Neşe Düzel
Öcalan özerklikten vazgeçmedi
25.03.2013
3786

BDP’ye oy veren Kürtler arasında, “başkanlık sistemini istemeyelim” diye bir tartışma yok. Tam tersi, başkanlık konuşulabilir görüşü var. Öcalan razı olursa, Kürtler başkanlığı destekler
İki kişi çok büyük risk aldı: Erdoğan ve Öcalan. İkisi de istikbalini bu sürece bağladı. Başarısız olursa Erdoğan’ı Yüce Divan’a bile götürmek isteyecekler. Öcalan’ın ise liderliği tartışılacak
NEDEN ENVER SEZGİN
Yakın tarihimizin en ümit verici günlerini yaşıyoruz. Binlerce insanın ölümüne neden olan savaş sonuna gelmiş gözüküyor. Büyük bir sevinç ve heyecan var. Tarihimizde hiç alışık olmadığımız yollar ve yöntemler deniyoruz. Bugüne dek kendi vatandaşına dair her sorunu baskı ve şiddet yoluyla çözmeyi deneyen devlet, ilk kez bir toplumsal sorunu barış masasında siyaset yoluyla çözmeye çalışıyor. Siyasi çözümün yolu, her şeyi açıkça konuşmak, tartışmak ve akla gelen her soruyu özgürce sormaktır. Sorulan sorular ve aranan gerçekler yüzünden baskı görmemektir. Kalıcı bir toplumsal barışa ancak böyle bir özgürlük ortamında ileri demokrasiyle varılabilir. Bakalım barış sürecinin içi demokrasiyle dolacak mı? Yoksa başkanlık sistemi arayışı demokrasiyi ve kalıcı barışı engelleyecek mi? Bu ülkede eksikli demokrasi gene sürecek mi? Bu soruları ve barışa giden yolda karşılaşacaklarımızı önde gelen Kürt aydınlarından ve Yeni Anayasa Platformu’nun kurucularından yazar Enver Sezgin’le konuştuk.Öcalan özerklikten vazgeçmedi
Tarihimizin en olağanüstü günlerinden birini yaşadık Newroz’da... Abdullah Öcalan’ın barış mesajı bir milyon insanın önünde okundu. Bundan sonra barıştan dönülebilir mi?
Dönülemez. Çünkü bu dönemin en büyük özelliği şu: Halkın barış ve çözüm sürecine desteği çok güçlü. Eğer halkın büyük desteği olmasaydı...
Ne olurdu?
Barıştan dönülebilirdi ama bundan sonra barıştan dönülmesini halk engelleyecek. Halk, otuz yıllık savaşın getirdiği tecrübeler sonucunda, “artık barışın zamanıdır; başka çare yok” kararına vardı. Bugün iki halk da artık savaş yorgunu. İki halk da barış istiyor.
Neye dayanarak söylüyorsunuz bunu?
Biz 2010’da Sivil Anayasa Platformu’nu kurduk. Bir buçuk yıl boyunca Türkiye’yi köyler, kasabalar dâhil dolaşıp 23 ilde 32 toplantı yaptık. Her görüşten, dinden ve kökenden on bine yakın vatandaşla günlerce yüz yüze konuştuk. Kürt meselesinin çözümünü ve yeni anayasayı tartıştık. Bütün bu konuşmaları, binlerce talebi kitap hâline getirip Meclis’e ve siyasi partilere sunduk.
On bin çok yüksek bir rakam. Vatandaşla tartışmalardan sonuç olarak ne çıktı?
İnsanlar, Kürt meselesinin barışçı yoldan anayasa ve yasal değişikliklerle eşitlik içinde çözülmesini istedi.
Peki, şimdi başlayan süreçte barışa hangi aşamalardan geçerek ulaşacağız?
Birinci adım, silahların susmasıdır. İkinci adım, PKK güçlerinin sınır dışına çıkmasıdır. Üçüncü adım, silahların bırakılmasıdır. Ama silahların gömülmesi o kadar kolay değil.
Niye kolay değil?
Çünkü PKK dağa savaşmak ve bazı haklar elde etmek için çıktı. Nitekim Karayılan son açıklamasında, “Biz savaşa da, barışa da hazırız. Bundan sonra savaşırsak daha modern yöntemlerle savaşacağız. Çünkü biz örgüt ve taktik olarak bir üst aşamadayız. Ortadoğu’nun şu anki koşulları savaşmamıza elverişli” diyor.
Murat Karayılan ne demek istiyor?
