Murat AKSOY
Bir önceki yazıda ifade ettiğim toplumsal mühendislik projesinin özü, iktidarın kendi meşruiyetini sağlayan kitleyi ‘makul vatandaş’ kabul edip, bu kitlenin dışında kalanları ise ‘ötekileştirmesi’dir.
Makul vatandaşların her şey olabildikleri, ötekileştirilenlerin ise hiç bir şey olamayacakları yeni bir ‘kamusal alan’ inşa ediliyor. Bu kamusal alanda ‘bir şey’ olabilmenin yolu AKP’liliği ‘üst kimlik’ olarak benimsemekten geçiyor.
Toplumu dönüştürme projesi, her düzlemde benzer şekilde hayata geçirilmektedir. Bu yazıda kısaca en görünür üç alan olan Diyanet, Eğitim ve Bürokrasi’ye değineceğiz.
Diyanetin özel misyonu
Tek başına varlığıyla laikliğin ihlali anlamını taşıyan Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), son dönemde, iktidarın içinden geldiği inanç yorumunu biricikleştirip onu kamusallaştırılması konusunda kamusal alanda özel bir misyon üstlenmiştir.
Hayrettin Karaman’ın sivil, Mehmet Görmez’in ise resmi birer fetva makamı olarak görev yaptıkları açıktır. Nitekim, son dönemde bütün kritik konularda (yolsuzluk, rüşvet, beden, kadın, Alevilik vs.) iktidarın siyasal tercihlerini meşrulaştıran ‘modern şeyhülislam’ işlevi görmektedir.
Bu açıdan DİB, Erdoğan/AKP iktidar bloğunun içinden geldiği dini yorumu sadece devlet değil toplumsal düzlemde benimsenmesinin özel aracıdır.
Ak nesiller hayali
Toplumsal mühendisliğin ikinci önemli ideolojik aracı eğitimdir. Bu alanda 2010 sonrası yapılan değişiklikler, bu mühendisliğin birer parçasıdır.
AKP’nin bu alanda yaptığı en önemli değişiklik, 4+4+4 ile genel eğitim veren ortaöğretim kurumlarını Anadolu liseleri, meslek liseleri ve kalanlarını da imam hatip okulu dönüştürmesi oldu.
Bu değişiklik, ülkenin gelecek projeksiyonlarına, toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlara göre değil, iktidarın ideolojik önceliklerine göre yapıldı.
Bu değişikliğin bir parçası da, ilkokuldan itibaren seçmeli hale gelen din bilgisi ağırlıklı derslerdi. Bu dersler, pek çok bölgede ve okulda ‘mahalle baskısı’ nedeniyle seçimli olmaktan çıkıp fiili ‘zorunlu seçilen’ dersler olmuşlardır.
Aynı dönemde, gençlere düşünmeyi, sorgulamayı, araştırmayı öğreten ders ve içeriklerse ne yazık ki azalmaktadır.
Eğitim alanında önemli tercih ise ortaöğretimde müdürlerin; üniversitelerde bölüm başkanından rektöre kadar yöneticilerin hedeflenen bu ideolojik dönüşüme uygun insanlar arasından seçilmesidir.
Son dönemde orta öğretim kurumlarında gördüğümüz protestolar, bu müdürlere birer tepkidir.
Kısaca Milli Eğitim Bakanlığı bugün önceliği dünya ile rekabet edecek gençler değil AKP’nin AK neslini yetiştirmeye vermiştir.
AK bürokrasi
Bu yapısal dönüşümde önemli üçüncü alansa bürokrasidir. AKP’nin bu alana 2009-2010 sonrasında özel bir önem verdiği açıktır.
Bu tarihlerden sonra memur alımında esas belirleyici olan, Kamu Personaeli Seçme Sınav (KPSS) sonucu değil sözlü mülakatlar olmuştur. Bu, memur alımında belirleyici olanın bilgi değil partizanlık olduğunu göstermektedir. Hukuk başta olmak üzere bürokrasinin her alanında bunu görmek mümkündür.
Son olarak bazı alanlarda asgari bilgi düzeyini ölçen KPSS zorunluluk olmaktan çıkarılması bürokrasiyi fethetme gayretinin kendisidir.
Ötekine yer yok
Bu üç alan dışında ekonomi, spor, medya başta olmak üzere her alanda benzer bir uyumu görmek mümkündür.
Hedeflenen bu toplumsal dönüşümün hedefi, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, seküler yapısı ve değerleri ortadan kaldırarak kendi ideolojik tercihlerini ikame etme olduğu açıktır.
Siyasal ve toplumsal meşruiyetini bir kimliğe dayandıran, bu kimliği topluma dayatan iktidarın yönettiği ülkenin barış içinde yaşaması mümkün değildir.
Bunu tehlikeli kılan, tercih edilen ideolojik kimliğin sadece içerdeki farklılıklara karşı değil, dünyadaki farklılıklara karşı da bastırılmış bir alt kimlik ve dini yorum üzerinden yapmasıdır. Bunu yapanların kültürel kimliği Müslüman, muhafazakâr olsa da yönetim zihniyetleri otoriterdir.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018