mi var bu normal bir durum der.
Firdevs bu şiddete dayanamaz ve evden kaçarak kendini sokaklara atıp, iş aramaya koyulur.
Kahve işleten Beyyumi isminde bir adamla tanışır.
Bekar olan adam Firdevs’e iş bulana kadar bende kalabilirsin, iki odalı evin bir odasını sana veririm der.
Kendisine gösterilen odaya yerleşir, ilk iki gün kahveci çok iyi davranır,ardından cinsel taciz başlar.
Bir gece Firdevs’in yatağına Beyyumi’ye hiç benzemeyen biri girmeye kalkar.”Sen kimsin” diye sorduğunda koynuna giren adam fark eder mi, sen bir fahişesin,Faişenin seçme hakkı m”ı var der.
Kahveci Beyyumi evden çıkarken evin kapısını Firdevs’in üzerine kilitleyerek çıkar.Gece geç saatlerde eve gelir cinsel dürtülerini karşıladıktan sonra da yatar.
Artık Firdevs evden kaçmanın ve bu adamdan kurtulmanın yolunu arar..
Komşusu yaşlı kadına pencereden durumu anlatır.
Yaşlı kadın da “polis çağırayım”der ama ;Firdevs polis çağırma polis beni tutuklar diye itiraz eder.
Sen bir çilingirci çağır der, yaşlı kadın da çilingirci çağırır kapıyı çilingircinin açması ile Firdevs evi hızla terk eder. Nereye gideceğini ve nerede kalacağını bilemez..
Sokaklarda tur atar yağışlı havalarda otobüs duraklarına sığınır.
Nil Nehrinin kenarında bir banka oturup kendini dinlediği sırada, karşısına bakımlı çok pahalı kiyafetleri üzerinde olan,makyajlı elli yaşlarında bir kadın başına dikilir. Kadın seni kim kullanıp sokağa attı der?
Birkaç tane de erkek ismi sayar.. Ve saydığı erkek isimleri arasında Beyyumi’de vardır.
“Beyyumi’yi tanıyor musun?”
“Kadın yok öylesine saydım der.”
Firdevs’e kadın gel benimle, ben bu yoldan geçmiş biriyim diyerek kendini tanıtır, adının ŞERİFE olduğunu söyler…”Ben de Firdevs deyip beraber yürümeye başlarlar.”
Şerife’nin Nil nehrinin manzarasını gören görkemli apartmanına, asansörle lüks döşenmiş dairesine çıkarlar.Şerife yıkanması için banyoyu gösterir, Firdevs’e giymesi için de çok kaliteli ve güzel temiz kıyafetler verir.
Banyodan çıktıktan sonra Şerife Firdevs’i karşısına alıp başlar anlatmaya; ”herkes bir gün ölecek önemli olan nasıl yasacağımız. Erkekler kadınların değerini bilmez,kendi değerini belirleyen kadındır.Senin değerini ve fiyatını artık ben belirleyeceğim..”
Şerife randevu evi işleten lüks içinde yaşayan bir kadın.Şerife Firdevs’i erkeklere pazarlar ama beş kuruş para vermez.Sadece beraber olacağı erkeklere bakımlı ve güzel görünmesi için kıyafetler ve makyaj malzemesi alır,bir de yemesini içmesini temin eder.
Firdevs bir gün beraber olduğu Şerife’nin de yakın dostu adamın kendisine senin üzerinden çok para kazanıyor, sana ne kadar para veriyor demesi ile, Firdevs sabaha karşı özel eşyalarını toplayarak Şerife’nin evini de terk eder,değişmez mekanı sokaklara kendini atar.
Şerife’nin sözü aklından çıkmaz,”bir kadın kendi değerini kendi belirler”, “gençliğini ve güzelliğini erkeklere sen pazarlayarak belirleyeceksin sözü” Firdevs’in aklına Şerife’nin sözü soru çengeli gibi takılır.
Firdevs her sokağa kendini attığında tesellisini Nil nehrinin kenarında arar,kendi içinde yolculuğa çıkar..Nazlı nazlı akan nehrin rengini ve suyun akışını seyrederek öfkesini dağıtarak kendine gelir.