Suriye ve Irak’taki son gelişmelerle PKK’nin manevra alanları arttı. PKK’nin gücü ve taraftarları arttı. On yıl öncesine göre PKK’yi destekleyenlerin sayısı çok daha fazla bugün. PKK’nin tabanını oluşturan Kürtler savaştan yoruldular, PKK ile devletin oturup barış yapmasını istiyorlar ama... Devlet PKK ile barış yapmadığı sürece de PKK’den desteklerini çekmiyorlar. Bu yüzden barış sürecinin bir plana göre yapılması lazım.
Sizce bir barış planı yok mu?
Bilmiyoruz. Eğer bir plan varsa, bu plan nedir kimse bilmiyor. Sadece Öcalan, Başbakan ve etrafındaki birkaç kişi biliyor. Kandil bilmiyor mu barış planını? Karayılan’ın açıklamalarından bilmediği anlaşılıyor. Karayılan sadece şunu söylüyor. “Önderliğe güveniyoruz” diyor. Eğer bir barış planı varsa, bunu sadece tarafların değil halkın da bilmesi gerekir. Marx’ın ünlü bir sözü vardır. “Anlatılan senin hikâyendir” der. Planın aşamaları ve görüşmeler mümkün olduğunca açık olmalı. Kürt meselesinin çözülmesi için hangi adımların atılması gerektiğini toplum tartışmalı. PKK, silahları ne karşılığında bırakıyor, toplum bilmeli. Üstelik Öcalan’ın Newroz mesajından sonra pek çok şeyi gizlemenin de imkânı yok artık.
Niye yok?
Çünkü Öcalan mesajında şunu demeye getiriyor. “Biz çekilme konusunda devletle anlaştık. Mücadeleyi bırakmak değil, yeni bir aşamaya geçmektir bu. Bu yeni aşama da demokratik siyasettir. Bu aşamada birtakım adımlar atılacak.” Nitekim Öcalan, İmralı tutanaklarında da, “Kürt meselesi anayasa meselesidir” diye açıkça söylüyor. Demek ki barışın aşamalarından biri anayasa! Peki, biz bu anayasayı nasıl yapacağız?
Nasıl yapacağız?
İşte bu bilinmiyor. Kürtleri yok sayan, Türkiye’de doğan herkesi Türk varsayan 1982 Anayasasıyla Kürt meselesi çözülmeyeceğine göre, biz yeni anayasayı nasıl yapacağız? Anadilde eğitimin önünü nasıl açacağız? Bakın... Newroz’un sloganı neydi? Kürtlere statüydü! Yeni anayasada Kürtlere statüyü nereye oturtacağız? Türkiye’de idari yapıyı değiştirmeden, ademi merkeziyetçiliği getirmeden, yani yeni bir anayasa yapmadan Kürt meselesi çözülemez ki!
Anayasa konusuna geleceğim. Önce izninizle şunu sorayım. Öcalan’ın barış mesajının okunmasıyla birlikte Türkiye’de birçok şey değişti. Birincisi Öcalan’ın konumu değişti bizzat. Bundan sonra artık Öcalan siyasi bir lider olarak siyaset sahnesinde rol alacak herhalde. Öcalan’ın bu yeni konumu siyaseti nasıl etkileyecek?
Devlet uzun yıllar Öcalan’ı, “bebek katili” olarak ilan etti. Şimdi devlet, ona yeni bir imaj vermek zorunda. Nitekim hükümet, Öcalan’ın “bebek katili” imajını büyük ölçüde değiştirdi. Çünkü “bebek katiliyle” masaya oturamazdı. Zaten Erdoğan da Newroz mesajından sonra Öcalan’a ilk kez İmralı değil de, Öcalan diye hitap etti.
Öcalan’ın bugün yeni imajı nedir?
Yeni imajı, “barış isteyen siyasi bir kişilik”tir. Şimdi hükümet, bu siyasi kişiliği Türk halkına da kabul ettirmek için çaba sarf ediyor. Newroz’da yaptığı konuşma, tam da buna hizmet eden bir konuşmadır. Öcalan “bebek katili” olmaktan çıkıyor ve meydanlara seslenen siyasi bir figür oluyor. Aslında Newroz’da yayınlana o mesajı milyonlarca insan gözlerinin önüne Öcalan’ı getirerek televizyonlardan canlı olarak dinlediler. Bu şu anlama geliyor. Yarın Öcalan aracı olmadan da halka canlı seslenebilir. Çünkü Öcalan artık barış isteyen yasal bir siyasetçi olarak daha da aktifleşecek ve görünür hale gelecek.
