Mehmet TIRAŞ
Yazımızın başlığı bir şarkının adından alındı.
Türk Sanat Müziğinin klasiklerinden olan ve unutulmazları arasında yer alan bu şarkı sadece ayrılıkta yaşanan aşkları anlatmıyor, toplumsal yaşamın farklı bir yönüne de ayna tutuyor.
Bu şarkı aynı zamanda siyasette nobranlık yapan tek adamın kaderini de anlatıyor.
Muktedir 2009 yılına kadar “benim iktidarım da alım gücü düşen bana oy vermesin” diye yeri gögü inletiyor, rakamlar vererek övünüyordu.
Daha da ileri giderek “bizim hayallerimizi düşünmeye bile cesaret edemezler” diyerek muhaliflerini taşlıyordu.
Muktedire göre Türkiye 2020 yılına geldiğinde Gayri Safi Milli Hasılası(GSMH) 2 Trilyon dolara çıkacak ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yerini alacaktı. İhracatımız 500 milyar dolara çıkacak, fert başına düşen milli gelirimiz ise 25 bin dolara olacaktı.
Bunları ciddi ciddi hedefler olarak açıklıyor, resmi dokümanlar imal ediyordu.
Asrın lideri AB’liğinden uzaklaştıkça yargıyı muhalefete karşı sopa olarak kullanmaya başladı. Kendi medyasını ve zenginini yarattı. Düşünce ve basın özgürlüğü üzerinde baskıları artırdı. Baskıları artırıp, otoriter dizginleri ele alınca iktidarına olan güven iç ve dış dünyada hızla kaybolmaya başladı.
Ülkede bir korku imparatorluğu oluşmaya başladı.
Yargının bağımsız olmadığı, miras hukukun yok sayıldığı ülkeye yerli ve yabancı sermaye gelir mi,gelen de durur mu, silah sesi duymuş kuş sürüsü gibi ülkeyi terk eder oldular.
2013 yılında GSMH 950 milyar dolardı..
2019 yılının Aralık ayı itibarı ile GSMH 710 Milyar dolar bandına takılı kalınca..
Muktedir artık iktidar ömrünün uzatmak için ülkenin bekasından, iç ve dış düşmandan başlayıp “ milli ve yerli” ortak arar oldu ve kısa sürede de bu ortağı buldu ve adını da Cumhur İttifakı koydu.
Asrın Reisi iktidarının 18’ci yılında iktidar ortağının mucize ’Askıda Ekmek’ projesine de ortak oldu.
Nereden nereye!..
Büyük ‘askıda ekmek’ projesi ülke de milyonlarca insanın bir ekmeğe muhtaç olduğunu resmederken, Türkiye dünyanın en zengin 10 ülkesinden birisi olacak hayali de askıda ekmek gibiaskıya asıldı.
Son on yıldır saygın iktisatçılar; ülke ekonomisinin çok kötüye gittiğini önlem alınmazsa, krize dönüşeceğini dile getirdi. Uyarı yapan insanlar iktidar çevreleri tarafından hep hakarete uğradılar.
Pandemi süreci ile ekonomik kriz her alanda kendini gösterir oldu ve ekonomi kriz ağır bir bunalıma dönüştü.
Başta döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırdı.
TL son sekiz ayda dolar karşısında yüzde 30 değer kaybetti.
Geniş tabanlı işsizlik sayısı birden 10 milyonu aşarken, kayıt dışı çalışan işçi sayısının da 2 milyon olduğu ortaya çıktı.
Cumhuriyet tarihinde çalışmayanların sayısı çalışanları geçti.
Son aylarda Cumhur iktidarı Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını tanımaması ve hedef göstermesi..
Anayasanın 153.Maddesi AYM kararları herkesi bağlar demesine rağmen yerel mahkemelerin AYM’nin kararlarını uygulamaması Türkiye’nin hukuk devleti olmadığını ortaya çıkardı.. Anayasal düzen çöktü.
Yargıdaki bu gelişmeler Türkiye’nin uluslararası hukuk devleti sıralamasında ki dibe vuran yerini de teyit ediyordu.
Hatırlayalım:
Türkiye uluslararası hukuk devleti sıralamasında 126 ülke arasında 109’cu sırada.
Basın özgürlüğü sırlamasında ki yeri de 180 ülke arasında 155. sırada.
Çünkü Türkiye dünyada en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülke durumuna geldi.
Küreselleşme ile insan hakları bir ülkenin iç sorunu olmaktan çıktı...Faşizm var ama sosyal medya tüm diktatörlerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Ayrıca sanal alem diktatörlerin gücünü kırmakla kalmıyor tüm yolsuzlukları, hırsızlıkları da ortaya döküyor.
Şunu söylemek istiyorum:
Zamanın ruhuna hayatın temposuna ayak uyduramazsanız hayat size çok büyük bedel ödettirir.
Küreselleşme azgın bir sel gibi karşısına çıkanı kütük gibi sürüklüyor..
Demokrasi ve hukuktan uzaklaşarak hiç bir toplumsal sorunu çözemezsiniz.
Türk büyüğünün askıda ekmek projesi yoksulluğun derinleştiğini, açlığın da baş gösterdiğinin hazin bir itirafıdır.
Dünyanın en zengin 10 ülkesi olacağız hayalinden..
“Bedava maske dağıtamadık askıda ekmek verelim durumuna geldiniz.”
Yoksa dünya hala bizi kıskanıyor mu?
Kader diyemezsin buna sen kendin ettin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025