Merve Şebnem Oruç
ıl başından beri 2018’in bölge ve dünya için oldukça sıcak geçeceğini, bir süredir ise Mart ayının fazlasıyla kaotik gelişmelere sahne olacağını söylüyorduk. Sonuçlarıyla birlikte kritik önem taşıyan Lübnan ve Irak genel seçimlerinin yanı sıra ABD Başkanı Donald Trump’ın İran nükleer anlaşmasından çekilme kararı... Ve en nihayetinde ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıması...
Aralık’ta “Diğer başkanlar hep vaat etti ama hiç yeltenmedi. Ben sözümü tutacağım,” diyerek Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma provokasyonuna imza atan, büyükelçiliği taşıma kararı alan Trump, tüm ikazlara rağmen Nakba Günü’nde, yani 1948’deki Büyük Felaket’in yıl dönümünde dediğini yaptı.
Trump’ın Orta Doğu’dan sorumlu baş danışmanı olarak atadığı damadı Jared Kushner ve kızı Ivanka Trump, Trump’ı temsilen büyükelçiliğin açılışında ön saftaydı. Bu tablo Trump’ın adeta İsrail’e “Bu kıyağı size ABD yapmadı, ben yaptım, ailemle biz yaptık,” mesajıydı.
Beyaz Saray’daki sık ve ani koltuk değişiklikleri bazılarınca “Pentagon etkisi” olarak yorumlansa da, ben bu konuda Trump’ın “Kushner’e dokunan yanar” yaklaşımının rol oynadığını düşündüğümü yazmıştım. Hazırladığı sözde “İsrail-Filistin barış planı”ndan Katar ablukasına pek çok konuda perdenin arkasında ipleri oynatan el olan Kushner’in İsrail’le yakınlığı, BAE’nin de facto kralı Muhammed bin Zayid ve Suudi Arabistan’ın müstakbel kralı Muhammed bin Salman’la sık fıkı ilişkileri, bugünün gelişini dünden göstermekteydi. Ha keza, Trump görevi kötüye kullanma suçlamasıyla görevinden azledilirse, yerine gelecek olan Başkan Yardımcısı Mike Pence’in ‘gelen gideni aratır’ dedirtecek kadar ürkütücü profili, koyu bir Evanjelist olması ve bağnaz denebilecek kadar katı bir şekilde ideoloji ve inançlarına bağlı hali Beyaz Saray’ın yeni Orta Doğu siyasetinin şifrelerini bir süredir vermekteydi.
Siyonist Yahudiler ve Evanjelistlerin ağzı kulaklarında katılımıyla açıldı ABD’nin Kudüs’teki büyükelçilik binası. Toprak Günü’nün yıldönümünden beri Gazze sınırında sürekli artan şehit sayısına, bu provokasyonla beraber sadece ilk gün 61 şehit daha eklendi. Tek bir İsrailli’nin zarar görmediği protestolara yönelik aşırı sert müdahale artık üstü dahi örtülmeye gerek görülmeden sürüyor ve Kudüs konusunda atılan bu skandal adımların, utanmadan sıkılmadan “barışa katkı sunacağı” iddia ediliyor.
Dünya bu kadar anormalliği kaldırır mı?
Bir Çin bedduası olduğu söylenegelen “İlginç zamanlarda yaşayasın,” belasının içinde yaşıyoruz sanki. Ardı arkası kesilmeyen olağanüstülükler zamanından geçiyoruz ve adeta başımız dertten hiç kurtulmuyor. Olağanüstü bir gelişmeyi öteki takip ediyor, birinin etkilerini ve olası sonuçlarını konuşmaya, değerlendirmeye fırsat kalmadan, ötekini yaşıyoruz. Bu böyle sürüp gidiyor.
Bu ilginç zamanlar, korkunç insan hakları ihlalleriyle, göçler ve dramatik sayılara varan ölümlerle sonuçlanıyor. Daha iki yıl önce, dünyadaki yardıma muhtaç insan sayısının 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en korkunç seviyelere vardığını konuşuyor ve önlem alınmazsa çok daha kötü sonuçlarla karşılaşacağımızı söylüyorduk. O günlerde henüz Trump ABD Başkanı seçilmemişti, Brexit referandumu yapılmamıştı. Suriye’de yaşanan insanlık trajedisine göz yumulması, Mısır’daki kanlı 2013 darbesinin ABD’nin Demokrat Dışişleri Bakanı John Kerry tarafından ‘demokrasinin yeniden tesis edilmesi’ şeklinde sunulması, Orta Doğu’daki kirli vekalet savaşlarının medya ve sosyal medya araçları kullanılarak uluslararası toplumu manipüle etmek için kullanılması ve buna paralel olarak insanlığı uyuşturarak duyarsızlaştırması sonucu, bugün Filistin’de İsrail yaptığı zulme zulüm katıyor, hiçbir açıklama yapma gereksinimi duymuyor, dünya oralı bile olmuyor. Post-truth (Gerçek sonrası) dönem denilen sürecin göbeğindeyiz ve absürt yalanların ortasında kabak gibi gözüken gerçeğin ta kendisi artık hiçbir önem taşımıyor.
Batılı liberal demokratlar özeleştiri yapacak mı?
Aslında, Trump’ın başkanlığı, Brexit, Avrupa’da aşırı sağ hareketlerin ve popülizmin yükselişi, yabancı düşmanlığı, izolasyoncu politikalar, korumacılık ve ticaret savaşları gibi bugünün konjonktürünün tüm gerçeklikleri, dünün gerçeklik algısıyla sonrasını düşünmeden oynanmasının bir sonucu...
Batılı liberal ve demokratlar, Trump’ın başkanlığı ve Brexit sonrası, ‘post-truth’ çağından şikayet etmeye başladı. Aşırı sağ hareketlerin, sosyal medya araçlarını kullanarak seçimleri manipüle ettiğini, “yalan haberler”in seçim kampanyalarını etkilemek için kullanıldığını söyleyerek isyan etmeye ancak 2016 sonunda başladılar.
Oysa, Türkiye olarak biz bu yalan rüzgarını 2013 yazında yaşamaya başladık. Gezi olaylarıyla başlayan ve 17-25 Aralık’la devam eden süreç, logaritmik şekilde artan yalan haberlerin, sahte fotoğrafların, inorganik tweet ve facebook paylaşımlarının ve korkunç algı oyunlarının grotesk bir geçidiydi. Batı’nın demokratları için bunlar Erdoğan’dan kurtulmak için kullanılabilecek meşru araçlardı ve sonrasını hesap etmeden kullanmaktan çekinmediler. Suriye’de, Mısır’da, Libya’da Müslümanları iktidardan uzak tutmak için aynısını yapmakta sakınca görmediler. Kendi silahlarını onlara karşı en iyi kullanan Trump ve Avrupa’nın aşırı sağı ile onları finanse eden güçler oldu. Şimdi kendi besledikleri canavar, sadece İslam dünyasını değil, tüm küresel dengeleri tehdit ettiği için panik halindeler. Ve fakat hala gerçeği görmemekteler.
Geride kalan aklı başında birkaç dünya lideri üzerlerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmezse, yaşadığımız ilginç zamanların sonu herkesi pişman edecek kadar kötü olacak. Gerçekler çoktan öldü. Savaş geçirmiş her komutanın dilinden düşürmediği Eshilos’un ünlü “Savaşta önce gerçekler ölür,” sözü gerçekleşmeden durmak gerek. Eğer bu mümkünse tabii...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018