Murat Sevinç
Ne ile karşı karşıyayız? Bizi yönetenler nasıl yönetebiliyor? Hangi araçlarla ve hangi duygulara hitap ederek? Nüfusun büyük çoğunluğunun borçlu oluşunun gerekçesi nedir? Toplum olma vasfı dahi tartışılır hale gelen Türkiye kalabalığı, nasıl oldu da devlete ve muhtelif vakıflara muhtaç hale getirildi? Her gün gözlemlediğimiz ve giderek artan hıncın gerekçeleri nedir? İktidar nasıl oluyor da birbiriyle taban tabana zıt siyasi tercihlerini seçmenine kabul ettirebiliyor?
1930’ların Alman toplumu konusuna kısa bir ara vererek, bir iki kitaptan haberdar etmek istiyorum. İlki, siyaset bilimci Zafer Yılmaz’ın çalışması.
Kemalistlerin, liberallerin, sol liberallerin, sosyalistlerin, devrimcilerin, muhafazakârların, dindarların, milliyetçilerin, laiklerin ve daha nicelerinin şaşmaz biçimde ‘haklı’ olduğu ve ‘doğru’ değerleri savunduğu Türkiye’nin bu hâlde olmasının nedeni; ‘kim,’ ‘kimler’ ya da ‘ne/neler’ olabilir?
Üst akıl? Lobiler? Evanjelikler? Trump? Kıskanç Almanya? Tapınak Şövalyeleri? Soros? Papa? Geziciler? Masonlar? Sabetaistler?
Sırlar dünyası…
Peki, ‘cahil halk’ olabilir mi? Hani şu, ‘kömüre’ oy veren. Ya Atatürkçülük’ten verilen ödünler? Dindarlık? Dindar olmamak?
Çok uzun bir liste çıkarmak mümkün. Herkesin içinden seçip alabileceği bir gerekçe bulunabilir. O ‘herkes,’ belli koşullarda yetişmiş insanların toplamı. O koşullar, egemen sınıf, müttefikleri ve onlarla mücadele edenlerce belirleniyor. O egemen sınıf bir tarihe sahip ve o tarih, aynı sınıfın dünya üzerindeki çağdaşlarından farklılıklar arz ediyor. O farklılıkların sayısız gerekçesi var; siyasal, kültürel, dinsel vesaire.
Halihazırda içinde sıkışıp kaldığımız cenderenin ‘niteliğini’ kavramadan, kurtulup nefes alma ihtimalimiz yok. Serinkanlılık bunun için gerekli. Asgari mutluluk ve umut da, o serinkanlılığa sahip olabilmek için.
Sayısız gerekçeden birine tutunup başımıza gelen her şeyi aynı olguyla açıklama çabası, düşünsel bir konfor sağlayabilir ancak o konfor, zannedildiği kadar olumlu bir zemin sunmaz. O konforun sonucu, ziyadesiyle haklı hisseden, buna mukabil fazlasıyla mutsuz, kızgın ve çaresizce süren yaşamlar oluyor.
Hâl böyleyken, ‘Başımıza gelenler Atatürk ilkelerinden uzaklaştığımız içindir,’ diyene, 2018 yılında o ilkelerden ne anladığı ve ilkeleri nasıl yorumladığı; demokrasiden söz edene, somut talepleri ve özlemleri; dindarlığın nimetlerini savunanlara, toplumsal hayatı nasıl algıladığı sorulmalı. Klişelere, genellemelere fazla itibar etmemeli. Genel kabullerin tümü sorgulanmalı. Türkiye, bir kitap okuyanın yarım kitap okuyanı aşağıladığı, bunu kendinde hak görebildiği bir yer. Ödünsüz biçimde ‘eşit olmak’ savunulmalı. Tüm ilişkilerin bu ‘eşitlik’ düşüncesi üzerine inşa edilmesi gerekliliği bıkkınlık verecek ölçüde tekrar edilmeli.
Yeni Türkiye’nin Ruhu, Hınç, Tahakküm, Muhtaçlaştırma, Zafer Yılmaz, İletişim, 238 syf, 2018
Bugün söz etmek istediğim kitap, AKP döneminde yaşananları anlama çabasına ‘serinkanlı’ katkılardan biri. Yazarı Zafer Yılmaz. Yayın tarihi 2018 (İletişim). Cazip bir başlık var kapakta: “Yeni Türkiye’nin Ruhu, Hınç, Tahakküm, Muhtaçlaştırma” Çoğu yıllar içinde aynı eksende yazılmış ve geliştirilmiş makalelerden oluşuyor.
Ne ile karşı karşıyayız? Bizi yönetenler nasıl yönetebiliyor? Hangi araçlarla ve hangi duygulara hitap ederek? Nüfusun büyük çoğunluğunun borçlu oluşunun gerekçesi nedir? Toplum olma vasfı dahi tartışılır hale gelen Türkiye kalabalığı, nasıl oldu da devlete ve muhtelif vakıflara muhtaç hale getirildi? Her gün gözlemlediğimiz ve giderek artan hıncın gerekçeleri nedir? İktidar nasıl oluyor da birbiriyle taban tabana zıt siyasi tercihlerini seçmenine kabul ettirebiliyor? Yönetenler her durumda mağduriyet söylemini üretmeyi nasıl başarıyor? Yurttaş kalabilmek için neler yapmalıyız? Yurttaşlar arasında dayanışma ağları örmenin yolları nelerdir? Muhalefet, eleştiriden bağışık mıdır? Kanaat toplumunda ‘işlevsel’ entelektüel kimdir? Neden reaktif duygular arasında sıkışıp kaldık?
Zafer Yılmaz, günümüzü ve bugüne varışımızı anlamak için sorular sorarak, okuyanı tartışmaya dahil ederek ilerliyor, birbirine eklenen, biri diğerindeki boşluğu dolduran yazılarında. Yılmaz’ın temel varsayımının (ve her yazıda satır arasına sinmiş konu), Türkiye’nin bir ‘kanaatler toplumu’ haline geldiği ve bu hâlin, hemen her sorunun başarıyla bir ‘açmaz’ olarak bırakılıp giderek derinleşen sorunlara kaynaklık etmesinde gözlemlenebildiği, olduğu söylenebilir. Kanaat toplumu haline gelmek bir olgu; ancak diğer tüm sorunların ‘yönetilebilmesi’ için gerekli hale gelmiş/getirilmiş bir olgu. Önce iktidar tarafından yaratılan, sonrasında iktidar ve muhalefet tarafından güçlendirilen, insanları düşünme çabasından alıkoyan ‘vahim krizlerin’ filizlendiği tarlanın gübresi, kanaat toplumu. Şöyle başlıyor Yılmaz:
“Türkiye’de yalnızca düşünme çabası açısından değil, kalabalıkların geçim mücadelesi açısından da gündelik olanı hâkim kılma, siyasi tercihler bağlamında reaktif kanaatler ve duyguları belirleyici hale getirme, anlık tepkileri yüceltme ve siyasal tahayyülü otoriter imgelerle donatma edimi, güçlü siyasal ekonomik ve kültürel temellere sahip bir yönetim stratejisi aslında… Bu krizler, sadece devletin, toplumun ve ekonominin kuruluşuna ilişkin temel açmazların kaçınılmaz sonucu değil, aynı zamanda kalabalıkları yönetilebilir kılmanın, siyasal alanı dar bir devletçiliğe hapsetmenin ve eşitlik talep eden hak mücadelelerini bastırmanın en temel aracı.”
İşte bilinçli bir çabanın sonucu olan bu ‘kanaat toplumu;’ siyaseti, yurttaşların refah, mutluluk ve özgürlüğüyle ilgili bir sorun olmaktan çıkarıp devleti tanzim ederek onu bir kez daha güçlendirmeye yönelik bir eylem haline getiriyor. Dinmeyen bir ‘baskının’ eşlik ettiği sürekli kriz, topyekûn kriz içindeki ülke gerçeği, farklı kanallarla yayılan kanaatler ile yönlendirilen kalabalıkların, devleti basit bir kurumun ötesinde algılamasına neden oluyor. Yazarın ifadesiyle devlet, yurttaşlık bağı ile bağlı olunan bir örgütlenme değil, içerdiği kalabalıkların ‘devlet gibi’ olduğu, ‘devlet gibi’ davrandığı bir ‘arzu’ halinde. Devlet gibi olma/davranma, hem geleneksel hem muhalif entelektüelin zihninde de epeyce güçlü bir yer tutuyor. Haliyle, ‘organik,’ yalnızca iktidarın değil, muhalefetin aydınları için de geçerli olabilen bir sıfat.
Peki bu süreklilik hali nasıl kesintiye uğratılabilir ve farklı bir yurttaşlık nasıl inşa edilebilir?