Barışın iki büyük aktörü var. Biri Erdoğan, diğeri Öcalan. Bu iki liderden biri başbakan, diğeri mahkûm... Bu şartlarda Öcalan’ın mahkûmiyeti daha fazla sürebilir mi?
Süremez. Hem kendi ellerinizle Öcalan’ı siyaset sahnesine çekiyorsunuz. Onunla masaya oturup büyük bir barış anlaşması yapmak istiyorsunuz hem de ona, “sen ömür boyu cezaevinde kalacaksın” diyorsunuz. Bu ikisi birarada olamaz. Barış olacaksa Öcalan cezaevinde kalamaz. Nitekim İmralı’da BDP heyetine, “Bu süreç başarıyla tamamlanırsa hepimiz özgür olacağız” dedi. Ayrıca şimiden Öcalan, daha hapisteyken barış isteyen çok önemli yasal bir siyasetçi hâline geldi. Yasa dışı bir örgütün lideri olarak mahkûm ama Türkiye’deki yasal siyasetin bir parçası oldu.
Öcalan ev hapsine mi çıkarılacak?
Bu bir ihtimal. Öcalan’ın yeni rolüyle cezaevinde kalması çelişiyor artık. Ev hapsine çıkmasa bile daha görünür hâle gelecek. Siyasi açıklamaları yayınlanacak. Belki gazeteciler gidip onunla röportajlar yapacak. Bunlar belki televizyondan naklen yayınlanacak. Barış süreci kesilmezse, biz Öcalan’ı evlerimizin içinde görebiliriz. Öcalan kendi kitlesi bakımından zaten meşrudu. Şimdi Türk toplumu ve Türkiye siyaseti için de meşru bir lider, meşru bir siyasetçi oldu.
PKK, Öcalan’ın talimatı dışına çıkabilir mi?
Çıkamaz. Nitekim 1999’daki sınır dışına çekilmede de, son ölüm oruçları sırasında da çıkamadı. Şimdi hiç çıkamaz. Bunun farkında oldukları için bugünkü sürece razı ve tabi olurlar. Çünkü örgütü Öcalan kurdu. Örgütün bütün kodlarını bilir. PKK’nin nerede nasıl tepki göstereceğini bilir. İkincisi, Öcalan’ın şehirlerdeki Kürt halkı içinde büyük desteği var. Bu destek onu örgüt karşısında birkaç misli daha güçlü yapıyor. Zaten Newroz kutlamaları da halkın Öcalan’a olan çok büyük desteğini gösterdi. Öcalan’a karşı çıkan, örgütten ve siyasetten silinir.
Öcalan mesajında Kürdistan dedi ama Kürdistan’ın bağımsızlığı fikrinden artık vazgeçildiğini de ima etti. Kürdistan’ın siyasi konumu ne olacak?
Öcalan, epeydir ayrı bir devlet fikrinden vazgeçti. O, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki Kürtler arasında kültürel, sosyal, ekonomik birliktelikten söz ediyor. Türkiye’de ise demokratik özerkliği savunuyor.
Mesajında özerklik yoktu ama...
Öcalan, demokratik özerklikten vazgeçmedi. Sadece erteledi. Devletle yaptığı pazarlık sonucunda bu fikri bugün için öne çıkarmama mutabakatına vardı. Çünkü Öcalan hiçbir zaman “ben özerklikten vazgeçtim” demedi. Dedi mi? Öcalan “özerklikten vazgeçtim” dediği takdirde vazgeçti diyeceğiz.
Peki, bölgede bir federasyon kurulur mu?
Bu konuda farklı senaryolar var. Mesela Irak parçalanırsa, oradaki Kürdistan federe yapısının Türkiye ile birleşmesi senaryosu var. Irak Kürdistanı birleştiği zaman Türkiye federasyon olur tabii. Aslında federasyon, özerklik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi hep biçimsel meselelerdir. Asıl mesele şudur. Türkiye’deki ulus-devletin merkeziyetçi idari yapısıyla Kürt meselesi çözülemez. Kürt meselesinin çözülebilmesi için ademi merkeziyetçi bir idari yapının getirilmesi ve insanların karar alma süreçlerine katılarak kendi kendilerini yönetmeleri şart.
Peki, bu süreçte PKK’nın ve liderlerinin siyasi konumu ne olacak? PKK liderleri siyasete katılacak mı?
