Mehmet TIRAŞ
Anahtar olan değişmez ilk soru kız güzel mi? Kız tarafı da oğlan tarafına oğlunuz ne iş yapıyor?
Güzel kadın boğazın manzarası gibidir,hiçbir erkek gözünü güzel kadından kaçıramaz ne kadar bakmak istemese de,göz beyinin işaret ettiği yere bakarmış.Çünkü gözün gördüğünü beyin kotlar artık o gözün süzmesinden çıkar ve beyinin yönlendirmesine girer.
Güzel kadının maharetleri sorulmaz sormakta abesle iştigal gibi bir şeydir.
İyi dikiş dikiyor,iyi yemek yapıyor,sürgücünden su içilir o kadar temiz gibi şeyler güzel de geçerliliği yoktur ve bu teferruattır.
Güzellik bir kadın için başlı başına bir varlıktır.
Güzel kadın, mevsimler değişse de yeşili hiç kaybolmayan nadir bitki türleri gibidir.Boşuna denmez ya;güzel çulda giyse ipek tül olur,diye.
Güzel kadın cinsiyetinin bilincinde, güzelliğinin de farkındaysa; o kadınla her erkek evlilik yürütmesi çok büyük maharet ister.Güzel kadını her erkek taşıyamaz ve komplekse girer,erkeği kıskançlık krizine sokar.Birde güzel kadın çalışıyor veya sanat ve edebiyatla uğraşıyor,popüler ise erkeğin yaşamını altüst eder.Eğer erkek karizmatik ve zengin bir varlığı yoksa,kadın ruhuna hitap edemiyor, romantik ruhlu biriside değilse,şehvet duygular kaybolur, yerini kaba kuvvet ve şiddet alır.Balayı günleri zehirli yıllara dönüşür.
Her güzelin kahrı çekilmez imiş şarkısını ezberletir erkeğe.
Evlilik üzerine birkaç defa daha yazdım ama konu açıldığı için tekrarlamak zorundayım;evlilik güzel kadınla yakışıklı erkeğin sürdüreceği bir ilişki değil..Evliliği sürdüren belirleyici parametreler vardır;eğitim düzeyiniz,alım gücünüz, genel kültürünüz ve sosyalliğiniz örtüşüyorsa belirleyici ortak yanlarınız olur.Bir mezralıyla bir kentli aşka yaşayabilir çokta sevebilirler birbirlerini ama bu evliliğe dönüşmez,dönüşse de ömrü çok kısa olur ,çünkü ayrı dünyaların insanısınız bunu aşkın şehvet duygusu içinde göremezsinizi,duygudaki aşk ateşinin harı düşünce bu ortaya çıkar.Sevmek tek başına belirleyici değildir.
Kız isteme ve gönül kaymaları üstüne çok halk arasında hikayeler anlatılır.
Eskiden İstanbul de kız istemeye gelenlere kız tarafı oğlan tarafına sorarmış;oğlunuzun lambalı radyosu var mı,diye.Lambalı radyo her delikanlı da bulunmazmış.
Telefonun yaygın olmadığı ve az bulunduğu yıllarda delikanlılar köylerde sevdikleri ve tutuldukları kızlara sevdiğini belirlemek için;güneşli hava da ayna tutarmış yada çeşme yolunda kızın su kovasının içine kibrit kutusu içinde mektup atarmış.Kızlar ise sevdiği delikanlıya manilerle düğünlerde teft çalarak dile getirirmiş..Kız,camiden gelen oğlan/düğünde sevdiğine bana para takmayan oğlan/işaret anlamaz eşek kafalı oğlan,diye ..Delikanlı sevdiği kız oynarken düğünlerde para takıyorsa, o kız da gönlünün olduğunu mesajını vermesinin işaretiymiş.Şimdi artık böylesi işarete ayna tutmaya,mektup yazmaya gerek yok cep telefonu ve çetleşme, o manili,sevdalı geleneklerin pabucunu dama attı...
Birde kına vardır Anadolu da gelin kız adaylarının ve kadınların vaaz geçilmezi kadınla özdeşleşmesi ağıtlara-türkülere konu olmuştur.Kına yakmalar farklı kültürleri de yansıtır.