Yazar, kanaat endüstrisi, hınç toplumu ve mağduriyet tahayyülleri başlıklarını ayrıntılı biçimde çözümleme çabasına, “Günümüz Türkiye’sinde yurttaş olmak, daha doğrusu yurttaş olarak kalmak için ne yapmalıyız?” sorusunu yönelterek başlıyor. Toplumun bir kesiminin, giderek daha da artan biçimde (Arendt’e atıfla) ‘haklara sahip olma hakkını’ kaybettiği, meşru siyasal topluluğun dışında kaldığı (mezhepçilikle, terörist ithamlarıyla, vatana ihanet suçlamalarıyla, milliyetçilikle, tektipleştirmeyle, önyargıları canlandırmakla vs.) düşünülürse, günümüz Türkiye’sinde ‘yurttaş kalmanın’ kendisi bir mücadele konusu haline gelmiş durumda. Haliyle söz konusu mücadele, aynı zamanda (Necmi Erdoğan’a atıfla), “…Türkiye toplumun ortak adalet hissiyatını ve dolayısıyla da bir siyasal ‘toplum olma vasfını’ yitirdiği…” bir andan geri dönebilmek için de hayati.
Yılmaz, çalışmasının bu aşamasında yeni Türkiye’nin ruhu konusuna değiniyor. Yeni Türkiye’yi karakterize eden böyle bir ruh var mı? Üzerinde konuşabileceğimiz bir siyasal toplum var mı? Kutuplaşan ülkede davranışlarımızın belirleyicileri neler?
Soruların yanıtları için, ‘kültürel iklime’ ve ‘toplumun bütünsel yapısına’ bakmak gerektiği iddiasıyla devam ediyor yazar ve siyasetteki semboller ile bu sembollerin gücünü, iğneyle kuzu kazarcasına çözümlemeye çalışıyor. Türkiye siyasetinde hangi semboller (devlet, millet, kurucu lider, vatan, din…) siyasal alanının çizgilerini belirliyor? Yanıt arayışında, sembollerin, muhalefetin sınırlarını çizdiğini de (haklı olarak!) göz ardı etmiyor.
Türkiye’de siyasetin merkezi görevi, kanaatleri ve duyguları organize etmek, tanımlamak ve AKP ile yeni kanaat endüstrisi bunu gayet iyi anlamış durumda. Rejim, toplumu ‘biz ve onlar’ olarak kutuplaştırırken, ‘organik yalancılığın’ her türünü hayata geçiriyor. Yılmaz, ‘organik yalancılık’ kavramını Max Scheler’den devralmış:
“Bütün bilinçli yalanların ve çarpıtmaların ötesinde derin bir organik yalancılık vardır. Burada çarpıtma, bilinç düzeyinde değil, izlenimler ve değer hisleri daha ilksel zihin süreçleriyle aynı aşamada oluşur… Yanılgıyı organikleştirmiş birinin yalan söylemesine gerek yoktur. Hatırları, izlenimleri ve hisleri otomatik biçimlendirme süreci onun durumunda gayri iradi biçimde eğrilmiştir; öyle ki artık bilinçli bir tahrife gerek kalmamıştır…” Kabataş fantezisini günlerce gündemde tutan medyanın, ‘organik refleksler vermeyi içselleştirmiş bir sosyal tip yaratmaya kendini vakfetmesi,’ konuya dair yerinde bir örnek olabilir. Haliyle, örgütlü bir çarpıtma faaliyeti açısından, sosyal medyanın, dijitalleşmenin ve tabii trollerin katkısı ile hınç toplumu inşası sürecinde iktidarın kazdığı kuyuya düşen muhaliflerin durumunu (hor görme, küçümseme, dışlama vs.) uzun uzadıya anlatmaya gerek yok herhalde. Yılmaz bu bölümde, bir yandan AKP’nin muhalefet için de bir rol biçtiğini ve bunu çeşitli stratejilerle başarıyla kabul ettirdiğini ayrıntılı biçimde anlatırken, diğer yandan ‘demokratik tahayyülü canlandıracak bir cumhuriyet projesinin’ gereğine (ayrıca, bu yolda yapılması gerekenlere) de işaret ediyor. Reaksiyoner entelektüellerin tavrının da, insanları ‘keşfetmekten ve düşünmekten’ alıkoyduğuna dair tespiti, muhalif olana da yönelmiş eleştirisinin özeti sayılabilir.
Yılmaz, kanaat ve hınç toplumuna ilişkin açıklamaları ardından, AKP’nin yoksulluk ile kurduğu ilişkiye geçiyor. Paternalizm, muhtaçlaştırma ve tahakküm kurma yolları. Hayırseverliği örgütleyerek (merkezi ve yerel düzeyde, özellikle mahalle odaklı) ‘minnet’ üretmek. İktidara tabi kılmak için yoksulun olası çarelerini elinden almak. Soma’da hayatını kaybeden bir işçinin yakınının “Vura vura bizi büktüler…” ifadesiyle dile getirdiği boyun eğdirme hedefi. Kentsel dönüşüm ile yoksulluğun istenen mecraya kanalize edilmesi.
