Neşe Düzel
“PKK dağda bekleyecek. Demokratikleşme olmazsa, özgürlükler garantiye alınmazsa, PKK’yi dağdan kimse indiremez. Barış, silahın susması değildir. Barış, silahın konuşma ihtimalinin kalmamasıdır.”
“Kadın haklarında AKP ile uzlaşamayız. Biz özgürlükçüyüz. Anayasada, cinsiyet ve cinsel yönelim farkı olmaksızın herkesin eşit ve özgür olmasını öneriyoruz ve bu AKP’yi çıldırtıyor.”
“Sekiz bakanlıktan daha fazla bütçe alan ve sadece Sünnilere hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı anayasal kurum olamaz. Din hizmetini devlet değil, cemaatler yürütsün. Bunun için çok direteceğiz biz.”
***
NEDEN SELAHATTİN DEMİRTAŞ
Medyada dürüst insanların susturulduğu, birçok medya mensubunun gazetecilikten vazgeçip çeşitli hesaplarla hükümet dalkavukluğunu seçtiği bir dönemde tarihî bir barış yapmaya hazırlanıyoruz. Asıl soru, böyle bir ortamda bu barış nasıl kalıcı olacak? AK Parti’nin “tek adam” düzeni öneren anayasa teklifleri kabul edilirse, bu ülke demokrasiden biraz daha uzaklaşacak. Demokrasiden uzaklaşarak barışı kalıcı kılmak mümkün mü? PKK’nın sınır dışına çıkması kalıcı barış için yeterli mi? BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, barışı “tek adam” sisteminin maskesi hâline getirmek isteyenlerin maskesini indiren çok dürüst ve net açıklamalar yaptı. Demokrasi ve barış arasındaki kuvvetli ilişkiyi en çıplak hâliyle ortaya koydu. Selahattin Demirtaş’ın bu açıklamaları, bu toplumun uğruna büyük bedeller ödediği ve hasretini çektiği gerçek ve kalıcı bir barış için umutları çok arttırıyor.
***
-2-
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’la yaptığımız ve dün birinci bölümünü yayımladığımız konuşmayı ufak bir hatırlatmayla sürdürüyoruz. Dünkü bölüm, Demirtaş’ın şu sözleriyle bitmişti. “BDP eşbaşkanı olarak açık söyleyeyim. Anayasada özerk Kürdistan deseler, Kürtçe anadilde eğitim serbesttir diye açıkça yazsalar ve bunun karşılığında da anayasanın bir maddesinde baskıcı-otoriter bir başkanlık sistemi yazsalar, biz o anayasaya evet demeyiz... Tek adamın yönettiği bir ülkeye barış gelmez... Barışı sağlayacak olan yetkileri tek adamda toplamak değil, aksine yetkileri merkezden yerele doğru yaymaktır. Barış ancak böyle gelir. Barış, demokratikleşmeyle gelir!” Kaldığımız bu yerden devam ediyoruz.
***
NEŞE DÜZEL: Peki, Öcalan, başkanlık sistemini destekleyeceğinizi neden söyledi o zaman?
SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Sayın Öcalan, “Destekleyeceğiz” demiyor. O, başkanlık sisteminin demokratik bir model olarak tartışılabileceğini söylüyor. “Baskıcı, otoriter bir başkanlık sistemini asla kabul etmeyiz. Ama denge ve denetim sistemini içeren bir Amerikan modeli olabilir” diyor. Zaten yargının ve yürütmenin bağımsız olduğu, kuvvetler ayrılığının sağlandığı bir başkanlık sistemine biz niye hayır diyelim ki? Biz, şu anki yönetim sisteminden de hiç memnun değiliz.
Demokrasi ve hukuk isteyen hiç kimse bugünkü parlamenter sistemden memnun değil. Çünkü Türkiye’de parlamenter sistem daima otoriter oldu, hiç demokratik olarak işlemedi. Öyle değil mi?
