Mehmet TIRAŞ

ZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ?
1.12.2025
122

Son iki yıla yakındır ülkenin siyasi gündemi “iki konuya kilitlenmiş durumda.

Bunlardan biri  “Terörsüz Türkiye” tartışmaları, ikincisi ise siyasal iktidarın başta CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve muhalif belediyelere yönelik yaptığı siyasi operasyonlar ve tutuklamalar.

Hâlbuki…

 “Toplumun sağlığı, kadınların can güvenliği, hayat pahalılığı, yolsuzluk,yoksulluk,işsizlik ve açlık kol geziyor ama siyasal iktidarın umurunda bile değil.”

Gün geçmiyor ki ülkenin dört bir yanından zehirlenme haberleri gelmesin.

20 Kasım 2025 Tarihinde İstanbul’da gurbetçi 4 nüfuslu ikisi çocuk bir ailenin trajik ölümü olmasa zehirlenmeler de gündeme gelmeyecekti.

Zehirlenmeler genelde denetimin olmadığı toplu yemek verilen okullarda, öğrenci yurtlarında veya fabrikalar gibi toplu iş yerlerinde oluyor.

Bizde İş cinayetlerinde veya zehirlenmelerde üç veya daha fazla insan ölürse haber olup tartışılıyor…

Maalesef vicdan terazimiz çoktan bozuldu.

Eğer bir kişi ölmüş ise Televizyonlarda bir alt yazı olarak geçiyor ve konu kapatılıyor.

Durum epeydir böyle…

Uzmanlar, gıda zehirlenmelerine karşı ciddi önlemler alınmazsa, toplumu  çok büyük bir tehlikenin  beklediğine dikkat çekiyorlar.

Hatta gıda zehirlenmesinden kitlesel zehirlenmelerin olacağı konusunda ciddi açıklamalarda bulunuyorlar.

Adli Tıp uzmanı Prof.Dr. Halis Dokgöz:Ciddi önlemler alınmazsa “gıda zehirlenmelerinin kitlesel” olacağını açıkladı.

“Küresel Gıda Güvenliği Endeksinde,113 ülke arasında 48.sırada yer almamız bunun ciddi işaretlerini gösteriyor.”

Bunların farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan “gıda terörüne karşı sıfır toleranslıyız” diyor ama…

İyi Parti Grubu tarafından  21 Kasım 2025 Tarihinde  Gıda zehirlenmelerine karşı önlem alınması için  Meclise verdiği  önerge, her zaman olduğu gibi anında AKP ve MHP’nin oylarıyla reddediliyor.

Meclis aritmetiğinin çoğunluğuna  sahip olan  siyasal iktidar  muhalefetin hiçbir önerisini kabul etmiyor.

Zehirlenmelerin önlenmesi için verilen öneriyi siyasal iktidarın vekilleri kabul etmediği gibi…

Kadın katliamlarının araştırılması için meclise verilen önergeyi de aynı yöntemle kabul etmediler.

Bir yıl içerisinde ülkede  282 kadın erkekler tarafından katledilirken, son on yılda da 4.800 kadın erkekler tarafından öldürülmüş..

Böylesi hayati ve can alıcı konular maalesef siyasal iktidar tarafından hiç ciddiye alınmıyor  ve önemsenmiyor.

Gıda zehirlenmelerinden  ölenlerin bir istatistiği yok ama zehirlenenlerin var.

 CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer; son iki yılda  39 bin 800 kişinin zehirlendiğini bir televizyon kanalında anlatıyordu.

Kadim dostum Mehmet Altan sosyal medya hesabından paylaşmış “6 bin 100 kilogram Mandalina fazla zirai ilaçlanma nedeniyle imha edildi” diye…

Hiç bir yetkili de bu haberi tekzip etmedi.

Mandalinaların imha edildiği kanısında değilim kesin iç piyasaya sürmüşlerdir.

Nereden biliyoruz; önceden de ihraç edilen ve geri gönderilen narenciye ürünlerini iç piyasaya sürmüşlerdi de, ondan.

Mandalina şuan piyasada kilosu 25-30 TL’den en ucuz kış meyvesi olarak satılırken…

Greyfurt ve portakalın kilosu 70 liradan satılıyor.

Pazarlarda ve marketlerde satılan gıdaların ne kadar sağlığa elverişli olduğu konusunda tüketici olarak hiçbir bilgiye sahip değiliz.

Alım gücümüz yetmediği için  hem az alıyoruz, birde aldığımız gıdaların ne kadar sağlıklı olduğunu da bilmiyoruz.

“Tereyağın ambalajında  yüzde 82’si süt yağından yapılmış yazarken,yüzde 18’nin katkı maddesinin ne olduğu”   belirtilmiyor.

Zeytin yağ, Bal,Et ve Süt ürünler, kuruyemiş çeşitleri, tatlı türlerinin tazeliği,organik mi değil mi olduğu  konusunda ise, tam bir belirsizlik var.

Bire bir yaşadığım bir olayı burada paylaşayım ve marketin de adını vermekte sakınca yok.

 MİGROS’tan alış veriş yaptım, kasada ödemeye geçince kasiyer kız iki tane ürünü dışarı aldı.

“Sordum” ne oldu diye?

Bu ürünlerin raf ömrü dolmuş” dedi.

Şaşkınlığımı gidermek için, bu nasıl oluyor diye bir soru daha sorduğumda.

“dijital ortamda bir sistemle”  dedi, kasiyer kız.

Hemen aklıma üç harfli marketlerde de bu sistem var mı diye, çevremde kısa bir araştırmaya girdim.

Yok dediler… Nedenini de “bu sistemi uygulamanın pahalı olduğunu” söylediler.

Görüldüğü gibi istenirse önlem alınıyor.

Burada yapılacak iş  Ürünlerin Raf Ömrünü Kontrol Eden Sistemin  bütün marketlerde zorunlu hale getirilmesi.

Gıda terörüne karşı önlem için;

İşe, gıda sektöründe iş yapan ve çalışanları eğitimden ve sağlık kontrolünden periyodik olarak, zorunlu hale getirilmeli.

İşyerlerinin hijyeni,çalışan elemanların bakımı sık sık denetimden geçirilmeli, uymayanlara ağır para cezaları verilmeli.

Bunları uygulamayan işyerlerinin ruhsatı iptal edilmeli.

Peki, siyasal iktidar bu önerilerimizi ve gıda zehirlenmelerine karşı önlem alır mı?

Alacak olan “ zehirlenmelere ve kadınların can güvenliği” konusunda”  meclise verilen iki önergeyi de ret eder mi?

Siyasal iktidar Zehirlenmelere karşı önlem almak için kaç kişinin ölmesini;kadın cinayetlerini durdurmak için ise ne yapmayı düşünüyor?

Ortaya çıkan tablo da görüldüğü gibi…

Siyasal iktidar “hukuktan uzaklaştıkça” hiçbir toplamsal ivedi sorunları çözemiyor ama vatandaş ise bedel ödemeye devam ediyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar