Melih ALTINOK
Kılıçdaroğlu’nu hep birlikte tedavi etmeliyiz
25.05.2016
1406
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ve kurmaylarının ağzından haftalardır küfür ve mide bulandıran ifadelerden başka bir şey çıkmıyor. Bugünlerde gözde kelimeleriyse "kan!"
Kılıçdaroğlu'nun bu belaltı tarzının başarısızlığından kaynaklanan duygusal bir patlama değil siyasetin asgari diyalog zeminini ortadan kaldırmayı hedefleyen sistematik bir plan olduğunu düşünüyorum.
Kılıçdaroğlu "istediğini" katıldığı her şehit cenazesinde yumurtalarla ve yuhalamalarla alıyor. Bereket vatandaş sağduyulu, adaplı ama anlaşılan onun istediği daha fazlası. Zira dünkü grup toplantısında da yine mide bulandırıcı kan retoriğine sarıldı.
İktidar partisinin programında ilan ettiği meşru bir hedefini parlamentonun onayıyla yaşama geçirme olasılığına karşı kan dökme tehditleri savurdu.
Bu esnada grupta kendisini dinleyenler de Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Erdoğan'a Kılıçdaroğlu'nun bile anlayabileceği bir dille küfrediyorlardı. CHP Genel Başkanı ise, ev sahipliğinde gerçekleşen, en hafif tabirle terbiyesizlik karşısında gülümsemekle yetindi.
Yazık, hakikaten yazık! Ne siyasetin ne de asgari ahlak ve insanlığın kaldırabileceği bu tablodan medet uman Kılıçdaroğlu'na kimse "istediğini" vermemeli.
Siyasi temsilcilerine küfür edilen AK Partililer de; eğrisiyle doğrusuyla bir geleneği temsil eden partilerinin adı bizzat oy verdikleri Genel Başkan tarafından yerlere düşürülmüş CHP'liler de...
Zira tedavisinin ilk aşaması bu.
Kılıçdaroğlu, o koltuktan kalkınca kocaman bir hiç olduğunu anlamalı. Anlamalı ki, milyonlarca seçmenden ülkenin gerçek sorunlarıyla ilgilenmek ve iktidar olmak için aldığı krediyi, partisinin kurduğu Cumhuriyet'te demokrasiyi dinamitlemek için kullanmayı usulca terk etmeli.
Evet Kılıçdaroğlu artık bir Türkiye problemidir.
***
CAN'IN PUSULASI ARTIK AYAR TUTMUYOR
BM Dünya İnsani Zirvesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirildi. Dev bir organizasyondu. Türkiye'nin öncülüğünde 60'a yakın devlet ve hükümet başkanının katılımıyla başta Suriye olmak üzere insan yardım alanındaki sorunlara çözüm arandı.
Zirveye Daniel Craig'den Sean Penn'e kadar pek çok ünlü isim de destek verdi. Bu prestijli zirve tüm dünya basınında geniş yer bulurken, ev sahibi ülkede çıkan Cumhuriyet gazetesinin manşeti gelecek nesillere bile yetecek kadar ibretlikti: "AB'den hızla uzaklaşıyorsunuz!"
İlahi...
***
UYUM VE İCRAAT KABİNESİ
Binali Yıldırım Başbakanlığı'ndaki 65. Hükümet kuruldu. Kabine'de ciddi değişiklik yok. Kabine'ye siyasi açıdan baktığımızda, partideki eğilimler ve tabandaki tüm Cemaatler de dahil siyasi dengelerin gözetildiği açık.
Kabine'de ekonomi yönetimine de uluslararası piyasalarla dengeleri koruyacak şekilde ağırlık verildi. Bunun yanı sıra Ulaştırma, Enerji ve Sağlık bakanlıkları gibi Ak Parti'nin alametifarikası sayılacak alanlara başarılı icracı isimler atandı.
Piyasalar da bu tabloyu anında satın aldı. Dolar düşerken, borsa yükseldi. İş çevreleri yaptıkları açıklamalarla memnuniyetlerini belirttiler.
Nihayet! Zira nefes nefese bir yarışta koşan Türkiye'nin daha fazla duraklama şansı yok. Bir an önce kaldığı yerden koşmaya devam etmeli.
Bölgesel politikalarda tekrar etkili ve güçlü bir aktör konumuna yükselerek içeride refah ve huzur bekleyen kitleleri tatmin etmeli.
Yorum Yap
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yorumlar (1)
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Hrac Madooglu
Eger o toplantida darbe delili olacak bir soz duydu ise, Mahcupyanin suc duyurusunda bulunmasi gerekir, diyorsunuz. Mahkemede delil olarak kabul edilmez, bir kisinin soyledigi bir cumle. Kaldi ki gercekten darbeyi ima eden bir soz soylendiyse bile, ispat da edilemez baska sahit yoksa. Yani Mahcupyanin yaptigi dedikodudan baska bir sey degil. Ote yandan cemaatin de ozelestiri yapmasi gerekir. Kavga baslayana kadar AK Parti ile birlikte hareket etti cemaat. Bu yolsuzliklari da kavga basladiktan sonra ifsa etti. Madem bu kadar dogrucusunuz, neden bunca zaman yolsuzluklara ses cikarmadiniz? Bir de cemaatin Kurt Sorununda milliyetci bir gorusu oldugu ve bu insan haklari sorununu vicdani bir sekilde cozmeye niyetli olmadigi gercegi var. AK Parti ile olmaz tamam da cemaatle de bu ulke bir yere varamaz.