Yılmaz, AKP hayırseverliğinin (‘minnet ekonomisi’ olarak adlandırdığı) niteliğini, ‘muhtaçlaştırma’ kavramı ile açıklıyor. ‘Sosyal görevleri’ olan devletten, borçlu hale getirilmiş ve borçluluğun siyasal sermayeye dönüştürüldüğü (gönüllü ya da zorunlu ideolojik destek ve oy deposu anlamında), ‘hayırsever’ devlete dönüşüm. Çok önemli bir ayırım; çünkü sosyal devlet ile yurttaşı ile arasında siyasal ve saygın bir bağ söz konusu. Oysa hayırseverlik, yurttaş saygınlığı değil, karşılığı ödenmesi gereken bir minnet duygusuna dayanıyor. Ancak Yılmaz’a göre sorun, genellikle yapıldığı gibi ‘hak-sadaka’ ya da ‘popülizm-hegemonya’ gibi ikilikler arasına sıkıştırılamayacak anlamlar taşıyor. Yılmaz’ın şu tespiti, üzerine düşünmeye değer:
“Sosyal yardımlar üzerine medyadan da aşina olduğumuz tartışmalarda sorun, yoksullara ve onların siyasal iktidarla kurduğu ilişkiye dair geniş ve çok katmanlı bir temsil çerçevesi üzerine inşa ediliyor. Bu temsil çerçevesi içerisinde, makarna ve kömür için oyunu sattığı iddia edilen yoksullar, bir taraftan oyunu satabilecek kadar muhasebe yapma kabiliyetine sahip rasyonel özneler mertebesine ‘yükseltilirken,’ diğer taraftan ise kendi uzun dönem çıkarlarını göremeyen yanlış bilinç kurbanı mağdurlar derecesine indiriliyorlar…”
Bu kısımda siyasal İslamcılar’ın vakıflar, dernekler aracılığıyla nasıl bir ağ kurduklarını, ağın dinsel söyleme dayalı ideolojisini, ‘borç-minnet’ kapanını ve ilk bakışta şaşırtıcı görünen ‘AKP’nin, yoksulların neoliberal siyasete desteğini kazanışını’ (yurttaşlık temelinde değil, cemaat inşasına dayalı) anlatıyor Yılmaz. Bülent Arınç’ın, 2010’da ‘Yılın Yoksul Babası’ seçildiğinde yaptığı konuşmadan yapılan alıntı ise ibretlik!
Muhalif okumuşların da payını aldığı ‘Türkiye ve işlevsel entelektüelleri’ sorunu, OHAL dönemine dair ‘plebisiter otoriterlik’ analizleri ve bu analiz bağlamında Türkiye’nin muhtelif ‘sollarına’ dönük eleştiriler, hep birlikte olduğumuz iddia edilen meşhur ‘gemi’ ile ‘filikalar’ meselesi ve kitabın ana eksenini çevreleyen diğer kısa yazılar…
Zafer Yılmaz, her başlık altında kendi çözüm önerilerini de tartışmaya açmaktan geri durmuyor. Tümünü bir iki satırda özetlemek mümkün değil kuşkusuz. Buna mukabil, siyasetin yok edilmeye çalışıldığı bir ortamda, herkesi yeniden siyasete davet ettiği satırlara katılmamak güç.
Her ne yaşıyorsak, önce onun üzerinde aklıselim ile düşünmeyi, anlamayı ve barışçıl çözümler bulmayı salık veren kitaba dair son söz, yazarının olsun:
“…Bizi bu cehennemden çıkaracak yegâne şey, sadece ve sadece yeniden siyasete inanmak ve bunun için de toplumdaki eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerini radikalleştirerek, anti-siyaset yüklü ve baskıcı bu tür atılımları göğüsleyebilecek bir demokratik projeyi, toplumdaki herkes için üretmek. İçeriğini dolduramasak da bu talebin arkasındaki arzudan asla vazgeçmemeli… Nereye gidersek gidelim, yeni bir ülke bulamayız, nereye bakarsak bakalım başka bir deniz göremeyiz.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları






































































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025