Mesut YEĞEN
15 Temmuz darbe girişimi Ak Parti ve Erdoğan için Allah’ın bir lütfu olmak üzere hakikaten. Darbe girişimi, Cemaati devletten bütünüyle kazımaya fırsat verdiği gibi, Ak Parti’ye dair son birkaç yılda oluşan fena hafızayı da iyice silikleştirdi. Zarraf’ın hediye ettiği saatler de, Ortadoğu’da boyumuzdan büyük işlere kalkışmış olmamız da unutuldu gitti. Ama bu Allah’ın lütfunun küçük kısmı. Lütfun daha büyük kısmı 7 Haziran’dan sonra başlatılan dindarlar sekülerler ortaklaşmasının hayal bile edilmeyecek bir hızla ilerlemesi. Öyle ki, Ak Parti’yle özdeşleşen son birkaç senenin “Yeni Türkiye” mottosu, yerini muhafazakarlar-sekülerler yakınlaşmasını anlatan “Yeni Millet, Yeniden Millet” mottosuna bırakmak üzere.
Yeni milleti konsolide etme işinin hukuki, siyasi, kültürel kısmını halletmek daha çok zaman alır. Ama aynı işin semboller kısmında bayağı bir yol alındı; daha doğrusu yakın geçmişte epey bir yol zaten alınmıştı, şimdi biraz daha yol gidildi. Malum yeniden millet olmadan önce herkesin sembolü kendineydi. Ucundan kıyısından, bazen büyük kısmıyla paylaşılan semboller yok değildi elbet, ama bazı semboller de bazılarınındı. Atatürk gibi, Abdülhamit gibi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Haftası gibi ya da Kutlu Doğum Haftası gibi. Bütün bu semboller ayrışmasının Tanzimat’la başlayan ‘modernleşme-batılılaşma’ işine dair ayrışmaya giden bir arka planı vardı elbette ama yerleşikleşip, katılaşması elbette 1919-1923 arasında olan bitenle, bu olan bitenin sembolleştirilmesiyle ilgiliydi. Burada olan biten şuydu: Osmanlı Devleti’nin 1918’deki çöküşünün ardından Türkiye Cumhuriyeti Sevr’le değil, Lozan’la kurulmuştu ve bu ikisi arasındaki başarı hikayesi Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirip saltanatı ve hilafeti ilga eden kurmaylıkla, Atatürk’le ve ona ‘iliştirilenlerle’ sembolleştirilmişti.
Kurtuluş Savaşı gibi prestiji yüksek bir ‘başarı hikayesinin’ Atatürk’le sembolleştirilmesi bu sembolle bütünüyle özdeşleşenleri neredeyse yetmiş sene boyunca avantajlı, saltanat ve hilafetin ilga edilmesinden hoşnut olmadığından bu hikayenin bütünüyle özdeşleşemeyenleri ise dezavantajlı kıldı. Bugün Ak Parti’de temsil olunan muhafazakar haleti ruhiye bu sembolik dezavantajla baş etmek için çok iş yaptı: Kurtuluş Savaşı’na, Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’in rolüne dair alternatif anlatılar kurmak; Kurtuluş Savaşı anlatısını Osmanlı’ya ait Fatih ya da Abdülhamit Han anlatılarla dengelemek; Kurtuluş Savaşı’nda dindarların rolünü öne çıkarmak gibi. Daha yakın zamanda bunlara yenileri eklendi: Kurtuluş Savaşı’ndansa Çanakkale Savaşı’nı öne çıkarmak ve hicri bir vaka olarak peygamberin doğumunu miladileştirerek ve Kutlu Doğum Haftası formunda kutlamak gibi.
Bu semboller, anlatılar savaşı hep devam etti etmesine lakin son birkaç senede kimi sembollerde uzlaşmalar, ortaklaşmalar da belirir gibi oldu. Bu durum bir kısmıyla sekülerler dindarlar geriliminin belirli bir doygunluğa ulaşması, bir kısmıyla da bu iki kesimin birbirini daha yakından tanımasıyla ilgiliydi. Ama galiba daha esaslı sebep bu iki kesimin ‘tehlike mefhumlarının’ ortaklaşması oldu. Batı ve Batı’nın bugündeki maşası olarak Kürdler tehlikesinde ortaklaştıkça sekülerler ve dindarlar arasındaki semboller savaşının yanına bir de semboller ortaklaşması eklendi. Talat ve Enver’e dair bir örtük ortaklaşma hep vardı ama 15 Temmuz darbe girişiminden epey önce Kut’ül Amara, Sakallı Nurettin gibi semboller de ortaklaşmaya başlanmıştı.
15 Temmuz, usul usul gelişen bu sembollerde ortaklaşma işlerini bir anda hızlandırdı. Darbe karşıtı gösterilerin esas sembolü Türk bayrağı olurken, Ak Parti genel merkezine Atatürk posteri asıldı ve meydanlar sekülerlerle dindarların muhabbetine işaret eden enstantanelerle doldu taştı.
Hülasa, 15 Temmuz, 7 Haziran 2015’le başlayan semboller ortaklaşmasını hızlandırmış durumda ve bu sekülerlerin ve dindarların kendilerini memnun ve mesut hissettiği yeni bir millet, yeniden millet olma halinin açılış adımı olacak gibi. Erdoğan açısından Allah’ın daha büyük lütfu bu. Bunun sevindirici bir gelişme olduğuna şüphe yok. Ne dindarlar ne de sekülerler bugünden yarına buharlaşmayacaklarına göre, makul olan bu iki kesimin kendilerini özdeşleştirebildikleri bir millet olma halinin icat edilmesi elbette. Ne var ki, odadaki fili de görmek lazım. Sekülerler ve dindarların yeniden millet olma serüvenine zenofobik (Batı ve gayrimüslimlik karşıtı) bir haleti ruhiye eşlik ediyor ama bundan daha önemlisi bu yeni millet Kürdlerin hallice bir kısmının özdeşleşebileceği bir millet olma hali değil. Ortadoğu’nun bu haline bu zenofobik millet fikriyle, Kürdlerin hallice bir kısmını dışarıda bırakan bir millet olarak yakalanmak getirse getirse bela getirir.
- See more at: http://bas-haber.com/tr/article/2987/yeni-turkiye-yeni-millet#sthash.bl3F8cJ7.dpufYazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.12.2025
17.10.2025
7.10.2025
5.09.2025
24.08.2025
9.08.2025
19.07.2025
13.07.2025
29.06.2025
15.06.2025