Mustafa PAÇAL
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 27 Aralık günü 14 maddeden oluşan bir özerklik, özyönetim açıklaması yaptı.
Bu açıklama her siyasi pozisyonda olan için farklı değerlendirilmelere neden oldu.
Bir kere başında söylemekte yarar var.
Son beş yıldır yoğun şekilde sürmekte olan bir yeni anayasa tartışması var ki, bu tartışmanın hükümet partisinden diğer partilere ve STK’lara kadar her düzeyde yapıldığı biliniyor.
AKP’nin gerek seçim beyannamesinde olsun ve gerekse hükümete programında olsun yeni anayasa talepleri olduğu gibi özellikle başkanlık sistemi taleplerinde daha da ısrarcı çabaları öne çıkıyor.
CHP ve MHP ise başkanlık sistemine karşı parlamenter sistemi savunuyor.
HDP başkanlık sistemine karşı olduğunu, daha çok devletin idare şeklinin “ademimerkeziyetçi” olması gerektiğini, yerelde güçlendirilmiş bir idare sistemini hep savunageldi.
Kısacası yeni anayasa ve bu anayasada devletin idare şekli ile yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılması hep gündemde olan bir tartışma konusuydu.
Şimdi ne diye DTK açıklamasını “şeytan ayeti” gibi göstermeye çalışıyorsunuz.
Bunu anlamak oldukça güç geliyor bana.
Ayrıca AB’ye üyeliğine aday bir ülkede AİHS ve AİHM kararları ile uyumlu olan bu öneriler bu ülkede tartışılmayacak da hangi ülkede tartışılacak, bunun cevabını kim verecek merak ediyorum.
Bir de habire başkanlık sistemi diye tutturduğunuz sistemi uygulayan ülkelerde devlet idaresinin bir denge üzerinde yürütüldüğünü görmüyor musunuz.
Bu ülkelere bir göz attığımızda, örneğin ABD’ye.
ABD elli ayrı eyalet devletinin oluşturduğu bir idari ve siyasi yapılanmaya sahip bulunuyor. Yani her eyalet hem kendi egemenlik haklarına sahip ve hem de diğer eyaletlerle birlikte ortak hakları bulunuyor. Kendi yasaları var ve hem de ABD anayasasına karşı sorumlulukları bulunuyor.
Şimdi siz biz bu sistemin başkanlık tarafını alalım ancak sıra yerel yönetimlerin özerkliği ve yetkilerine geldiğinde olmaz “merkezî idare” güçlü olmalı diyorsunuz.
Oysaki devlet ve toplum arasındaki hukuki ve idari ilişkinin bir denge ve denetleme sistemi içinde olmasını bilerek gözden kaçırmak istiyorsunuz.
Diğer yandan yarı başkanlık sistemi olan Fransa örneği de öyle, devletin idari yapısını yerelde bölge yapılanmalarına doğru güçlendirerek hem yurttaşların sisteme demokratik katılımını artırdılar ve hem de devletin idari giderlerinden önemli oranda tasarrufa gidilmesini sağladılar.
Kaldı ki iki yıl süren çözüm sürecinde ve son olarak on maddelik Dolmabahçe mutabakatında yerelde demokratik ve idari açıdan merkez karşısında güçlendirilmiş bir yönetim şekli benimseniyor.
Şimdi gelelim işin zor tarafı olan yanına.
Memleketin hâli adeta bir savaş ortamına dönmüş durumda iken bu yazılanların ve söylenenlerin anlamına uygun değerlendirmeler beklemek ne kadar gerçekçi olacaktır bilemiyorum.
Benim şimdilik fazlaca umudum yok.
Ancak daha işe yarayacak bugüne uygun önerilerim var.
Her tarafa ve herkese söylüyorum.
- Öncelikle silahları susturun ve ölümleri durdurun.
- Şehirlerde, kasabalarda ve köylerde sürdürülen ablukaları kaldırın.
- Yaşlıların, hastaların ve çocukların sağlık ve eğitim başta olmak üzere barınma, beslenme ve diğer insani ihtiyaçlarını giderin.
- Karşılıklı savaş naraları atmayı bırakın. Çözüm sürecine geri dönün ve bıraktığınız yerden görüşmelere devam edin.
Şimdi başa dönecek olursak yeni anayasa, başkanlık sistemi ve yerel yönetimlerin özerkliği gibi daha pek çok konuyu tartışalım ve uzlaşma temelinde özgürlükçü, devlet ile toplum arasında evrensel hukuk temelinde denge ve denetlemenin sağlandığı yeni bir anayasa yapalım.
Ancak önce şu içinde bulunduğumuz cinnet hâlinden bir çıkalım.
Herkese mutlu yıllar dilerim.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020