Mustafa Karaalioğlu
Suriye dosyasındaki zorlukların temel nedeni, başlangıçtaki yapılan hesapların hiçbirinin bugün sahada uygulanmıyor oluşudur. İlk gün halkına baskı yapan bir rejimin lideri olarak Esad rejimine karşı sokak hareketleri vardı. Rejim, Arap Baharı’nın yeni bir halkası olarak başlayan hareketlere katliamlarla cevap verdi. Türkiye, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu aracılığıyla Esad’a son kez demokrasi tavsiyesinde bulunduğu sıralarda katledilen sivil halkın sayısı 10 bini geçmişti bile…
Yine başlangıçta Suriye’de PYD ve devamında YPG terör örgütü faktörü yoktu. Bugün sahip oldukları topraklar şöyle dursun kendilerine kimlik ve vatandaşlık verilmeyen bir halk olarak ülkenin en dezavantajlı kesimi olarak hesaba dahi katılmıyorlardı.
Aynı şekilde Suriye denkleminde o zaman IŞİD de yoktu. Irak’ta başlayıp gelişen bu terör hareketi kısa sürede bütün Suriye denklemini değiştirdi. Uluslararası güçlerin sahaya girişine yol açtı ve zaten zorluklarla dolu olan süreci içinden çıkılmaz hale getirdi.
***
Başta ABD vardı ama etkili bir hamle için önce bu ülkenin “Kararsız Kasım” lideri Obama’nın ikinci kez seçimi kazanması beklendi. Seçimin ardından kararsızlık daha da arttı ve bizim gibi ABD’nin politikasıyla yakından ilgili ülkeler Suriye’de pozisyon kaybetmeye başladı. En nihayet, Esad rejiminin kimyasal silah kullanımına da ses çıkarmadıklarında Rusya ve İran bunu kendilerine yakılmış “yeşil ışık” olarak yorumlayıp kollarını sıvamakta gecikmediler.
Bu iki ülke en baştan beri Suriye’yle ilgiliydiler ama gerçek anlamda sahada yoktular. Onlar da böylelikle sürece dahil oldular; dahil olmakla yetinmeyip kısa sürede belirleyici aktör haline geldiler.
Arada, dönemin TSK yapılanmasının ürettiği problemler nedeniyle, Suriye muhalefetine aktif ve yeterli destek verilememesi çıkarları bizden farklı olan Rusya ve İran’a genişleme imkanı sunmaya devam etti. Belki de en kritik kaybımız bu noktada oldu…
Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin sahadaki gücünü zayıflattı ve dolayısıyla da politik hedeflerine ulaşma becerisini azalttı. Başlangıçta hedef Esad’ın devrilmesiydi -ki hala bugün de resmen bu politikadan vazgeçilmiş görünmüyor- ama sona gelindiğinde, ilk gün hesapta olmayan YPG mücadelesiyle başbaşa kaldık.
***
Hızla değişen dengeler, başlangıç anındaki fırsatların birer birer kaçması ve müttefiklerle aramızdaki fikir ayrılıkları Türkiye’yi ana hedefinden uzaklaşıp PYD/YPG ile tek başına mücadeleye mecbur bıraktı. Bugün yapmakta olduğumuz budur…
Dolayısıyla zor olan bir sahada, Afrin harekâtıyla haklı, gerekli ama diplomatik ve politik açıdan en zor işlerden birisine mecbur kaldık. Herkesin istediğini üç aşağı beş yukarı aldığı bir savaşın ardından bugüne kadar orada hiç göstermediğimiz en güçlü hamleyle sahaya girmiş bulunuyoruz. İstediğini çoktan alan ABD, Rusya ve İran gibi ülkeler de kartların yeniden karılmasını istemiyor.
Sancılı gelişen ve daha da sancılı olacağı aşikar bu sürecin sosyal ve psikolojik açıdan sevk ve idaresi için bu arka planı unutmamak gerekiyor. Bilindiği gibi sadece Afrin değil temizlenmesi gereken Menbiç ve Fırat’ın doğusundaki geniş bir alan var… Hasılı, güvenliği tesis etmek gibi büyük bir hedefin tabiatı gereği, yolumuzun çok uzun olacağını akıldan çıkarmamakta da fayda bulunuyor.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025