Gelin gidecek olan kızın anasından ayrılık deyişi vardır kına üstünden:kınayı getir aney/parmağı batır aney/bu gece misafirem koynunda yatır aney,gibi.Başka bir duyguyu ifade eden ayrılığı anlatan kına ağıtı söylenir;Bal ile yoğurmuş sanki anası/mosmor olmuş ellerinin kınası/ nasıl dayansın bu gelinin anası/kınası solmadan dağıldığı yuvası,diye..Başka bir ağıtta ise genç yaşta kocasını kaybeden gelin üzerine yakılmıştır:Bende kurban olurum çakır gözlü geline/ölenece kına vurmaz eline/gönlü akmaz ömür boyu birine..diye, yas tutmasını ve aşkını da köreltmesini isterler genç kadından,kına üzerinden geleneklerini hatırlatırlar.. Kınanın önemli bir yeri vardır Anadolu geleneğinde yas ve eğlencesinde.
Köyün birinde adam oğlu için bir kız istemesini ister köyden birine,dünürcü olması için..Adam patavatsız birisiymiş sonunda söyleyeceğini başında söyleyen,cenazede oynayan düğün evinde ağlayan bir tip...Komşusunun isteğini yerine getirmek için kızın babasına falancanın oğlu senin kızı istiyor, eğer sende verirsen kızınla bacak çatacaklar,der..Kızın babası öfkeyle adamın üzerine yürür ve kovar patavatsız dünürcüyü elinden zor alırlar..Adam da gelir oğlanın babasına vermedi beni kovdu kızın babası,der..Herkes şaşırır nasıl olur, biz haber gönderdik gelsinler dedi,diye şaşırırlar.Başka birisi devreye girer ve kızın babasına; Allah’ın emri ile peygamberin kavli ile diye klasik sözlerle oğlumuza kızınızı istiyoruz münasip görürseniz,der..Kızın babası toparlanır oturuşunu değiştirir, kızla oğlan birbirlerini beğendilerse, bizden de onları baş göz etmek düşer büyükler olarak,diye sözlerini tamamlamadan,pencereden bir ses gelir ilk dünürcü olan adam: kızın babasına ben sonunda olanı söyledim yine benim dediğim olacak,diye bağırır.
Bir köyde çok güzel iki kız varmış güzelliği sadece köyünde değil,etraf köylerde de güzellikleri nam salmış, dillere destan olmuş güzellikleri..Fakat bu iki kız evlenememiş ve evde kalmışlar,bir gün güzel kızların anasına sormuşlar; senin kızların niye evde kaldı,diye?Anası da: ”At çekenler bize gelmedi,eşek çekenlere de bizim kızlar varmadı” ondan evde kaldılar, der.Atlı aile zenginliğin göstergesi olduğu gibi, at o çağın önemli bir binek hayvanıdır.
Kız istemelerinde ve sanayinin gelişmediği, feodalitenin kültüründe evliliklerde başlık parası ilk sırayı aldığı gibi belirleyici de olur ve halada bizim kültürümüzde özellikle de doğu ve güneydoğuda geçerlidir..
Beş yıldızlı otellerde yapılan Aşiret düğünlerindeki geline takılan kilo ile ifade edilen altınlar, altın kemerler ve bileziklerden dolayı gelinin oynayamadığını, havaya sıkılan binlerce silah mermileri, kaza kurşunuyla yaralanmalar,ölümler ve saçılan dolarlar,medyada değişik şekilde olumlu olumsuz haber konusu olur.
İnsan nerede yaşarsa yaşasın kültürleriyle hayat bulurlar,kendi kültürüne yabancılaşan kendinden de uzaklaşır farkına varmadan..Yaşamın her alanında ve her çağda geçerlidir bu;damak zevkimiz de buna dahildir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- UYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ.
28.07.2025 - OPERASYONLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR?
21.07.2025 - TARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI…
14.07.2025 - “TÜRK TİPİ KOMÜNİST OLDUK…”
7.07.2025 - ELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR…
30.06.2025 - UCUBE SİSTEM CEHENNEMİ…
23.06.2025 - İSRAİL İRAN SAVAŞI “YAPAY ZEK” SİLAHI…
18.06.2025 - THOMAS MANN 150 YAŞINDA…
16.06.2025 - “ALTIN KAÇAKÇISI VEKİLLER…”
9.06.2025 - DEMOKRATİKLEŞME YOK İSE,ÇOK ZOR…
2.06.2025
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Burda es gecilen bir soru var: Erdoganin servetinin kaynagi nedir? Bence isin en can alici noktasi bu.