Çok doğru. Size basit bir örnek vereyim. Başbakan yurtdışından grup başkanvekiline telefon ediyor ve “Meclis, cuma günü de çalışsın” talimatını verebiliyor. Koskoca parlamento başbakanın bir telefonuyla cuma günü de çalışmak zorunda kalıyor. Ya da başbakan parlamentonun o gün çalışmasını istemiyorsa, “bugün çalışmanıza gerek yok” diyor ve sanki bir şirket müdürü gibi parlamentoyu tatil ediyor. Bunun adı parlamenter sistem olabilir mi? Alakası yok. Ama AKP’nin önerdiği başkanlık sistemi bugünkü parlamenter sistemden de daha kötü olur. Düşünün. Başkanın bir de parlamentoyu fesih yetkisi olacak. Ayrıca yüksek yargının üyelerini de başkan belirleyecek.
Bu süreçte başkanlık pazarlık konularından biri mi?
Başkanlık pazarlık konusu değil. AKP tipi başkanlık modeli bizim pazarlık konumuz olmayacak.
Başbakan Erdoğan Ege’de örgütüyle yaptığı basına kapalı toplantıda, anayasa için referanduma gidileceğini ve AK Parti’nin anayasayı referanduma götürmek için beş altı milletvekilinin oyuna ihtiyacı olduğu söylemiş. Sizce böyle bir şey mümkün mü?
Öyle bir şansları olamaz. AKP tek başına anayasa yapıp referanduma götüremez. Ama şunu da söyleyeyim. Bizim AKP’nin anayasa teklifine yaptığımız eleştirilerin alternatifi CHP ve MHP zihniyeti değil. Onlar AKP’den gerideler.
Yeni anayasada AKP’yle uzlaşamayacağınız konular sadece başkanlık sistemiyle mi ilgili?
Hayır. Kadın hakları konusunda da uzlaşamayız. Biz, kadın haklarında çok özgürlükçü bir yaklaşıma sahibiz. Kadının eşit yurttaş siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel bütün alanlarda eşit olduğunu savunuyoruz biz. Hiçbir cinsiyet ve hatta cinsel yönelim farkı olmaksızın herkesin eşit temsil hakkını ve özgür olmasını savunan bir teklif sunuyoruz ve bu AKP’yi çıldırtıyor. Bir de bizim anayasa teklifimizde, her başlığın altında kadınlarla ilgili bir bölüm var.
Bu ne anlama geliyor?
Böylece her başlıkta, kadınların yıllardır birikmiş olan ezilmişliğini telafi edecek önermelerde bulunuyoruz. Ayrıca ifade özgürlüğü, gösteri ve örgütlenme hakkı, siyasi partiler kanunu, çevre ve sendikal haklar konularında da AKP ile bizim aramızda ciddi farklar var.
Anayasada asla olamaz dediğiniz maddeler neler?
“Türkçe dışında anadilde eğitim yapılamaz” diyen bir anayasayı asla kabul etmeyiz. Herkesi Türk olarak kabul eden bir maddeyi de kabul edemeyiz. Böyle bir şeyi kabul edersek onursuzluk yapmış oluruz. Herkesin Türk olmadığını Türkiye’de artık herkes biliyor. Yalan üzerine kurulu bir maddeyi evet oyuyla kabul etmemiz mümkün değil. Etnisiteyi, inancı ve kimliği teke indiren ve devleti bütün bunların üzerinde bir güç olarak tanımlayan bir zihniyeti, bir yaklaşımı ise hiçbir maddede kabul etmeyiz. Mesela...
Evet...
Mesela biz İslam’ın sadece Sünni hizmetine hizmet eden ve şu anda sekiz bakanlıktan daha fazla bütçe alan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı anayasal bir kurum olarak kabul etmiyoruz.
Diyanet’in anayasadan çıkarılması sizin için olmazsa olmaz bir şart mı?
Bu bizim için çok hassas bir konu. Diyanet İşleri, kiliseden cemevine, bütün dinlere ve inançlara eşit hizmet eden bir koordinatör kurum olarak anayasada yer alabilir ancak. Artık bu ülkede dinî hizmetleri cemaatler kendileri yürütmeli. Diyanet, Türkiye’de çok önemli bir mesele.