Sokakta yalnız dolaşan polis Firdevs’e benimle beraber olmazsan, seni karakola götürürüm der ve polisle karanlık bir sokakta beraber olur ama, polis para yok, başka zaman veririm diyerek uzaklaşır.
Artık Firdevs bedeni üzerinden para kazanmanın ve seçici olmanın yollarını arar..Bir gün durakta yanına lüks bir araba yanaşır, arabanın camından kendine bakan adama gülümsemesi ile,adamın arabasında kendini bulur… Bilmediği güzel bir eve giderler hiç pazarlık yapmadan adamla beraber olduktan sonra,adam on lira gibi çok büyük beklemediği bir para verir ve Firdevs’te şaşırır. Hemen doğru lokantanın yolunu tutar günlerce aç olan karnını, bir kızarmış tavuk ısmarlayarak doyurduktan sonra,Firdevs bir ev tutar ve kısa sürede de çok büyük paralar kazanmaya başlar.
Evini değiştirir varlıklı kadınların gittiği kuaförlerde saçlarını yaptırır.Yüksek topuklu ayakkabı, mini etek giyer ve lüks giyinir.Marka makyaj malzemeleri kullanır, bir fahişe gibi değil de Firdes,artık tam bir sosyete kadın rolünü oynar ve sokaklarda polis korkusu yaşamaz..
Firdevs ne kadar çok para kazansa da bu işi bırakmak ister, kendini pazarlamadan utanır.. Genişleyen çevresinden tanıdığı birisi tarafından bir şirkette büro işlerini yürütecek bir iş bulur.
Güzelliği ve bakımı ile şirkette ki erkeklerin dikkatini çeker ama,Firdevs hiç yüz vermez çok ciddi davranır hatta tebessüm bile etmez erkeklere..
Bir gün fabrikada devrimci İbrahim denilen biri ile tanışır.İbrahim özgürlük ve adalet üzerine fabrikanın yemekhanesinde yaptığı konuşması Firdevs’in çok hoşuna gider ve İbrahim’le sık sık bir araya gelirler, bu arkadaşlıkları aşka dönüşür. Firdevs ilk defa bir erkeğe aşık olur, İbrahim’i görmeden duramaz, gördüğünde de ise lal olur dili tutulur adeta titrer.
Tam İbrahim’le evleneceği hayalini kurarken, fabrikada birlikte çalıştığı kadın arkadaşı, İbrahim fabrika müdürünün kızı ile nişanlanmış akıllı bir çocuk geleceğini düşünmüş demesi ile Firdevs’in dünyası yıkılır. Birkaç dakika düşündükten sonra kimseye haber vermeden, özel eşyalarını bürodan toplaması ile fabrikayı terkeder,yarıda bıraktığı fahişeliğe döner.
Çok kısa sürede beklemediğinden fazla paralar kazanır,lüks yaşamaya başlar, birlikte olacağı erkeklerin değil de kendisinin istediği fiyatı veren erkeklerle beraber olur..Bir de bakımlı erkekleri seçer, parasının hesabını bilmeyecek kadar para kazanır ancak parasının hesabını bankaya gidince öğrenir.
Öyle bir nam salar ki Firdevs’in güzelliği ve dişiliği…Mısır’a gelen kendini önceden tanıdığını söyleyen bir devlet adamı Firdevs’le beraber olmak ister.Polis durumu Firdevs’e anlatır kabul etmez…Polis Firdevs’e yanlış yapıyorsun?
Yurdunu seven bir vatandaş devletten gelen bu teklifi kabuleder.Devlet hizmetidir geri çeviremezsin der,polis.
”Ben bir orospu iken ne zaman vatanperver oldum, diye polisin teklifini kabul etmez,Firdevs.”
Kahire’nin en zengin, varlık ve sosyal erkeklerine kadın pazarlayan “Marzuk” Firdevs’e beraber çalışması için teklif eder.İlk önce kabul etmek istemez Firdevs ama, sonra Marzuk, Mısırın en zenginleri ile değil,Mısır devletinin silahlı ve sivil bürokrasisinin tepesinde bulunan yetkilileri ile de lüks mekanlarda düşüp kalkan birisidir.