Katılacak. PKK’nin Irak’a çekilmesi ne anlama geliyor? Türkiye’de bir çatışmanın ve provokasyonun olmaması anlamına geliyor. O zaman toplum rahatlayacak ve biz o süreçte Cemil Bayık’ı da, Karayılan’ı da rahat bir ortamda konuşacağız. Öcalan‘ı serbest bırakacaksak, Karayılan’ı, Bayık’ı neden Türkiye dışında tutalım ki? Onlar da birer siyasetçi hâline gelecekler ve gelmelidirler.
PKK, devlet tarafından resmen kabul edilip muhatap alınarak, kendi açısından büyük bir başarı da sağlamış oldu. Bu başarının siyasi sonuçları ne olacak?
Her şeyden önce Türkiye siyaseti demokratikleşecek. Her şey konuşulur hâle gelecek. Bugüne dek atılmamış adımlar rahatlıkla atılacak. Mesela Kürt siyasetini engelleyen seçim barajı düşürülecek. Ayrıca bu süreçte sertlik ve savaş yanlıları büyük güç kaybedecekler. Siyasetlerini yenilemezlerse yok olacaklar. Bir de bu süreçte sosyal adalet, kadın hakları gibi Türkiye’nin bugüne dek bastırılan diğer sorunları artık öne çıkacak.
Bundan sonraki aşamalarda bir Öcalan- Erdoğan ittifakını mı izleyeceğiz peki?
Evet. Erdoğan’la Öcalan son genel seçimlerde seçim yarışına girmişlerdi. Şimdi ise hem ittifak kurdular hem de yarış içindeler. Önümüzdeki günlerde Başbakan Diyarbakır’a gidecekmiş. Herhalde sadece süreci anlatmak için gitmiyor. Diyarbakır halkıyla da barışmak istiyor. Çünkü milliyetçi söylemlerinden ötürü geçen yıl gerginlikler yaşandı. Bakın... Bu dönemde iki kişi çok büyük risk aldı. Bunlar Erdoğan ve Öcalan. İkisi de siyasi istikballerini bu sürece bağladılar. Başarısız olursa Erdoğan’ı Yüce Divan’a bile götürmek isteyecekler. Öcalan’ın ise liderliği tartışılacak. Bugün bu ikisi barış konusunda müttefikler. Yarın ise siyasette yarışacaklar.
PKK’nın, Öcalan’ın talimatları yönünde sınır dışına çekileceği anlaşıldı. Bu barışı kalıcı kılmak için nasıl bir anayasa yapılacak?
Otuz yıllık savaş, üç kişinin ortak kararıyla barışa dönüşemez. Bu yüzden sadece PKK güçlerinin sınır dışına çekilmesi ve hatta silahların bırakılması barış için çok önemli adımlar ama yeterli değil. Çünkü toplumsal bir barıştan söz ediyoruz. Toplumsal barış için gerçek bir eşitliğin sağlanması gerekiyor. Bu da, yasaların değişmesini ve yeni anayasayı gerektiriyor. Hapishanelerde siyasi düşüncelerinden ötürü kimsenin kalmaması gerekiyor. Bu ülkede Kürt meselesi...
Evet...
Ancak Türkiye demokratikleştikçe çözülür. Barış ancak o zaman kalıcı olur. Ama şu var. Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan Kürt sorununu çözecek bir anayasa çıkmaz. Çünkü orada yeni bir anayasa hazırlanmıyor.
Bir buçuk yıldır ne hazırlanıyor peki?
Sadece 1982 Anayasası üzerinde tadilat yapılıyor. 1982 Anayasasının ruhu, başlangıç bölümleri ve değişmez maddeleri kalıyor. Bunlar kaldıkça Türk-Kürt eşit olmaz. Dolayısıyla Kürt meselesi çözülemez. Geçenlerde AK Parti’nin Anayasa Komisyonu üyelerinden biriyle görüştük. “Anayasa’nın ilk üç maddesi bizim kırmızı çizgilerimizdir” diyen CHP ve MHP’li üyelere, AK Partili üyeler, “biz de size katılıyoruz” demişler. Bu, yeni bir anayasa demek değildir.
Peki, ne olacak? Barış süreci kesilecek mi?
Anayasa meselesi çözülmezse Kürt meselesi de çözülmez ve barış süreci yarıda kalır. Barış sürecinin sürmesi, yasalarda ve Anayasa’da vatandaşlık tanımı, anadilde eğitim ve yerinden yönetim gibi temel değişikliklerin yapılmasına bağlı. Erdoğan barış süreciyle büyük risk aldı. Öyle görünüyor ki, süreç derinleştikçe AK Parti ile BDP barışı sağlayacak anayasa konusunda ittifak kuracaklar. Bu temel değişiklikleri birlikte yapıp referanduma sunacaklar. Başka bir yol gözükmüyor. Nitekim Öcalan da, “Anayasa BDP’nin işi” dedi. Öcalan, anayasayla ilgili görüşlerini BDP’ye zaten söylemiştir.
