Murat AKSOY
AKP’de uzun süredir alttan alta devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki gerilim önceki gün sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi iradesiyle AKP Genel Başkanı olarak tayin edilen Davutoğlu, yine aynı iradenin isteğiyle görevi 22 Mayıs’ta devredecek.
Bunun Cumhurbaşkanı eliyle “sivil darbe” olduğu açıktır.
Oysa Davutoğlu, göreve geldiğinden bu yana kendinden emin biçimde “başkanlık” ve “başbakancılık” oynadı. Bütün bu süreçte son sözü hep Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi.
Sadece bu tablo bile, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin “cumhurbaşkanı”ndan çok AKP ve AKP’lilerin cumhurbaşkanı olduğunu gösteriyor.
Davutoğlu’nun genel başkanlık ve başbakanlık sürecinde pek çok konuda görüş ayrılığına rağmen daima Erdoğan’a uyum gösterdi.
Çünkü Davutoğlu aday gösterildiği günden bu yana olan/olabilecek her şeyi bilerek, Erdoğan vesayetini kabul ederek önce AKP Genel Başkanı sonra başbakan oldu.
Her şeye rağmen Davutoğlu, genel başkan ve başbakan olarak her fırsatta kendi özgünlüğünü politikalarına, söylemlerine yansıtmak istedi.
Bu yüzden kamuoyuna yansıyan ve yansımayan pek çok konuda Erdoğan ile ters düştü.
Dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi olmak üzere, yolsuzluklar, şeffaflık yasası, ekonomi yönetimi, AB ve dünya ile ilişkiler bağlamında düşünce ve ifade özgürlüğü, Can Dündar ve Erdem Gül ile akademisyenlerin tutuklu yargılanmaması ve en önemlisi de Kürt sorununun çözümü ve terör tanımı konularında Erdoğan’dan farklı yerde durdu.
Dış politika konusunda aynı yerde durdular.
Ancak ikili arasındaki esas kopuş “başkanlık” konusunda oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Kasım 2015 seçiminden sonra başkanlık konusunda takvimi hızlandırmak konusunda ısrarcı oldu. Davutoğlu ise buna mesafeli durdu.
Örneğin, Meclis’te oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu (AUK) Erdoğan açısından zaman kaybı ama tüketilmesi gereken bir aşamaydı.
CHP, Uzlaşma Komisyonu’ndan çekilince buna en çok sevinen Erdoğan olmuştur.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı olan hukukçu Mehmet Uçum başkanlığında oluşturan komisyon, başkanlık ekseninde bir anayasa yazdığı kulislerde biliniyor.
Erdoğan’ın başkanlıktaki bu ısrarının tek nedeni, siyaseten hiç bir siyasi risk almamasıdır. Bunun için partide de tek belirleyen olmak istemektedir.
Bugün, Davutoğlu gibi aynı gelenekten gelen birine bile tahammülü olmayan bir arzu ve hırsla karşı karşıyayız.
Nihai hedef dokunulmazlık
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık hayali yolunda bugün dört hedefi var.
1. Kendisine tam biat edecek bir emanetçi –ki bunun için en güçlü aday Bekir Bozdağ olacak- seçmek
2. MHP’deki kongrenin gerçekleşmemesi ve Bahçeli’nin görevde kalmasını sağlamak.
3. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve HDP Eş Başkanları başta olmak üzere bazı CHP’li milletvekilleri hukuk karşısına çıkarmak.
4. Sonuncu olarak sonbaharda –muhtemelen Ekim ayında- erken/baskın seçim yapmak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken/baskın seçimden beklentisi, hem MHP hem de HDP’nin baraj altında kalarak AKP ve CHP’den oluşan iki partili bir Meclis kompozisyonudur.
Son hedefi ise hazırlattığı başkanlık eksenli anayasanın iki partili Meclis’te AKP oyları ile kabul edilmesidir.
Unutmayalım ki, başkanlık, Erdoğan için sadece bir siyasi sistem değil kendisi için ebedi dokunulmazlık kazanmaktır.
Ve Erdoğan’ın nihai hedefi de budur.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018