Kabul etmemesi durumunda Marzuk’un kendisini tutuklatacağı için kabul eder Firdevs.
Firdevs üzerinden çok büyük paralar kazanan Marzuk Firdevs’e para vermemeye başlar.Firdevs’te para vermezsen ben ayrılacağım deyince tartışmaya başlarlar ve Marzuk’un Firdevs’e vurması ile Firdevs mutfaktan eline geçirdiği bıçağı var gücüyle Marzuk’un boynuna saplar, çıkartır bıçağı göğsüne saplar ardından karnına bıçağı üst üste sokar,son bıçak darbesini Marzuk’un göğsüne saplayıp hızla evden çıkar.
İşlediği cinayeti sorgular sonunda aklının onayı ile cinayeti işlediğine pişmanlık duymaz ,doğru yaptığına karar verir Firdevs.
Beraber olduğu zengin bir adamla yaptığı tartışmaları kavgaya dönüşür,Firdevs zengin adama beklemediği bir tokat atarak benim kim olduğumu bilmiyorsun, ben bir katilim seni de öldürürüm demesi ile..Zengin adamın polisi çağırması ,polise bu bir katil yakalayın diye bağırır…Firdevs böylece yakalanır.Polis kollarına kelepçe vurunca Firdevs suçunu itiraf eder..
”Ben öldürdüm ama suçlu değilim, suçlu olan kadınlar değil, erkeklerdir diye haykırır..”
Topunuzun suçlu olduğunu söylüyorum:”Babalar,amcalar,kocalar,pezevenkler,avukatlar, dokdorlar,gazeteciler,her meslekten bütün erkekler ” diye bağırır Firdevs.”
Polis”Vahşi ve tehlikeli bir kadınsın sen.”
“Ben gerçeği söylüyorum.Gerçek vahşi ve tehlikelidir.”
Cezaevinde koğuş arkadaşlarından biri gelip “Devlet Başkanı’na suçunu affetmesi için dilekçe yazarsan kurtulma şansın olabilir der Firdevs’e…”Ben kurtulmak istemiyorum.” ”Affedilmek de istemiyorum.Çünkü senin suç dediğin şey bence suç değildir” diye karşılık verir koğuş arkadaşına.
Bir daha dünyaya gelecek olsam yine öldürürdüm onu.Devlet Başkanı’na af dilekçesi yazmanın ne yararı var.” Herkes bir gün ölecek.Gurursuz asılmaktansa,kendi işlediğim suç uğruna ölmeyi tercih ederim” diyerek idama götürecek kişilerin gelmesini bekler Firdevs.
Roman da Firdevs’in idama götürülmesi ile sonlanır..
Romanı okurken aldığım notlarım:
Romanın bir kurgu değil” Sözlü Tarih Romanı” olduğunu vurgulayayım.
Romanı stres içinde okuyacaksınız..
Eser sıkıcı değil…Yazarın dili akıcı bir şekilde sizi kitabın içine çekiyor ama çok gergin bir sürece de hazırlıklı olmalısınız.
Romanın baş karakteri Firdevs’in hayatının konu edildiği eserden ortaya çıkan:”kadını sadece erkekler cinsel obje olarak görmüyor,kadınlarında kadını cinsel obje olarak gördüğünü öğreneceksiniz.”
Bu eseri özellikle tacize,tecacüze,şiddete erkekler tarafından uğramış veya hala uğrayan kadınların okuduklarında, psikolojik olarak zorlanacakları gibi, geçmişte yaşadıkları travmaları da depreşebilir.
Yazar bu eserinde Mısır’da kadınların nasıl bir toplumsal baskı altında yaşadıklarına,sosyal,siyasal ve demokratik haklarının olup olmadığına yer vermeliydi..Bu konuya hiç değinmemesi büyük bir eksiklik.
“Eril iktidarların hüküm sürdüğü, geri kalmış,gelişmemiş demokrasi ve hukuka yabancı toplumlarda” kadınlara yaşatılanları konu ettiği için; bu roman Türk kitap okurlarına özellikle de erkeklere çok ta sürpriz gelmeyebilir.
Ben olsam Romanın adını “Tanrı’nın Yaratıp ta Yardım Etmediği Kadın” kordum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025