Mustafa Karaalioğlu
İktidarın muhalefete karşı tavrında, tutumunda ve elbette antipatisinde tansiyon yakın tarihte hiç düşmedi, bilakis artarak devam etti. Bugün artık, bilhassa CHP olmak üzere muhalefetin her hareketi gözlem altında ve çoğu kez bir politik yanlış olması dahi gerekmeden en sert muameleyi görüyor. Bu yaklaşımın temel sebebinin, iktidar için ötekileştirilmiş, karalanmış ve bazen terörle, bazen dış güçlerle irtibatlı olmakla itham edilen muhalefete ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekirse kutuplaştırarak CHP’yi ve sırasıyla diğer partileri hedefe koyarak eskiden kendi tabanını şimdi de topyekün Cumhur İttifakı seçmenini dinamik tutma yolunu tercih ediyor. Ki, bilindiği gibi ittifakın diğer ortağı MHP de zaten bu bahiste Erdoğan’dan ileridedir.
Tercih edilmesi mümkün olmasa ve önerilmese de izlenmekte olan politikanın bir siyasi mücadele yöntemi olduğunu kabul edelim. Uzun süre işbaşında kalan iktidarların zaman içinde böyle yöntemlere müracaat ettikleri malum, bizim siyasi tarihimizde de örnekleri vardır. Ülkeye fayda sağlamaz ama umulur ki iktidarın işine yarar… Nitekim, kutuplaşmış, gergin siyasi ortamın aynı zamanda sosyolojik olumsuz etkilerini de yaşıyoruz. Mutsuz, umutsuz, şüpheci ve ortak faydaya aidiyetini kaybetmiş bir toplum haline gelmenin sebebi izlenen gerilim yoludur.
Artık her konu bir şüphe alanıdır. Koronavirüs aşısında izlenen sıra da öyle, herhangi bir makama yapılan atama da… Herkes, kendi siyasi dünyası dışında gelişen küçük/ büyük her vakada önce şüphe gözlüğünü takmayı ihtiyat haline getirmiştir. Çünkü zaten herkes şüphe altındadır. Şüphe ve güvensizlik arttıkça gerilim büyüyor ve iktidar ortakları için gerilimi artırmak beis mevzuu olmuyor. Bazı tartışmaların gözünün üzerinde kaşın var seviyesinde olması da bundandır.
Peki, gerilim bugün hala iktidar için faydalı bir yöntem mi? Yani bugüne kadar şöyle ya da böyle işe yaradığı düşünülen sert üslup, kızgın, sinirli ve doğal olarak ötekileştirici dil AK Parti ve MHP’ye kazandırmaya devam edebilir mi? Sözgelimi, Cumhurbaşkanı’nın en çok bütünleşme gereken salgınla mücadele konulu açıklamalarda bile sözü mutlaka muhalefete getirip yüklendikçe yüklenmesi iktidara oy kazandıran bir yöntem midir? Ya da eğitimde, dış politikada, ekonomide…
Öyle görünmüyor. Öncelikle AK Parti’nin 2019 yerel seçimlerinde büyükşehir belediyelerini kaybetmesinin sebebi bu yanlış tercih yüzündendir. Yöntem işe yarasaydı 25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı kaybetmezdi. Zaten, seçimin ardından iktidarın da biraz çekingen de olsa yaptığı özeleştiriler de bunu anlatıyordu. Aynı anlayışla devam edilemeyeceği ve hal, hareket ve söylemlere mutlaka çeki düzen verilmesi gerektiği söyleniyordu. Özeleştirinin nefesi yetmedi ve Türkiye daha gergin bir atmosfere girdi. O güne kadar yapılan ne kadar yanlış varsa ısrarla devam etti, hala da ediyor.
Maksat iktidarda kalmak, oy tabanını korumak ise tutulan yolun isabetli olmadığı açıktır.
Bugün ekonomi 2019’dan daha kötü ve insanların zihninde yolsuzluk, yozlaşma, liyakatsizlik ve hukuksuzluk duygusu daha güçlü… İki sene önce işe yaramadığı ispatlanmış politikaların şimdi hiç faydası olamaz.
İktidar ve muhalefet tabanlarını belirli ölçüde tedirgin eden ve ülkenin tamamına zarar veren kutuplaştırıcı dil bugün artık seçim kazandırıcı bir unsur olmaktan çıkmıştır. Zaten çıkmıştı, daha da işe yaramaz hale geliyor. Böyle olduğu, Erdoğan’ın henüz ortada seçim işareti olmadan ittifakı genişletme girişimlerinden de bellidir. Oysa, aynı dili koruyup ittifakı matematik olarak büyütmek imkansızdır. Zira ittifak denilen enstrüman partilerin hareketlerinden çok seçmenin tercihleriyle anlam ifade etmektedir. Eşyanın tabiatına aykırı el sıkışmalar, seçmenin tabiatına uymadığı müddetçe netice asla değişmez.
Bilmem bunu görmek için artık vakit çok mu geç!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025