Mehmet TIRAŞ

ANNEME BESLEME BASINDA YAZDIĞIMI SÖYLEMEYİN, “O BENİ HALA GAZETECİ SANIYOR”
10.10.2022
488

Partili Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan  28 Eylül 2022 Tarihinde hükümet yanlısı CNN Türk-Kanal D televizyonun ortak yayınına katıldığı programda, beslemecilerden oluşan sözde gazetecilerle yaptığı canlı yayında; “yol düşkünü”Hürriyet Gazetesinin tetikçisi Abdulkadir Selvi’nin kendisine muhalefetle ilgili sorduğu bir soruya:

Abdulkadir bey köşende gereğini yapacaksın, bak Ahmet bey(Hakan) gereğini yapıyor” diye cevap vermesin mi?

Programda bulunan Hürriyet Gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan bu söz karşısında, ”süt dökmüş kedi” gibi oldu.

Erdoğan’ın yol düşkünü Selvi’ye verdiği  talimat, “Türkiye’de merkez medyanın talimatla haberler yaptığını, yazılar yazıldığının bir belgesiydi.”

Yol düşkünü Abdulkadir Selvi Hürriyet gazetesinde köşesinden bugüne kadar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde ,tam 168 defa yazı yazmış ve yazmaya da devam ediyor.

Erdoğan’ın canlı yayında “gereğini yap” demesi, Türkiye’de Basın özgürlüğünün olmadığı ve basının sürekli algı operasyonu yaptığını gösteriyor.

Dostum Mehmet Altan Basın Tarihi yazılarından birinde Demokrat Parti döneminde  Falih Rıfkı Atay’ın kamu kaynaklarından nasiplenen, hükümet yanlısı basın için “Besleme Basın” dediğini anımsatmıştı.

Bunlar da neo-beslemeler…

Türkiye’nin  neden Uluslararası basın özgürlüğü sırlamasında 180 ülke arasında, 154’cü sırada olduğu belli değil mi?

Erdoğan’ın talimatlarıyla gereğini yapan emir kullarının gazetecilik yaptığı kapkara bir süreci yaşıyoruz.

Medya bağımsız olmayınca onuruyla birlikte saygınlığını da kaybediyor.

Bir zamanlar medyanın amiral gemisi olarak bilinen Hürriyet Gazetesinin günlük satışının, toplam 42 bine kadar düştüğü biliniyor.

Amiral gemisini “Kayıkçık” haline getirdiler.

Saray’a kendi medyanı yarat diye, kim  önerdi?

Ve bu korkunç sefalet nasıl ortaya çıktı hatırlatayım:

“Erdoğan’a medyada akıl danışmanlığı yapan, her dönemin adamı olarak bilinen, darbeciyi de darbe mağdurunu da, zaman ve mekan tanımadan  bukalemun gibi uyarak,evinde aynı masa etrafında ağırlayan, ailece havuz medyasından beslenen Sabah Gazetesinin baş yazarı Mehmet Barlas’a ait  olduğu söylenir…

Her dönemin adamı Şahsım devletin sahibine üç önerisi olur; ”Kendi medyanı, kendi zenginini yaratmaz, yargıyı da kendine bağlamazsan” yüzde 90 oy alsan da, iktidar olabilirsin ama muktedir olamazsın telkininde bulunur.”

Bu Erdoğan’ın aklına yatmış olmalı ki,15 Temmuz kontrollü darbesinden sonra, Tiranlık rejime geçilmesi ile kollarını sıvadı.

Sabah gazetesi ve ATV televizyonunun yer aldığı Dinç Bilgin Grubu kamu bankası olan Vakıf Banktan 3.5 milyon dolar düşük faizli, uzun vadeli kredi verilerek, satın alındı.

Turkuaz medyası böyle doğdu..

Vakıf Banktan verilen kredinin bankaya geri dönüşü oldu mu olmadı mı, belli değil, bu paranın akıbeti bilinmemekte.

Sıra Doğan grubuna gelmişti ama basına yansıdığı kadarı ile hiçbir varlıklı kişi medyaya girmek istemiyordu.

Erdoğan’ın talimatıyla bir dönem Futbol federasyon başkanlığı  yapan,Beşiktaş futbol kulübünün  başkanlığında yapmış, Demirören Holdingin başkanı olan Yıldırım Demirören devreye sokuldu.

Aydın Doğan’ın olan başta Hürriyet gazetesi ve Doğan grubuna bağlı gazeteler ve  Kanal D,CNNTürk gibi televizyon kanallarını,  Demirören grubunun satın alması için; Demirören’e Ziraat Bankasından düşük faizli,uzun vadeli 850 milyon dolar kredi verildi.

Doğan grubuna ait olan medya Demirören grubuna geçti.

Muktedir de böylece kendi medyasını yaratırken…

Hürriyet Gazetesinin genel yayın yönetmenliğine de malum kişiyi getirdi.

Demirören’in Ziraat Bankasından aldığı 850 milyon dolarlık kredinin taksitlerini, ödemediğini muhalefetin meclise soru önergesi vermesiyle öğrendik.

Korkunç bir baskı döneminden geçiyoruz.

Muhalif olan bir avuç gazete ve televizyon kanallarını da Saray’a bağlı hareket eden RTÜK denilen kurumla terbiye ediyorlar.

RTÜK Muhalif basının ensesinde adeta boza pişiriyor.

İktidar muhalif basına resmi ilanları vermiyor.

RTÜK gün geçmiyor ki, iktidarın hoşuna gitmeyen haberler yapan gazetelere ve televizyon kanallarına, ekran karartma, para cezaları kesmesin.

İktidar yayınlamasını istemediği her habere yargı yolu ile  yayın yasağı getirirken…

Şimdi de sosyal medyaya ayar çekmeye başladı..

İktidar medyası gazetecilikten çoktan vazgeçti.

Ne kadar hükümet yanlısı gazete varsa, ülke gündemini belirlemek ve algı operasyonu yapmak için gazeteler aynı manşetle çıkmaya…

Hükümet yanlısı  Televizyon kanalları da  bu gazetelerin manşetlerini ana haber bültenlerinde, ilk haber olarak girmeye başladı.

Bir de bunun üstüne üstlük besleme  gazeteci tayfası ile saatlerce yandaş  kanallarda,  tartışma programları yapar oldular.

Bunun en son örneğini 26 Eylül 2022 Tarihinde  iki PKK’lı kadın teröristin Mersin’de Polis evini uzun namlulu silahla tarayarak, bir polisi şehit etmesinde yaşadık.

Polislerin teröristlere karşılık vermesi sonucu, iki kadın teröristin  üzerlerindeki bombayı patlatarak intihar etti.

Ne kadar besleme gazete varsa aynı manşetle çıktı:

 CHP’nin terörist gazetecisi polisimizi şehit etti”…

Tek elden tekelci uyduruk medya..

Aradan bir gün geçmeden yandaş basının CHP’nin terörist gazetecisi dediği kadının, bu terör olayının içinde olmadığı ortaya çıktı.

Besleme basın haberinin  asparagas  olduğu ortaya çıkınca ölüm sessizliğine büründü.

Yandaş medya,bu asparagas haberlerinden dolayı bugüne kadar kamuoyundan  özür dilemedi..

Hangi yalanına özür dilesin ki,görevi bu…

Toplumun yüzde 75’i işsizlik,ekonomik yoksulluk ve hayat pahalılığı altında nefes alamazken;besleme basın ve tayfası bunları görmezden gelip,gündemi saptırmaya ve algı operasyonu yapmaya hız kesmeden devam ediyor.

Kamu bankalarının üzerinden kendi medyasını, Kamu İhaleleri üzerinden de kendi zenginin yaratıp, Yargıyı da muhalefete karşı sopa olarak kullanılan ‘Tiranlık ucube sisteme geçilince...

Ülke gündemini belirlemek  ve saptırmak besleme basının esas işi oldu.

Son olarak Ahmet Hakan sokak röportajlarının da yasaklanmasını  isterken, yol düşkünü Abdulkadir Selvi’de hakkını teslim edelim tetikçilikte tam gaz ilerliyor.

Sizin gazetecilinizin son kullanma tarihi, AKP’e iktidarının sonu ile raf ömrünü tamamlayacağını da  hatırlatalım.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar