Mustafa Karaalioğlu
Bugün bizim gazetenin manşetinde de göreceksiniz, Türkiye’nin Avrupa Birliği için yeniden bir hamleye hazırlandığı anlatılıyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül yaklaşık 9 aydan beri yargı reformu üzerinde yapılan çalışmaları anlattıktan sonra bilhassa AB’ye ‘haklı’ sitemleri saymayı da ihmal etmeyerek şunları söylüyor:
“Terörle Mücadele Kanunu kapsamında elbette terörle mücadeleyi zafiyete uğratmadan bu konuda yapılabilecek düzenlemeler üzerinde çalışıyoruz. Temel yaklaşımımız terörle mücadele ama terörle mücadele yaparken de ifade özgürlüğü ve farklı konularla alakalı uygulamadan veya mevzuattan kaynaklı neler yapılabilir? Bu hususa çalışıyoruz.”
Bilindiği gibi bu meselede 2016 yaz aylarında finale yaklaşılmış ama terörle mücadele zaafa uğruyor gerekçesiyle Ankara tarafından askıya alınmıştı. Böylelikle kamuoyunun beklediği Schengen’e dahil olma imkanı ve dolayısıyla Avrupa’ya vize muafiyeti de rafa kalkmıştı.
Şimdi 3 yıl kaybedildikten sonra da olsa yeniden meselenin gündeme alınması isabetlidir. Bu bahiste Adalet Bakanı Gül’ün son dönemde sergilediği pozitif yaklaşım da gözardı edilmemeli. Gül’ün ifade ettiği “terörle mücadelede düzenleme” konusu, Türk vatandaşlarına AB ülkelerine serbest dolaşımı yolunu açacak 72 kriterin henüz tamamlanmayan 6’sından en önemlisidir. Ankara’nın henüz yerine getiremediği diğer kriterler ise; “kişisel verilerin korunması ile kişisel verilerle ilgili Europol anlaşmasının imzalanması, cezai konularda işbirliği, yolsuzlukla mücadele, geri kabul anlaşması ve biyometrik pasaportların AB kriterlerine yükseltilmesi”dir..
***
Bakan şöyle devam ediyor:
“Türkiye evrensel hukuku kendi ülkesinde uygulayan, açık, içine kapalı olmayan bir ülkedir. Avrupa’yla ve uluslararası toplumla yaptığı sözleşmelerin altında sadakatle bu sözleşmelere bakan yaklaşımımızı teyit ettik… Ortak bir yerde birtakım alternatif metinlerimiz var. Onları önümüzdeki zamanlarda gündemimize alacağız. Bu adımlarla beraber vize muafiyetiyle alakalı önemli tüm gelişmeleri hemen hemen tamamlamış olacağız.”
Türkiye-AB ilişkileri çok daha istekli ve heyecanlı cümleler duymuştu ama yıllardır yaşanan seviye kaybından sonra buna da rıza göstermekten başka çare yok. Demek oluyor ki içeride evrensel değerler ve evrensel hukuktan bir hayli uzak bir yerde seyrediyor olmamıza rağmen hâlâ bir AB umudu bulunuyor. Avrupa hedefi bir şekilde canlılığını yitirmiyor.
Umutlu olmak için elde yeterince malzeme yoktur. Ama bu girişim bile Türkiye’nin giderek zayıflayan kredibilitesi, uluslararası ilişkilerde taşıdığı ağır yük ve içeride seçimi iptaliyle siyasal sistemin aldığı hasar düşünülürse yine de olumludur. Hiç yoktan iyidir çünkü kabul edelim Türkiye’de epeyidir hukuk ve demokrasi adına ve de dünyayla pozitif ilişki geliştirmek adına yaprak kımıldamıyordu. Ne yazık ki YSK ve AYM gibi hukuk beklentisinin en yüksek olduğu kurumlar da bu eylemsizliğe dahildir.
Bu vesileyle şunu da hatırlayalım yahut bilelim… Türkiye’nin sorunları artık sadece AB ile ilişki geliştirerek hallolacak noktayı geçmiştir. Önce içeriyle: toplumla, sokakla, fikir hürriyetiyle, hukukla, usulle, hatta seçme seçilme hakkıyla ilişki kurmak mecburiyeti vardır. Tahrip olan, aşınan, terk edilen bütün siyasi ve ahlaki değerleri onarmak gereği vardır.
Gerilediğimiz yolu yeniden doğru istikamette koşmadan, bütün kriz alanlarıyla sahici olarak yüzleşmeden ne yapsak göstermelik olacaktır. Türkiye’nin “Önce lafımızı söyleyelim istim arkadan gelir” diyebilme ya da AK Parti iktidarının ilk yarısında olduğu gibi dünyayla açık hesap çalışma kredisi bitmiştir. O bir güven ilişkisiydi ve artık kalmadı.
Elimizle yıktıklarımızı elimizle onarmadan AB dahil ne kimseyle masaya oturmak mümkündür, ne de mesafe almak…
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025