Mustafa ARMAGAN
Ankara’da açılışı yapılacak olan Ak Saray’ın tartışmaları bütün hararetiyle sürerken geçmişteki bir Ak Saray’ın hikâyesine bakmak ilginç olabilir diye düşündüm.
Bundan 600 küsur yıl önce Timur tarafından Orta Asya’da yaptırılan muazzam ölçülerdeki Ak Saray’dan günümüze sadece iki devasa kulesiyle kemer başlangıçları kalmış durumdadır.
2006 yılında “Mostar” ekibiyle yaptığımız Özbekistan seyahatinde yolumuz Semerkand’dan sonra Şehr-i Sebz’de düşmüştü. Şehr-i Sebz, Yeşil Şehir. Gerçekten de bize okullarda öğretilen Orta Asya’da kuraklık oldu, Türkler göç etmek zorunda kaldı, masallarını çürütmek için oraları az buçuk gezmeniz yeterli.
Şaşırtıcı irilik ve yükseklikteki bir Timur heykeli karşılıyor bizi. Sonradan öğreniyoruz ki, heykelin bu kadar yüksek olmasının sebebi, daha önce yerinde bir Lenin heykelinin bulunmasıymış. Bağımsızlıktan sonra Lenin’i kaldırıp Timur’u oturtmuş Özbekler.
Peki neden Timur’u bu kadar seviyorlar? Biz Türkiye’de başka bir Timur okuturuz, orada adeta başka bir Timur vardır çünkü. Bizim okuttuğumuzun büyük ölçüde ‘Osmanlı gözüyle Timur’ olduğunu oralara gidince anlarsınız. Timur Orta Asya’da, hele Özbekistan’da yeniden diriliş için şahsiyetine sarılınacak güçlü lider prototipidir.
Gaddar şüphesiz ama Batılı kaynaklarda ‘Timur Rönesansı’ denilen bir uyanış döneminin de başlatıcısı. Hoca Ahmed Yesevî’nin türbesini Bursa Ulucamii’nden 10 yıl önce yaptıranın o olduğunu söyleyelim de siz anlayın gerisini.
Şehrisebz’de bizi karşılayan heykelinin arkasından bir ikiz kule başını uzatmakta. İkiz kule veya Timur’un doğup çocukluğunu geçirdiği şehre armağan ettiği muazzam Ak Saray’ından geriye kalan 30’ar metre yüksekliğindeki görkemli kalıntılar… Daracık merdivenlerden tırmanıp seyran ettikten sonra Timur’un bu akıl almaz büyüklükteki sarayının trajik hikâyesinin içine dalıyorum.
İhtişamdan geriye kalan
Timur 1336’da o zamanki adı Keş olan Şehrisebz’in Hoca Ilgar köyünde doğmuş. Maveraünnehir’deki hakimiyet mücadelesinin içine genç yaşta atılmış, 34 yaşında bölgeye hakim olmuş. Semerkand’ı devletine başkent yapmış ve Osmanlı’yı Ankara’da yendikten üç yıl sonra öldüğünde Çin hariç Asya’nın neredeyse tamamına sahip olmuştu. Kurduğu devlet Timurîler adıyla 150 yıl hüküm sürecek, evlatları arasından Uluğ Bey gibi alimler de, Sultan Mahmud gibi zalimler de çıkacaktır.
İşte Semerkand’ı başkent yaptıktan sonra Timur hemen güneyindeki Şehrisebz’e el atmış ve burayı Doğu’nun en güzel şehirlerinden biri haline getirmeye and içmişti. Türbeler, medreseler, camiler, derken sıra saraya gelmişti. Bu saray benzerlerinden iri olacak ve hem doğduğu şehri süsleyecek hem de devletinin kudret ve zenginliğini cümle âleme gösterecekti.
Bugün ayakta iki kulesi kalmışsa da Timur’un Ak Saray’ının kemeri İran’ın Kisra’sının yaptırdığı 37 metrelik efsanevi Tak’ından daha yüksek olacaktı. Öyle yüksek bir kemer ki, 50 metreye kulaç atacak, ihtişamıyla dosta da düşmana da dudak ısırtacaktı.
Yaptı da. Şanslı sayılırız, zira yıkılmadan önce sarayı gören iki ünlü tanığımız var. Biri İspanyolların Timur’a gönderdiği Clavijo adlı elçi, diğeri ise ünlü Babür Şah. İkisi de yaklaşık bir asır arayla gözleriyle görüp anlatmışlar bize bu göz alıcı sarayın kayıp salonlarını.
Şehr-i Sebz’de Lenin heykeli yerine yapılan Timur heykeli.
Clavijo 29 Ağustos 1404 günü ziyaret eder sarayı. 20 yıldan beri inşası devam etmekte olan bu sarayın halini şöyle anlatır:
“Pek muazzam bir yapı olan bu sarayın kapısı çok büyüktür. Kapıdan girer girmez iki tarafta mavi çinilerle süslenmiş kemerlerle karşılaşıyorsunuz. Kemerlerin her birinden kapısız bir odaya varılıyor. Zemin hep mavi çinilerle döşenmiş. Kemerlerin sonundaki bu odalar Timur’un huzuruna çıkacakların bekleme yeri. Bunun ötesinde dört tarafı muhteşem kemerlerle çevrilmiş büyük bir sahanlık bulunuyor. Burada zemin mermerle döşenmiş olup ortaya bir fıskiye kurulmuş.”
300 adım genişliğindeki bu sahanlığı geçtikten sonra yine büyük bir kapıdan asıl saraya girildiğini yazan Clavijo’nun kaleminden bundan sonra altın damlayacaktır:
“Bu muhteşem kapının yanları mavi ve altın renginde çinilerle süslenmiştir. Girişin üstünde güneş ve aslan resimleri görülür. Bunlara her kemerin üzerinde rastlanır. (…) Timur’un arması bir üçgen teşkil eden üç küçük dairedir. Bu arma dünyanın dörtte üçüne sahip olduğunu ifade eder.”
Daha sonra dört köşe bir salona geçer ki burası kabul salonudur. Duvarlar boydan boya mavi ve altın renginde çinilerle kaplı olup tavanı da tamamen yaldızlıdır. Şöyle sürdürür sözlerini:
“Anlatması çok uzun sürecek. Her şey akıllara durgunluk verecek bir güzellikteydi. O kadar ki, Paris’in hünerleriyle meşhur sanatkârları bile bu güzellik karşısında aciz kalırlardı.”
Daha sonra Timur’un ikametine mahsus daireleri temaşa ederler. Bunların hepsi de sen derece süslü ve muhteşemdir. Zemin ve duvarlar ile tavanlar birbirleriyle güzellikte yarışmaktadır. Hanım sultanlarıyla birlikte yemek yedikleri salon çok geniş ve son derece mükellef döşenmiştir. Ötesinde büyük bahçeye gölge veren meyve ağaçları boy verir. Bahçe o kadar geniştir ki, büyük bir cemaat burada rahatça toplanabilir ve suların kenarında, ağaçların gölgesinde yazın sıcağından kendilerini koruyabilirdi.
“Sarayın süs ve ihtişamı o derecedeydi ki, burada layıkıyla anlatmaya imkân bulamıyorum” diyen Clavijo, Sultan Timur’un bunları yaptırmaktan maksadının babasının hatırasını yükseltmek ve doğduğu şehri güzelleştirmek olduğunu yazar.
Babür Şah ise Clavijo’dan 94 yıl sonra gider Ak Saray’a ve şunları anlatır:
“Timur Bey Keş’te doğduğu için bu şehri payitaht yapmaya çok uğraştı. Büyük binalar yaptırdı. Divan kurmak için kendisine büyük bir tak (divanhane), sağ ve sol tarafına tavaçi (nevahi) beyleri ile divan beylerinin oturup divan yapmaları için biraz küçük iki tak yaptırmıştır. Bir de müracaat eden iş sahiplerinin oturması için bu divanhanenin her tarafına küçük daireler inşa ettirmiştir. Bu kadar büyük tak cihanda az bulunur ve bunun Kisra takından daha büyük olduğunu söylerler.”
Timur’un “hazinelerle tıka basa dolu toplam 18 saray” yaptırdığı bilinir ama içlerinde en büyüğü, tartışılmaz bir şekilde Ak Saray’dır. Diğerleri zaman içinde hak ile yeksan olurken Ak Saray yaralı da olsa ayakta kalmayı başarmıştır. Bu arada isminin de beyazlıkla bir ilgisi yoktu, Lisa Golombekand Donald Wilber’ın tahminine göre sarayın adının ak’ olması “aristokrasi”yi simgeliyordu.
Babasını bu şehirde kaybetmiş, onu şeyhi Emir Külal hazretlerinin yanı başına defnettirmişti. Oğullarından ikisi de burada ölmüş ve buraya gömülmüşlerdi. Timur burayı bir aile kabristanına çevirmek istemiş ve doğduğu şehre kendi türbesini yaptırmıştı. Yalnız türbe epeyce alçak ve basıktır. Clavijo’nun dediğine bakılırsa ölümünden bir yıl önce gelip türbenin girişini alçak yaptığı için mimarına köpürmüştür. Kime niyet kime kısmet derler: Kendi yaptırdığı türbeye değil, Semerkand’da yine saray gibi ihtişamlı türbesine gömülecektir Aksak Timur.
Lakin orada da Stalin kendisini rahat bırakmayacak ve kemiklerini o şehir senin bu şehir benim gezdirecektir ama bu dahi bir hikâye-i digerdir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017