Diyanet nasıl bir sorun sizce?
Bu ülkede etnik kimlik tartışması Kürt kimliğinin yarattığı görünürlükle çok öne çıkıyor ama bu toplumda aynı zamanda muazzam bir inanç gerilimi de var. Bu gerilimin en hassas noktası da Diyanet İşleri Başkanlığı! Biz bu konuda çok dayatacağız. Din hizmetlerinin devlet eliyle değil, toplumsal ve kültürel ağlar, cemaatler eliyle yürütülmesi için çok direteceğiz. Herkes kendi inancını kendisi örgütlesin. Devlet camiye niye imam atıyor ki? Cuma günü okunacak hutbeyi niye Diyanet belirliyor ki? Alevilik din midir, cemevi ibadethane midir, bunu belirlemek Diyanet İşleri Başkanı’nın görevi değildir.
Öcalan’ın Newroz mesajında Alevilerden hiç bahsetmeden bir bir “İslam birliği” vurgusu yaptı. Bu, Alevileri çok rahatsız etti. Öcalan’ın yaklaşımını nasıl açıklıyorsunuz?
Öcalan, “gelin İslam bayrağı altında birleşip, geleceğimizi bunun üzerinden planlayalım, yeni vizyonumuz bu olsun” demiyor ki! “Bin yıldır İslam bayrağı ve hukuku altında yaşadık. O hukukta katliam yoktur. İslam, katliamcı bir din değildir. İslam’da zorla asimilasyon yoktur. Ama siz İslam hukukuna uymadınız, o hukuku çiğnediniz ve bütün bunları yaptınız. Eğer bin yıllık kardeşliği yeniden kuracaksak, gelin bu defa, bütün mağdur etmiş olduğumuz kesimleri, büyük felaketi yaşamış kesimleri, burada Ermenileri kastediyor , kültürel soykırıma uğramış olan kesimleri, Alevileri kastediyor , bütün bunları da yanımıza alarak birlikte bir kardeşlik hukuku kuralım” diyor. Öcalan “geçmişte ne güzel yaptık, gelecekte de aynısını yapalım” demiyor ki.
Peki, sizin anayasanın hazırlanmasında genelde başka ne tür katkılarınız olacak?
Biz şu an parlamentoda, Türkiye tarihinin en ilerici anayasa teklifini sunan partiyiz. Çünkü bizim taslağı BDP tek başına hazırlamadı.
Kiminle hazırladı?
Bizim anayasa teklifimizdeki her konu başlığı ilgili çevrelerin doğrudan önerileriyle yapıldı. Örneğin engellilerle ilgili maddeyi engelliler derneği, kadınlarla ilgili maddeyi kadın örgütleri kendileri yazdılar. Dolayısıyla BDP’nin anayasa teklifi Türkiye’deki birçok çevrenin ortak teklifi oldu. Bir uzlaşma sağlanacaksa ana metin AKP’nin değil BDP’nin teklifidir. BDP’nin teklifini tartışmaya değer bulan bir yaklaşım görürsek AKP’yle uzlaşmaya çalışırız. Ama AKP’nin bugünkü zihniyetiyle tümden yeni bir anayasanın bu aşamada yapılması imkânsız tabii.
Anayasada tek adam rejimine karşı çıkmanız hâlinde, AKP barıştan vazgeçeceğini söylerse ne yapacaksınız?
Kendileri bilir. Biz mücadelemize devam ederiz.
Barıştan sonra Kürdistan’da nasıl bir yönetim olacak? Güçlendirilmiş yerel yönetim mi, özerklik mi, federasyon mu?
Bir defa bütün yetkilerin Ankara’da toplandığı katı bir merkezî yönetim, Türkiye’nin hiçbir yerinde olmamalı. AKP, yerel yönetimlerin yetkilerini arttırmak zorunda. Eğer Türkiye’de toplum ikna edilirse, ileride özerklik ve federasyona benzer modeller hayata geçirilebilir. Ama şu anda müzakere sürecinin bir pazarlık konusu değil bu.
