Muharrem Sarıkaya
Grup toplantı salonlarını dolduran seçmenin davranışı uzun süre nefessiz kalmış kişinin dışarı çıktığındaki anı gibiydi…
Önce MHP lideri Devlet Bahçeli kürsüye çıktı; zaten yerelde ittifakı sonlandıracağına ilişkin haber de önceden gelmişti.
Daha önce Bahçeli’nin kürsüye çıkışıyla dağılan konuşma metni de bu kez sona bırakılmış olması da bunu güçlendiren işaretti.
Ne zaman ki Bahçeli ittifakın bittiğini açıkladı, nefessiz kalmış kişinin ciğerine oksijen doldurması veya takımının gol atmasına benzer coşku grup salonundan kulise doğru dalgalanarak ulaştı.
Benzer durum AK Parti’de de geçerliydi; Erdoğan’ın “Herkes kendi yoluna…” açıklamasıyla salon hareketlendi, kulisteki etkisi de MHP’den farklı olmadı.
Her iki davranış da gösteriyor ki yerelde ittifak arayışı iki partinin tabanında içselleştirilmemiş bir tepkinin dışa vurumundan başka bir davranış değildi.
3 AYDA 5 ANLAŞMAZLIK
Üzerine seçimden bu yana 3 ay geçmiş olmasına karşın, Andımız, Emeklilikte Yaşa Takılanlar, Af, Rahip Brunson ve son olarak Kaşıkçı olayı ile gelişen 5 ana konuda çatışan politikalar bindi.
Sonunda dün şişen diller açıldı, Cumhur İttifakı nedeniyle birbirlerine karşı söylemekten imtina gösterdiği eleştiriyi serbest bıraktı.
Şurası açık ki bu tepki boşalmasının getirdiği etki bir süre daha iki parti arasındaki ilişkileri gerer.
Hatta bunun böyle olması için AK Parti kadrolarını kontrollü şekilde teşvik eder.
Böylece sosyolojik tabanında var olan, “İktidar biz miyiz yoksa MHP mi, bütün kadroları onlar kapıyor, ne isterlerse yapılıyor” yönündeki algıyı kırar…
Hükümet etme konusunda MHP nedeniyle ağırdan aldığı veya ikna süreçlerinden kaynaklanan söylem engellerini ortadan kaldırır.
ŞİŞEN DİLLERİ RAHATLATIR
Benzer durum MHP için de geçerli olur; ayrıştığı noktalardaki eleştirilerini daha güçlü dile getirir.
MHP’nin sosyolojik tabanında var olan ve bir süredir Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un Twitter hesabında kendini bulan, “MHP mensubu olanlara iş verilmiyor, kadroda yükselmesi engelleniyor, başka yerlere sürülüyor” yönündeki eleştiriler daha açık dile getirilir.
Taşrada MHP tabanının ittifaktan kaynaklı içe büzülmüş hali rahatlatılır…
Sert tartışma ve karşılıklı tepkileşme, hatta gerilme sürecine tanıklık edilir.
Ancak bu durum, AK Parti ile MHP’ye olumlu etki de yapar; ittifak dolayısıyla iç içe geçmiş politikalarındaki ayrışma noktalarının belirginleşmesine, sadeleşmesine katkı verir.
İki parti tabanı ideolojik, politik sınırlarının nerede bitip nerede başladığını bilir.
Her iki parti de son tahlilde daha önce maddeler halinde açıklanan, terörle mücadelede işbirliği, başkanlık sisteminin devamının sağlanması için çaba, ekonomik kalkınma için uğraş, dış güçlere karşı ortak mücadele gibi konularla sınırlanan Cumhur İttifakı'nın ana unsurlarında buluşulur.
ÇOK YERİNE, AZI KAYBETMEK
"Seçime etkisi ne olur" denilirse…
Aslında bir süredir her iki parti de bunun hesabını yapıyordu.
AK Parti MHP ile seçime gitmenin getirisi ile birlikte olmamanın bedelinin hesabıyla uğraşıyordu.
Bundan dolayı da MHP’nin istediği şekilde yerelde ittifaka sıcak bakmıyordu.
Danıştay’ın Andımız kararı ile yerelde ittifakın olmayacağının işaret fişeği de verildi.
AK Parti bu süreçte, çok önem verdiği İstanbul’da MHP’den gelecek oyun %3-4 seviyesini geçmeyeceğini, oysa birlikteliğin yaratacağı olumsuz etkinin 7-8 puana çıkacağını hesap etti.
Çoğu kaybetmek yerine, azdan vazgeçme yoluna gitti; MHP’yi de af konusu ve Andımız zemininde adım adım bu noktaya çekti.
YENİ SÖYLEM
Görünen o ki AK Parti bundan böyle batıdaki daha liberal, muhafazakar, kendisine de geçmişte oy vermekten çekinmemekle birlikte, HDP’ye de uzak durmayan tabana yönelir.
