Murat AKSOY
Çözüm sürecinin başlaması ile birlikte toplumdaki farklı kesimlerin süreç karşısında pozisyonları tartışılmaya başlandı. Gariptir tartışılan sadece siyasi partilerin duruşları değil. Son günlerde Alevilerin süreçte nerede durdukları konuşulmaya ve tartışılmaya başlandı. Bu, bana seçim dönemlerini hatırlattı. Bilirsiniz her seçimde 'Aleviler kime oy verecek' diye sorular sorulur cevaplar aranır. Şimdi de merak edilen soru 'Alevilerin süreci destekleyip, desteklemediği'. Bu tartışma, Alevilerin kitlesel olarak CHP'ye oy vermesinden kaynaklanabilir.
Gariptir sanki Aleviler siyasal bir kimlik ve partiymiş gibi sürecin karşısında konumlandırılmaya ve bunun üzerinden analiz edilmeye başlandı.
Bu yanlış. Çünkü Aleviler şu anda yüzde 70-80 çoğunluğu CHP'ye oy veren ve potansiyel CHP seçmeni bireyler. İçlerinde cemaatsel hareket edenler olsa da bu durum değişmiyor.
Alevilerin, çözüm sürecinde siyasal bir özne olarak görülmesi, Alevilerin gündelik hayatta yaşadıkları sorunlardan kaynaklanıyor. Dahası Aleviler, bu sorunlar üzerinden siyasi taraf olmaya zorlanıyorlar. Yaşadıkları sorunlar üzerinden pozisyon almaya zorlanıyorlar.
Öcalan'ın 21 Mart'taki çağrısında 'Alevileri' saymamasını bazıları Alevilerin sürece karşı çıkması için araç olarak kullanılıyor. Yine çözüm sürecinde ortaya çıkan 'İslam' vurgusu da aynı şekilde kullanılıyor. Kabul edelim ki, bunlar siyaseten doğru bir tutum değildir. Bu söylem yüzünden Alevileri çözüme karşı göstermek haksızlıktır.
BARIŞA DESTEK ÖNEMLİ
Bireysel olarak tek tek Alevilerin bu süreci desteklemeleri vicdani sorumluluklarıdır. Çünkü Aleviler, Alevi olmaktan gelen insani hasetlerinden dolayı bunu yapmalılar.
Kabul edelim ki, Alevilik dinsel yorum ve pratikleri itibari ile kültürel bir kimliktir, siyasal bir kimlik değil. Aleviler siyasal tercihlerini bu kültürel kimlikleri üzerinden yapmaktadırlar.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geçmesi öncesi Alevi oylarında göreli farklılık ortaya çıksa da bu Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan olması ile son bulmuştur.
Alevilerin çoğunluğu (etnik kimliği Türk/men olan ve kendilerini etnik kimlikten çok Alevi olarak tanımlayanlar için geçerlidir) için siyasi adres CHP olmuştur.
Gerek 12 Eylül 2010 referandumunda 'hayır' oyu vererek gerekse 12 Haziran 2011 seçimlerinden 'CHP'ye' oy vererek bunu göstermişlerdir.
Örneğin Tunceli gibi, her iki kimliğin yoğun yaşandığı ilde 12 Haziran 2011 seçimlerinden CHP oylarını 2007'ye göre yüzde 26'dan yüzde 52'ye çıkarmıştır. Üstelik bu değişim 2009 yılında Onur Öymen'in 'Dersim çıkışına' rağmen olmuştur.
Kılıçdaroğlu'nun 'Kürt ve Alevi' kimliğine hiç siyasal atıf yapmamasına rağmen tablo budur.
Bugün Aleviler, çözüm süreci karşısındaki tavırları bu açıdan kritiktir.
Burada Alevilerin çoğunluğunun bu sürece desteği yine Kılıçdaroğlu ve CHP'nin duruşuna bağlıdır. CHP eğer bu sürece açıkça karşı çıkarsa Aleviler arasında bir ayrışma yaşanabilir. Bu ayrışma ise daha çok kimi Alevi kurumlarının BDP, HDK ile kurmuş oldukları ilişki üzerinden olabilir.
Yok eğer CHP bu sürece 'sessiz' kalarak destek verirse Alevilerin CHP ile ilişkisinde bir değişim olmaz. Burada Aleviler için belirleyici tercih 'sorun' değil 'siyasal aidiyet' tercihidir.
AK PARTİ'NİN SORUMLULUĞU
Burada şu soru sorulabilir; Bugün Alevilerin büyük bir kısmı neden CHP dışında bir partiye yönelmiyor?
Mesela çözüm sürecini destekleyen ve tarafı olan BDP, Alevilerin siyasal tercihi olabilir mi?
Alevilerin gerek BDP'ye olan mesafesi gerekse çözüme olan mesafeleri CHP'nin sol, özgürlükçü, ilerici olmasından değil, iktidarda AK Parti olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü Aleviler için CHP tercihi bir irade değil 'ehven-i şer' durumudur.
Bu algıyı kırmak Alevi Açılımı'ndaki siyasal başarısızlığa rağmen AK Parti'nin elindedir.
Alevilerin kamusal alanda, gündelik hayatta karşılaştıkları ayrımcılıkların önlenmesi konusunda AK Parti'ye büyük sorumluk düşüyor. Çünkü 'büyük Alevi dernek ve vakıflarının' sıkça dile getirdikleri gibi Alevilerin hayatlarının öncelikli etkileyen sorunları 'Din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması', 'Cem evlerinin ibadethane olması' değildir. Bunlar sembolik açıdan önemlidir kabul. Aleviler açısından daha temel sorun, Alevilerin kamusal alanda ve gündelik hayatta uğradıkları ayrımcılık ve dışlanmadır. Sorun bunun nasıl aşılacağıdır.
Bunun bir yolu Alevilerin siyaseten bireyselleşmeleri ve siyaseti keşfetmeleri , diğer bir yolu da Alevileri kazanmak isteyenlerin kendilerini Alevilere açmasındadır. Bu açılım, Alevilerin kamusal alanda eşit katılımı onlara arasında var olan heterojenliğin ortaya çıkmasının yolunu açacak ve onları özgürleştirecektir. Sürece destek bu açıdan ilk adım olabilir.
Akil İnsanlar içinde olan Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan'ın 'akil insanlar yetmez, muhalefet de bu sürecin parçası olmalıdır' açıklaması önemli bir hatırlatmadır. CHP'nin çözüm sürecin parçası olması bir yönüyle Aleviler için de kamusal alanda eşitlik yolunun açılması anlamına gelir.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018