Kürtler yeni Türkiye’nin “kurucu ortağı” mı oluyor?
. Devletin demokratikleştirilmesi, Türkiye’deki herkesin devletin yönetimine katılmasıdır Sadece Türkler ve Kürtler kurucu ortak olarak devletin yönetimine katılırsa ve diğerleri dışarıda kalırsa belki Kürt meselesi çözülür ama Türkiye’nin demokrasi meselesi çözülmez. Bu durumda Kürtler yeni sorunlarla yaşamaya devam ederler.
Demokratikleşme olmadan Kürt meselesi çözülürse ne olur?
Kürtlere sadece statü tanınmış olur ve Kürtlerin bölgesinde yeni bir otorite kurulur. 1924’ten sonra Türkiye’nin yaşadığı sorunları bu kez Kürtler kendi bölgelerinde yaşarlar. Farklı siyasetler ve fikirler özgürce yarışamadığı için bölgede adeta tek partili bir sisteme geçilir.
Öcalan’ın yönetiminde mi?
Evet. Çünkü Kürtlere statü tanımak, demokratikleşme demek değildir. Demokratikleşme olmazsa, iyi veya kötü niyetlerden bağımsız olarak orada otoriter bir yapı oluşur sonuçta. Kısacası, Kürtlere statü vermek, Kürt sorununu tam çözmez. Barış, demokrasi adımları atılmadan kalıcı olmaz.
Barış, demokrasinin yolunu açmaz mı?
Şiddet ortamından çıkılacağı için bu barış tabii ki demokratikleşmeye hizmet eder. Zira Kürt meselesi artık tümüyle siyasetin konusu hâline geliyor. Konuşmalar normalleşecek. Karşı olanlar da savunanlar da artık Kürt meselesini siyaseten tartışacaklar. “Ama askerlerimiz ölüyor” demeyecekler.
Öcalan, Erdoğan’ın başkanlığını destekleyeceklerini söylemişti. Öcalan’ın ve PKK’nın muhatap alınmasının karşılığı Erdoğan’ın başkanlığı mı olacak?
Bu, pazarlıklardan biridir. Öcalan, “Erdoğan’ın başkanlığını destekleyebiliriz” dedi. Kürt meselesinin çözümünü başkanlık sisteminin getirilmesine bağlamak yanlış.
Anayasa hazırlığı ne zaman bitecek?
AK Parti ve BDP’nin ittifakıyla bu yıl sonuna kadar barış sürecinin belli ölçüde ihtiyaçlarını karşılayan bir anayasa çıkar. Bu anayasada büyük ihtimalle başkanlık sistemi de olacak. Ama şu var. Biz 2015’teki genel seçimlerden sonra bu ülkede tekrar anayasa konuşuyor olacağız. Çünkü Türkiye toplumunun bütün renklerinin ihtiyacı olan ve toplumun aktif olarak katıldığı demokratik bir anayasa bu yıl yapılamayacak.
Kürtlere haklarını teslim eden, ama Erdoğan’ı tek adamlığa getiren bir başkanlığı da kabul eden bir anayasa hazırlanırsa, Kürtlerin tavrı ne olur?
Kürtlerin kafasında en çok barış var. Eğer Öcalan razı olursa Kürtler başkanlık sistemini destekler. Şu anda BDP’ye oy veren Kürtler arasında, “başkanlığı istemeyelim” diye bir tartışma yok. Aksine BDP Eşbaşkanı Demirtaş “başkanlık sistemini konuşabiliriz” diyor.
Öcalan ne zaman özgür kalır?
2015 genel seçiminden sonra serbest kalır.
Bu gelişmeler önümüzdeki üç seçimi nasıl etkiler sizce?
Barış, AK Parti’nin oyunu çok arttırır. Kürtlerden kaybettiği oyları geri alır. AK Parti’nin qyu, yüzde 50’nin altına düşmez. BDP’nin oyları da, soldaki Türklerle artar. Bu süreçte sertlik yanlıları ise oy kaybeder.
Öcalan ile Erdoğan barış için yaptıkları işbirliğini demokrasi için de yaparlar mı?
Bu konuda şüphelerim var. Ancak bu ülkede demokrasi isteyen herkes bu süreçte sıkı bir işbirliği içine girmeli. Çünkü hedef, Kürt sorununu çözmüş demokratik bir Türkiye olmalı...
[email protected]
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012