AK Parti ile bir geçiş anayasası yapabileceğinizi söylediniz. Bu anayasada ne önereceksiniz?
Bütün Türkiye için bölgesel yönetimleri önereceğiz. Bir tür özerklik bu... Seçimle işbaşına gelen ve yetkileri merkezle paylaşan bölge meclisleri bu... Bu bölge meclislerinin içinden de bir tür bölge hükümeti olan bölge yürütmesi çıkıyor. Valinin yerini de seçimle gelen bölge başkanı alıyor. Biz, parlamentoya anayasa teklifimizi bu şekilde sunduk. Ulusal güvenlik, genel adalet ve savunma, genel bütçe planlama gibi hizmetlerin dışındaki eğitim, sağlık, kültür, turizm bütün hizmet ve yetkiler bu bölge meclislerine ait oluyor. Biz bu modeli barış sonrası için değil, barış için öneriyoruz.
Anlamadım...
Biz bu modeli, Türkiye’ye kalıcı bir barışın gelebilmesi için öneriyoruz. Çünkü barış, PKK’nin çekilmesi değildir. PKK, dağda bekleyecek. Barış, silahların susmuş olması hâli değildir. Barış, silahların bir daha konuşma ihtimalinin ortadan kalkmış olması hâlidir.
Bu nasıl sağlanabilir?
Bu ancak demokratikleşmeyle olur. PKK’nin tümüyle dağdan inmesiyle olur. Barış sürecinin içinin demokrasiyle doldurulmasıyla olur. Türkiye’de özgürlükler garanti altına alınmazsa, demokratikleşme sağlanmazsa, hiç kimse PKK’yi dağdan indiremez. Bunun bilinmesi lazım.
Şu andaki görüşmelerde neler konuşulduğunu Öcalan, Erdoğan ve Hakan Fidan’dan başka kimler biliyor?
Hükümet cephesinde kimler biliyor bilmiyorum ama Sayın Öcalan bize nelerin konuşulduğunu anlatıyor. Bunları tabii Kandil de biliyor.
PKK yöneticileri Türkiye’ye dönecek mi?
Dönmek isteyenler dönebilirler sürecin sonunda bence.
Karayılan hemen dönecekmiş gibi konuştu. Bunun için bir süreç konuşuldu mu?
Hayır. Onlar da hemen dönülebileceği şeklinde bir düşünce içinde değiller. Sürecin zorluklarının, bunun uzun ve meşakkatli bir yol olduğunun farkındalar.
Hasan Cemal’in bile susturulduğu bir baskı döneminden geçiyoruz. Bu baskıdan Kürtlerin etkilenmeyeceğine emin misiniz peki?
Hayır. Baskının, Hasan Cemal’e, Ahmet’e, Mehmet’e, Kürd’e, Türk’e yapılması arasında hiçbir fark yok. Baskı varsa bundan en fazla zararı gene Kürtler görür. Bu, her zaman böyledir. Hasan Cemal’e baskı varsa, Kürtlere de baskı olacaktır. Kabaca, ironik olarak formüle edersem... Hasan Cemal gibi bir isim baskı altındaysa, Türkiye’de Kürtler de özgür değildir. Şöyle yanlış formül var bu süreçte.
Nedir o yanlış?
Barışı desteklemekle AKP’yi desteklemeyi karıştıranlar var. En çok kafa karıştıranlar da bunlar. Mesela biz, AKP ile ittifak içinde bu barış sürecini yürütmüyoruz. Biz bu barış sürecini büyük bir mücadeleyle yürütüyoruz. Bizim CHP’den farkımız var.
Farkınız nedir?
CHP demokrasiye inanmıyor. Barışın nasıl geleceğini bilmiyor. Hem AKP’ye karşı mücadele edip hem de AKP ile barış sürecinin nasıl yürütüleceğini bilmiyor CHP, barış sürecinin içine girerse politikasız kalacağını düşünüyor. O yüzden de AKP karşıtı en ucuz politikaları yürütüyor CHP.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012