Mustafa Karaalioğlu
Bu karar, epeyidir hükümferma olan ‘yapanın yanına kâr kalıyor dünyası’nın iştah tanımaz bir neticesidir, doğru.
Olup biten ABD-İsrail yakınlığının en önemli meyvelerinden birisidir, bu da doğru.
Ne yazık ki mesele sadece, fiilen İsrail’e bir avantaj sağlanmasından ibaret değildir. Yapılan iş, toprak kazandırma girişimiyle sınırlı değildir.
Önce Kudüs’ün başkent olarak tanınması ardından da Golan kararı, Suriye’nin zaten yerle yeksan olan toprak bütünlüğünün bitmesine ilaveten Filistin meselesinde İsrail’in geri dönülmez bir psikolojik avantaj elde etmesi anlamına gelir. Yani, içinde İslam ülkelerinin de bulunduğu dünyanın büyük çoğunluğu Filistin davasında direnirken, Gazze’yi Kudüs’ü korumak şöyle dursun, İsrail hattı Şam sınırlarına kadar ilerletmiş bulunuyor. Bu saatten sonra Filistin-İsrail barışından söz etmek mümkün değildir. Mümkün olan tek şey, Gazze, Ramallah ve civarına sıkışmış Arapların nefes alıp alamayacağını müzakere etmektir. Kabaca söyleyecek olursak Arafat’ın bıraktığı diplomatik mirasa sahip çıkabilmek şimdi hayalden ibarettir. Ayrıca, ne Filistinliler ne de İslam dünyası Arafat’ın müzakeresini de yeterli bulmadığı düşünülürse, kaybın büyüklüğü daha iyi anlaşılır.
***
O günden bu yana İsrail hükümeti yeni yerleşim birimleri metoduyla neredeyse bir vilayet kadar alanı kendi mülkü haline getirdi.
Şimdi mümkün olsa bile müzakere nereden başlayacak?
500 bin kişiyi aşan yeni yerleşim birimleri al-ver konusu olamaz.
Peki Kudüs’ün statüsü? İmkansız zira ABD o konuda geri dönüşü olmayan bir lütufta bulundu.
Muhtemel bir güvenlik anlaşmasında da İsrail’in, imza attığı onca katliama rağmen dünya kamuoyunda avantajlı durumda olması hazindir. Bu hasiste de ibre kaymıştır.
Filistin bugün barış müzakerelerine konu olan her meselede bir yıl öncesine göre de Arafat planlarına kıyasla da çok daha geridedir. İslam dünyası hamasetle vakit öldürürken İsrail fili durum yaratarak kendi işini kendisi gördü ve diplomatik olarak zorlanamayacak boyutta avantajlar elde etti. ‘Geçmiş olsun’ demek ağırımıza gidiyor ama durumu bundan başka ifadeyle anlatmak da kolay görünmüyor.
Lafın gelişi değil, Filistin tahmin edilenden çok daha yalnızdır. Perde arkası diplomaside masada kalan tek ülke Mısır’dır ve orada da rejimin durumu ortadadır. İslam dünyası, Birleşmiş Mliletler’de yapılan her oylamadan Filistin’in zaferle çıkması ve İsrail’in mağlubiyetiyle teselli bulurken Tel Aviv -ABD desteğiyle- kendi işini kendi görmekte beceri geliştirdi.
Bir döneme kadar diplomasi sonuç almasa bile İsrail’in azgınlığına gem vuruyordu. Şimdi bu imkan da ortadan kalkınca Filistin bütün avantajını kaybetti.
Sadece Filistin değil, Golan kararında görüldüğü gibi diğer ülkeler de… Unutmayalım Kudüs’ün başkent ilanı da aynı zamanda bu şehir üzerinde hakkı olan Ürdün’ün egemenliğine fiili bir darbeydi ve sessizce geçiştirildi.
Golan karanının bölgede gerilimi artıracağı analizi İsrail için anlamlı değildir. Çünkü, gerilim bizatihi bu ülkenin ilerlemesi ve genişlemesi için bir sermayedir. Zaten hak etmediği bir alana hükmeden İsrail, her adımda çıtayı biraz daha yükselterek, diplomasi ve hukukun dışında ilerledikçe ilerliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025