Nermin ALPAY

Nermin ALPAY
Nermin ALPAY
Tüm Yazıları
ZORUNLU MU, SORUNLU MU?
4.02.2012
5008

İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için gereken asgari şartların dışında, yapılan toplumsal dayatmalar, lehime olan durumlarda dahi tüylerimi diken, diken etmiştir. Çünkü, bir başka insanın yaşam biçimi üzerine birilerine söz söyleme hakkını verdiğinizde, güçler dengesi değiştiğinde

Bu sefer, başka birileri de tersini söyleyecektir.

O nedenle; ifade özgürlüğünü, “bir insanın özgürlüğü, bir başka insanın sınırlarına kadardır” olarak anlıyorum.

Toplum olarak, sosyal olanla- kişisel olanı ayırmakta zorlanıyoruz. Ve aslında tüm çatışmalar da, başkalarının yaşam biçimine karışma hakkını kendimizde görmemizden kaynaklanıyor. Komşu kızın mini eteğine laf edip, başını örten kadını kamusal alana sokmamak gibi, saçma sapan tartışmalarla çok şey kaybetti bu ülke. Devlet ; Müslüman, Hıristiyan, ateist olan her ferdine, toplumsal sayılarına bakmaksızın eşit mesafede duran, toplumsal barışa hizmet eden bir kurum olması gerekirken, sürekli taraf olarak ve belli bir kesimi kayırarak toplumsal adaleti ve vicdanları zedelemiştir. Yani bir insanın kendinden başka kimseye faydası (zararı)olmayan yaşam tercihlerine, bir taraftan devletin, diğer taraftan insanların burnunu sokmaktan vazgeçemediği bir ülke burası.      

Şimdi de “zorunlu din dersi “ gibi bir şeyi tartışıyoruz. Oysa din dersi hep zorunlu oldu bu ülkede. İnsanın inancı ile ilgili bir şey, nasıl devlet tarafından zorunlu olarak dayatıldı ve hala dayatılıyor bunu anlayabilmiş değilim. Sosyal dersler içinde, insanlık tarihinde önemli yer tutan dinler tarihinin bilgi olarak verilmesi başka bir şey, İslam dininin “zorunlu” olarak öğretilmesi başka bir şey. Olması gereken, Dinler tarihi derslerinin yanında seçmeli olarak diğer din derslerinin konulmasıdır. O zaman kimse çıkıp da, “çocuğuma zorla İslam dini öğretiliyor” demeyeceği gibi, tüm dinlere eşit mesafede durması gereken devlet adamları da imamlık yapmaya kalkmaz.

YÜZDE DOKSANI MÜSLÜMAN OLAN ÜLKEDE DEVLET “CEMAATİNE” GÜVENMİYOR.

Zorunlu din dersi yerine, zorunlu İslam dini dersi tanımını yapmak daha doğru ve gerçekçi bir yaklaşım olur. Çünkü derslerde anlatılan dinler değil, İslam dinidir. Müslüman nüfusu olan bir ülkede devlet yetkilileri, din dersinin seçmeli olması durumunda, Müslümanların çocuklarını din derslerine göndermeyecekleri kaygısıyla mı DİN DERSİNİ ZORUNLU KILIYOR? Devlet, Anne ve Babadan rol çalarak, Şeriat devletindeki rolü üstlenmeye kalkıyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Bu konuda laik olarak tanımlanan belli kesimlerin KORKU VE PANİK politikalarına kapılmadan ama, “ZORUNLU” olan sosyal baskıların din temelinde ÇOĞUNLUĞUN AZINLIK ÜZERİNE TAHAKKÜMÜNÜ ÖNLEMEK İÇİN sivil Müslüman aydınların, demokratların sessiz kalmamaları gerektiğini düşünüyorum. Ve bu ülkede zorunlu din dersi yerine, SEÇMELİ DİN DERSİ konulmasını özgürlükler ve adalet adına önemli buluyorum. Devlet yönetiminin İMAMLIĞA kalkışmasının SORUNLU bir yaklaşım olduğunu,

“halka rağmen, halk için”politikalarının başka bir biçimde devamı olduğunun bir an önce görülmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu satırlardan bizleri kendi kafalarındaki kalıplara sokmaya çalışan herkese seslenmek istiyorum:

LÜTFEN, BEYNİMİZDEN, DİNİMİZDEN, GİYSİMİZDEN ELİNİZİ ÇEKİN!

 

 

 

 

  

 

 

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar