Mustafa ARMAGAN
Kanonları olmayan bir toplumdan bahsediyoruz Türkiye derken. Cemil Meriç'in bahsettiği anlamda “Kilise”si olmayan bir ülkeden söz etmiyorum. O zaten yok da, kanonları, yani temel eserleri de mevcut olmayan bir kültürü yaşamaya ve yaşatmaya çalışan bir toplumdan söz ediyorum. Ne Hafız'ımız var, ne Şeyh Sadi'miz, ne Shakespeare'miz, ne de Dante'miz. Shakespeare'i, Dickens'ı, John Locke'u, Byron'ı olmayan bir İngiliz kültürü ve İngilizceyi düşünün. Mümkün müdür? Nasıl İngilizcenin bu büyük adamlar olmadan yaşaması mümkün değilse, Nef'îsiz, Evliya Çelebi'siz Abdülhak Hamid'siz, hatta Refik Halit'siz Türkçe için de aynısı geçerlidir.
Dolayısıyla bizim yarım kalmış bir 'kültür devrimi” geçirdiğimizi ve eğitimde reformdan söz etmeden önce onun üzerine oturtulacağı kültürel ve manevi zeminimizin ne denli cılız kalmış olduğunu bilmemiz lazım.
Düşünün ki, modern kanonlarımızdan biri olması için hazırlanan Gazi Mustafa Kemal'in Nutuk'unun bile okunmadığı, okundu diyelim, anlaşılamadığı, dahası henüz doğru dürüst, hatta hatasız bir şekilde yayınlanamadığı bir garip kültürün içinde yaşadığımızı itiraf etmemiz gerekiyor. Bugün eğer Nutuk'un Almanca ve Rusça neşirleri Türkçesinden, evet asıl dili olan Türkçesinden 'daha bilimsel' kabul ediliyorsa varın gerisini siz düşünün.
Dünyadaki gelişmelerden kopuk, fazlasıyla içe kapalı ve pür ideolojik bir anlayış hakim eğitim sistemize. Dünyada neler olup bitiyor? Bir Çin, eğitim alanında hangi dopingleri denedi de bugünkü dinamik düzeye ulaştı? Japon eğitim sistemi nasıl bir devrim meydana getirdi bu mucizeyi başarmak için?
Doğu'yu bilmediğimiz gibi Batı'yı da yeterince tanımıyor ve anlamaya çalışmıyoruz maalesef. İngiltere'yi ele alalım… İngiltere'de ilk ve orta dereceli eğitimin dörtte birini kilise okullarının meydana getirdiği neden söylenmiyor da, varsa yoksa laik bir ülke olduğu dolması yutturuluyor? İngiltere'deki okullarının dörtte birinin kiliselerin yönetim veya nüfuzunda bulunduğunu, dahası yüzde 85'inin devlet tarafından finanse edildiğini neden bilmiyoruz da, o son derece kısır ve kısıtlayıcı eğitim sistemimizin kaynağı olarak hayalî bir Batı icad ve imal etmeye koşulmuş durumdayız?
Almanya neredeyse bir din devleti!
İşte modernliğin beşiği kabul edilen İngiltere'de okulların din ve mezheplere göre dağılımı:
Anglikan kilisesine bağlı ilkokul sayısı 4,561,
Anglikan kilisesine bağlı ortaokul sayısı 298,
Katolik kilisesine bağlı ilkokul sayısı 1,766,
Katolik kilisesine bağlı ortaokul sayısı 364,
Methodist kilisesine bağlı ilkokul sayısı 27,
Yahudi cemaatine bağlı okul sayısı 20,
Müslüman cemaatine bağlı okul sayısı 2 (1,5 milyon kişiye sadece 2 okul düşüyor).
Çok mu şaşırtıcı? İsterseniz bu defa Almanya'dan bir örnek verelim. Bakın, Almanya'da yaşayan bir Türk yazarı olan Zafer Şenocak, Frankfurter Rundschau gazetesi için “Türk Devrimi” başlığıyla yazdığı makalede yaşadığı ülkeyi nasıl resmetmiş:
“Türk sistemiyle mukayese edildiği zaman Almanya neredeyse bir din devleti. Kilise vergisi gibi bir şey Türkiye'de düşünülemez. Ayrıca Almanya'da devlet dinlere karşı tarafsız değil. Müslümanları, devlet tarafından yönetilen bir din işleri dairesi kontrol ediyor. Diğer dinlere de çok sayıda kısıtlama getiriliyor, misyonerlik zorlaşıyor, hatta imkânsız hale geliyor. Bu sistemin reforma ihtiyacı var. Hatta şu sıralar, milliyetçi bir şekilde yönlendirilen İslamiyet'e karşı cephe olarak kullanılıyor.”
Laik İngiltere ve laik Almanya kilise vergisinden zinhar vazgeçmeyecek ama laik Türkiye, cami yapılmasından utanacak! Bizi getirmek istedikleri nokta işte bu…
Türk modeli mi?
Kendini de, dünyayı da bir kavanozun içinden, yani yanlış tanı. Bir uzun hayale dal ve bütün dünyanın “Türk” olacağı günü bekle… Peki bu model olarak sunduğumuz hangi Türk olacak? Orası pek meçhul…
Bilelim ki, kendimizi ve kendi değer ve örneklerimizi tanımadan modern eğitimi de gerçekleştiremeyiz. Yine bilelim ki, dünyayı tanımadan, etrafımızı kalın bir surla çevirerek bir modernlik hiçbir şekilde gerçekleştirilemez.
İthal ve hayalî bir modernlikle ancak buraya kadar yürünebilirdi doğrusu. Artık biliyoruz ki modernlik ancak bir gelenek temelinde teessüs edebilir, kurulabilir. Geleneği olmayan modernlik, balondaki gaz gibi uçucudur. Kendi uçamazsa sizi uçurur!
Elizabeth Özdalga bir sempozyumda rahmetli Ahmet Kabaklı gibi 'Derdimiz ilkokuldur, ortaokuldur' demişti. Lakin dünyada bunun aksine uygulamalar da pekala söz konusu.
Mesela Hindistan… Kitle eğitimi yerine bir elit eğitimine yönelmiş durumda. Hintli yöneticiler, nüfusun yüzde birini dünya çapında eğitebilirsek mevcut çıkmazdan kurtulabiliriz diye yol çıktılar. Bugün başta ABD ve İngiltere olmak üzere bir çok ülkede üniversiteler Hindistan kökenli bilim adamlarının istilasına uğramış durumdadır.
Bir zamanlar bizde de elit eğitimini yapan bir saray okulu mevcuttu. Enderun Mektebiydi adı. 1930'lu, 1940'lı yıllarda Amerikan eğitim yetkilileri Enderun'u bir eğitim modeli olarak ciddi ciddi incelediler ve acaba oradan bir metod, bir sistem, eğitim yapımıza bir yama üretebilir miyiz arayışına girdiler. Nitekim Enderun Mektebi üzerine yazılan en önemli İngilizce kitaplardan birinin yazarı olan Barnett Miller, Robert Kolej'in eski müdürlerindendir. Enderun nedense bizim elit eğitimi arayışında gündeme gelmemiştir.
Neler yapılmalı?
Düşüncelerimi talepler diliyle toparlayacak olursam şöyle diyebilirim:
Önümüzdeki 20 yıl, Türk toplumunun geleceği için kaçırılmayacak bir altın fırsat sunuyor. Bir daha bu kadar yüksek sayıda genç nüfusu elimizin altında hazır bulamayacağız. Gerçek çağdaşlık trenini yakalamak elimizde. Eğitim ve kültür alanına yapılacak yatırımların artırılması, çağdaşlığın yakalanmasının ön şartıdır.
Dünyadaki eğitim anlayışları ve politikalarının takip edilmesi ve eğitim sistemimizin köhnemiş ders kitaplarının ağır tasallutundan kurtarılması gerekir.
Dünyadaki gelişmeleri takip etmek kadar kendi geleneğimizde var olan ve güncelleştirilip geliştirilebilecek potansiyelleri (mesela Enderun Mektebi) bulmak ve onları bugünkü eğitim sistemimize de uygulamak gerekir.
En önemlisi, bugün eğitim sistemimizi Milli Eğitim Bakanlığı yönetmektedir ama ne yazık ki, 'eğitim' değil, 'öğretim' (eski tabirle 'terbiye' değil, 'maarif') verilmektedir okullarımızda. Tasavvufun özünde var olan öğretimin aynı zamanda bir adab temeline oturtulması noktasından ise çok uzaklardayız.
Nüfus bilimcilerin dediklerine bakılırsa Türkiye'nin nüfusu önümüzdeki 20 yıl içinde 95 milyon civarına çıkacak ve orada sabitlenecektir. Bu demektir ki, bugün Avrupa ülkelerinin çektiği nüfusun yaşlanması sıkıntısı bizim de kapımızdadır, hatta emareleri gözükmeye başlamıştır. Öyleyse yapılması gereken şey, Cenab-ı Hak bize böyle bir altın fırsat sunmuşken elimizin altındaki bu genç nüfusu olabildiğince iyi yetiştirebilmektir.
Dolayısıyla eğitimde altın fırsat önümüzde. Onu değerlendirebilen bir Türkiye, geleceğini de büyük ölçüde değiştirme şansına sahip olacaktır.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017