Nitekim bunun ilk mesajını da dün Erdoğan, “Biz Türküz ama Türkçü değiliz” diye başlayan, “Senin Türkçülük yapma hakkın var ise o zaman benim Kürt vatandaşımın da Kürtçülük yapma hakkı doğar” konuşmasıyla verdi…
Geçen seçim milletvekili sandığında en çok oy kaybettiği bu tabanı yeniden kazanmaya yönelik politik söylemlere, 2002-2009 politikalarına yönelirse şaşmamalı...
Bu aşamada gerektiğinde İstanbul, Antalya başta olmak üzere daha fazla oyu olan İYİ Parti zeminine sıcak gelen mesajların da esirgenmeyeceği anlaşılıyor.
MHP’NİN KAZANCI
MHP’de ise İstanbul, İzmir ve Ankara’da AK Parti’nin seçimi kaybetmeye yanaşmayacağını, son noktada bir uzlaşı noktasına varacağını hesap ediyordu.
Ancak son dönem patlayan ekonomik krizle birlikte AK Parti’den uzaklaşan seçmen tabanının MHP’den başka muhalefet partisine yönelmediğini gördü.
Bu tabana yönelik politikaları geliştirmesi halinde iyi oy getirisine ulaşacağını anladı.
Bu kesime yönelik milliyetçi söylemlerin getirisini seçim döneminde gördü.
Hatta AK Parti’den MHP’ye oy akışının aynı oranda tersine işlemediğini de bu dönem daha net gördü.
Sonuçta her iki parti de kendi cephelerini saflaştırma, iç içe geçmiş politikalarını ayrıştırma ve sınırlarını belirleme yoluna gitti.
Başta da belirttiğim gibi bir süre iki parti arasındaki ilişkiyi gerecek ve karşılıklı sert tepkileri yükseltecek olsa da sonunda her iki taraf da Cumhur İttifakı’nda buluşur…
Grup toplantıları ve sonrasında bütün partilerin liderleri ve etkin politikacılarıyla yaptığım görüşme sonrası vardığım sonuç bunun ötesinde değil…
***
İnce’ye ‘hayır’, Yavaş’a ‘evet’
Eskiden gazetelerin bir köşesinde “in” ve “out”; yani “inenler” ve “çıkanlar” sütunları yer alırdı.
Son dönem siyasi partilerde adaylar ile ilgili süreçler de buna uygun gelişiyor.
Bunun en sıcak örneğine de CHP’de rastlamak olası…
İsim şehir oyunu gibi bir yandan kimin nereden aday gösterileceği üzerinde fikir tartışmaları yapılırken, diğer yandan gözde hale gelenler ve gözden düşenlere ilişkin veriler aktarılıyor.
MUHARREM İNCE İLE OLMAZ
Bunun en önemlilerinden biri de dün aday belirleme sürecinin en etkin ve yetkin isminin bir yakını ile yaptığı görüşmede ortaya çıkmış.
Görünen o ki İstanbul adaylığı için kolları sıvayan Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin bu ilden gösterilme olasılığı ortadan kalkmış.
Burası kesin bilgi…
Nedeni de seçim sonrası İnce’nin tutumunun tabanda yarattığı etki ve seçim döneminde İstanbul’da iyi bir performans çıkaramamış olması.
“Muharrem İnce, Anayasa Referandumundaki ‘hayır’ oyları kadar oy alamadı ki…” verisine işaret edildikten sonra şu noktanın altı çiziliyor:
“Referandumdaki hayır oyları kadar oy alamamış, seçimde %50’nin altında kalmış İnce ile gidersek kazanamayız. Muharrem İnce adayımız değil. Ayrıca İstanbul’u alacaksak, politik kimliğinden uzak, başka partileri tercih eden diğer seçmenlerin de oyunu çekebilecek isimle yola çıkmamızın daha doğru olacağına karar verdik.”
Anladığım kadarıyla tarifi yapılan, “politik kimliği olmayan isim” ile uzlaşı sağlanmış ve söz kesilmiş…
Üsteledim, kimliği hakkında bilgi vermedi, gizli tuttu.
YAVAŞ TAMAM
Bu aşamada “Ankara’da karara varıldı mı? Mansur Yavaş sizden mi İYİ Parti’den mi aday oluyor?” diye sordum.
Yanıt kesin ve netti:
“Mansur Yavaş üzerinde uzlaştık, CHP’nin Ankara Büyükşehir adayıdır. Bu konu tartışmasız tamam…”
Akşam saatlerinde Mansur Yavaş’a ulaştım, kimin söylediğini belirtmeden “Hayırlı olsun, CHP ile anlaşmışsınız” dedim.
Haber almak için taktik uyguladığımı zannetti, sözlerimde ciddi olduğumu anladığında da yanıtı kısa ve net oldu:
“Henüz aday olup olmamaya karar vermedim ki…”
Buna karşın, geçen seçim döneminde de karşılaştığım benzer süreçlerden yola çıkarak derim ki, Mansur Yavaş CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı…
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.08.2021
26.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
12.05.2021
11.05.2021
3.05.2021
28.04.2021