Merve Şebnem Oruç
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 8 Mart Kadınlar Günü konuşmasında “erkeklerin deşarj olmak için kadınları dövebileceğini,” “kadınların kocalarından dayak yedikleri için şükretmeleri gerektiğini” söyleyen bazı din hocalarına isim vermeden çıkışması hala gündemde.
Hoş, Cumhurbaşkanı söyleyince, kadına yönelik ve aile içi şiddet, kadın cinayetleri, kadına şiddeti teşvik ve övme gibi üstünde daha fazla durmamız, çözüm aramamız gereken, toplumun çekirdeğini, dolayısıyla herkesi ilgilendiren bir mesele hakkında daha fazla konuşulur diye ümit ediyordum ama ‘güncelleme’ tartışması sol kulvardan atağa kalkıp bu konunun önüne geçti. Cumhurbaşkanı ertesi gün “Dinde reform haddimize değildir,” diyerek ne kastettiğine açıklık getirmesine rağmen… Kadınlar için toplumsal farkındalık bakımından büyük hayal kırıklığı...
‘Güncelleme’ lafına takılan bazı popüler isimlerle konuştuğumda, ne yazık ki, harareti artan tartışmayı meselenin çıkış noktası olan ‘kadın ve şiddet’ konusuna getirmekte bile zorlandığımı fark ettim. Nihayet oraya vardığımızda ise hayretle şunu fark ettim: “Nurettin Yıldız’ın konuşmaları cımbızlandı,” diyenlerin hiçbiri, “deşarj olmak için kadın dövme” ve “dayak yediğine şükretme” içeriklerini izlememiş, dinlememiş, hatta duymamış bile... Ne ilginç değil mi, medyada, sosyal medyada heyecanla bu konuda konuşuyor, yazıp çiziyorsun, ama ısrarla savunduğun konuya hakim bile değilsin. Hal böyle olunca “Nasıl tartışacağız da bir yere varacağız,” sorusuna dair umudum daha da azaldı diyebilirim.
Fakat yine de, bu kritik konuya dair kendi iç tartışmalarımızın ayaklarının daha çok yere basması adına, Cuma günü Polis Akademisi Başkanlığı'nca hazırlanan ‘Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele’ raporunun kamuoyuyla paylaşıldığı konferansı ve söz konusu raporu hazırlayan Coşkun Taştan, Aslıhan Küçüker Yıldız ve Seda Öz Yıldız’a bir soru yönelttim: “Türkiye’deki kadın cinayetleri arasında failin işlediği suçu dine dayandıran bir savunmasına rastladınız mı?” Söz konusu rapor üstünde çalışırken yüzlerce soruşma tutanağı üzerinde çalışan uzmanlar buna net bir biçimde “Hayır,” cevabını verdi ve şöyle devam etti: “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel ve benzeri farklı nedenlerin iç içe geçmesiyle ortaya çıkıyor.”
Şöyle dersek pek de haksız olmayız, kadına yönelik şiddetin temeli elbette din değil ama bazıları erkek eliyle işlenen bu şiddeti savunmaya ‘İslam’ üzerinden bahane arıyor. Ataerkil gelenekte yüz yıllar içinde kadının toplumsal hayattan soyutlanması, eve hapsedilmesi için pek çok kez yapıldığı gibi, dominant olma iştahı fazla olan erkeğin karşısında kadını zayıflatmak için, adeta pirincin içinde taş ararcasına uğraşılıyor ve amaca ulaşılıyor. Bu da bana sol feminist örgütlerin ve sekter seküler grupların, Türkiye’deki kadına yönelik şiddet vakalarını, İslam’a saldırmak için bir bahane olarak kullanmasını hatırlatıyor. Kültürel ve geleneksel nedenlerle, ekonomik, psikolojik temellerle işlenen suçlar, iktidara ve onu destekleyen muhafazakar kesime saldırmak için hunharca kullanılıyor. Oysa Avrupa gibi sekülarizmin kalesi olan ülkelerde de kadınlara yönelik şiddet vakaları oldukça yüksek. Örneğin Türkiye’de kadın cinayetlerinin oranı milyonda üç iken, Fransa’da milyonda dört...
Tıpkı ‘güncelleme’ konusunun çok absürt yerlere çekilmesi gibi, yıllardır kadına yönelik şiddeti siyasileştirmeden tartışamadığımız için olduğumuz yerde saymaya devam ediyoruz. Oysa aslında, her gün medyaya ‘rating’ uğruna ‘şiddetin pornografisi’ şeklinde haberleştirilen içerikler içimizi karartıyor olsa da, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı, sadece kadına yönelik şiddeti sadece cezalandırma değil, önleme noktasında da yıllardır giderek artan ve öne çıkan çalışmalar yapıyor. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kurulmuş olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) bunun bir örneği mesela. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuda daha aktif rol almasıyla daha fazla yol kat edileceğini düşünüyorum.
Fakat yine de, “Devlet kadını koruyamıyor mu? Devlet kadın cinayetlerini önleyemiyor mu?” sorularını sormak durumunda kalıyoruz. Türkiye’deki yasal mevzuat yazılı olarak pek çok gelişmiş ülkeden bile ileri olmasına rağmen, örneğin ‘kadına yönelik şiddet’in yasalarımızda bir tanımı olmasına rağmen ‘kadın cinayetleri’nin henüz tanımlanmamış olması en kısa sürede yapılması gereken işlerin başında geliyor. Zira ‘kadın cinayetleri’ suç olarak ayrı bir kategoride yer almadığı için, bir kadının öldürülmesi, aile içi şiddet nedeniyle mi, kadın cinayeti temelli mi yoksa tamamen farklı bir nedenden mi kaynaklanıyor, bu belirlenemiyor. Haliyle elde edilen veriler de sağlıklı olmuyor.
Öte yandan yasal mevzuat harikulade olsa da, uygulamaya yansımayınca şiddeti önleyecek sonuçların da önü tıkanıyor. Şunu biliyoruz ki, medyaya yansıyan kadın ve çocuk cinayetlerinin önemli bir kısmında, fail önceden şikayet edilse de salıverilmiş, gözetim altında tutulmamış, koruma tedbiri ya da uzaklaştırma kararı alınmamış. Halihazırda kanlı bir sona doğru meyleden vakanın gelişimini hızlandıran bir müdahale olarak değerlendirilebilir bu durum aslında. Devlete şikayet edildiği için öfkesi artan fail, şikayet etse de kapıları yüzüne bulan kadını daha da zayıf ve dayanaksız bulup son hamlesine bu şekilde daha da yaklaşıyor. Oysa elektronik kelepçe gibi uygulamalar, içeride tutamadığınız bir suçluyu ve başına polis koyamadığınız potansiyel bir şiddet vakasını uzaktan izlemenizi fazlasıyla kolaylaştıracak yöntemler. Bu ve benzeri uygulamalar muhtemeldir ki, canını korumak için sığınma evlerine hapsolan kadınlara bir nebze de olsa özgürlüğünü verir; zorba, dayakçı ve katil erkekleri de gelecekteki suçları işlemekten caydırabilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018