Nermin ALPAY

Nermin ALPAY
Nermin ALPAY
Tüm Yazıları
SEÇİM SONUÇLARI NE SÖYLÜYOR?
23.06.2011
2885

BELEDİYE DE İŞÇİ MİSİN, MEMUR MU?

Haziran ayının ilk haftası bütün Akçakoca bir dişi köpeğin dramına tanık oldu.
Zabıta defalarca, farklı kişiler tarafından arandı. Ama kimse gelmedi. Çünkü zabıtada köpekleri yakalayabilen tek kişi Yusuf adında bir işçiymiş. O da başka bir görevde olduğu için köpek yakalamaya gelemezmiş. İşte o günlerde; Zabıtayı yana yakıla ararken işçi Yusuf’u gördüm. İşçi Yusuf, yanında üç görevli “memur” arkadaşıyla yol inşaatında çalışıyordu. Diğer memurlar aracın yanında süs olarak beklerken işçi Yusuf kan ter içinde aracın arkasından malzemeleri tek başına indirmeye çalışıyordu. Diğerlerinin elinde bir kırbaçları eksikti. Eve dönünce belediyeyi aradım ve “madem Yusuf beyden başka kimse köpek yakalayamıyor onu böylesi acil durumlarda göreve yollamayın, Araçtan malzeme indirmeyi diğer zabıta görevlileri de pekala yapabilir.” dedim. Aldığım cevap, “Yusuf işçi, o da onların işini yapamaz” oldu. Yani sayın memur zabıtalarımız araçtan malzeme indirirlerse elleri kirlenirmiş… Onların elleri kirlenmesin diye masum bir köpek sabrı taşan ve insanlıktan nasibini almamış biri tarafından zehirlendi. Çevrecilere kızmakla olmuyor Sayın Başkan, eleştirilere alınacağına, vergilerimizle bedavadan beslediğin
personeli çalıştırmayı öğrensen iyi olacak.

DALKAVUK

Türk dil kurumu sözlüğünde dalkavuk kelimesi şöyle tarif ediliyor: “Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, huluskâr, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak, kemik yalayıcı, çanak yalayıcı.”

İktidarı, gücü elinde tutanların etrafında iktidar olduğu alana göre dalkavukların bulunması kaçınılmazdır. Bizi kaygılandıran dalkavuklar değil, dalkavuklara bakarak
kendini doğru yolda sananlardır. Ünlü İngiliz şair ve yazar William Shakespeare’nin
deyişiyle “İktidar dalkavukluktan hazzetmeye başladığı zaman, şeref daima ayaklar altında ezilmiştir.”

Belediye Başkanımız Fikret Albayrak, kendisine yaptığımız eleştirileri soğukkanlılıkla değerlendireceğine, öfke ile hareket etmekte, alakasız gerekçelerle insanları suçlamaktadır. Bir an önce sağduyulu davranarak “nerede hata yaptığını, nasıl telafi edebileceğini “ gündemine almasını, her ne kadar kendisi aksini düşünse de dostça tavsiye ediyorum. Bu yazımı okumayacağını tahmin ederek; en azından dostlarından ve “dalkavuklarından” devlet adamlığı olgunluğunun karşıt düşüncelere kulak vermekten geçtiğinin hatırlatılmasını diliyorum.
Sivil toplum örgütlerinin ve basının görevi; iktidardakiler, sorumlu merciler hata yaptıklarında onları uyarmaktır. Biz basın olarak bunu yaptık!

SEÇİM SONUÇLARI NE SÖYLÜYOR?

Benim bu seçimlerle tek alakam, gürültünün bitmesine duyduğum sevinçtir. Bir de YSK’nın önce engellediği bağımsızları sonra onaylamasına anlam veremedim. Hadi onayladın, seçildikten sonra neden mazbatasını almasına izin vermezsin, bunu hiç anlamadım. Diyarbakır’da hak eden kişi ( Hatip Dicle) YSK tarafından engellenince yerine apar topar mazbatayı alan vekili de anlamadım. Vekil’e “halkın seçtiği varken, bu mazbatayı almak bana yakışmaz” demek yakışırdı. Demokrasi adına, hakkaniyet adına doğrusu çok yadırgadım.
Gelelim bölgemize; Bölgemizde Adalet ve Kalkınma Partisi sevinirken, CHP hezimete uğradı. Şimdi kaybedenlerin, kazananlara oy verenlere hakaretler düzerek rahatlamayı seçme zamanı değil. Neden kaybettiklerini anlama zamanı…
En azından Akçakoca’da, deve kuşu gibi başını kuma gömerek Akçakoca halkının beklentilerini, taleplerini görmezden gelmemiş olsalardı, seçim sonuçları farklı olurdu. Basına kızmak, bu sonucu maalesef değiştirmez. Tabii bölgeden aday çıkarırken adayın halkın gözünde sevilen kişi olmasına dikkat edeceksin. Haddini bileceksin yani… Mesela; Kadın adaylar göstermelik sıralarda değil de birinci sırada yer alsalardı, ben de dahil olmak üzere birçok insan CHP’ye oy verecektik.
Bu seçimlerden alınacak çok ders var; almasını bilene. İktidar olamayanların demokratik muhalefet yapabilmesi de çok önemli. Her şeye karşı düşmanca yapılan muhalefet istenmiyor bu ülkede. Yapıcı, projeler üreten ve iktidarı halkın gözü, kulağı olarak yeri geldiğinde uyaran, yeri geldiğinde destekleyen, bir muhalefet istiyoruz. İnternette CHP’ye sataşan “ iktidar olmak için dümeni sağa değil, sola çevireceksin” esprisini de çok sevdim. Bu seçimlerden; CHP, yamalı bohçaya benzeyen adayları ve birbirini tutmayan söylemleriyle en şaşkın, MHP, en medyatik, AKP’de en güçlü parti olarak çıktı. Halkımıza hayırlı olsun.

Nermin Alpay

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar