Orhan MİROĞLU
Seyircisiyle buluştuğunda ona mucizelerin ve mucizenin insan hayatındaki önemini yeniden hatırlatacak olan, Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Mucize’ filmini henüz seyretmemiş olsam da herkesin hayatında bir mucize olarak yaşadığı zamanların olduğunu az çok bilenlerdenim.
Miroğlu ailesinin hayatında mucizeler hiç eksik olmadı doğrusu ve biz en zor zamanlarda bir mucizenin daha gelip bizi bulacağı umuduyla yaşadık. Yaşadığımız coğrafya, o coğrafyadaki insanların yaşamaya mahkum oldukları kader, bir mucize gibi başlar ve bir mucize gibi de sonlanırdı desem, inanın abartı olmaz.
Mesela, Diyarbakır Cezaevi’nden sağ çıkmak biz mucizeydi. Lafı uzatmadan söylemem gerekirse bu mucizeyi yaşamak bana da nasip oldu. Faili meçhul cinayetlerde kullanılan tetikçilerin bir anda insanın ense köküne saplanan kurşunlarına hedef olmadan yaşayıp gitmek veya kurtulabilmek de, bir mucizeydi. Allahın ne sevgili kuluyum ki, bu mucize de, ölüm ve kalım arasında kaldığım bir zamanda gelip beni buldu. Katilin öldüğümden şüphe etmeyerek beni ve Musa Ağabeyi vurduğu o sokaktan dört kurşun yarasıyla kurtulmak bir mucizeydi ve o mucize sevgili Musa Ağabey’e değil, bana nasip oldu. Mucizelere çok şey borçluyum doğrusu.
Kendi hayatımı değil sadece Canan’ı, Zerdeşt’i, Hiwa’yı ve Diyarbakır cezaevinden sağ çıkmama sevinip dururken beni bu defa Diyarbakır’da bir gece vakti götürüldüğüm hastane koridorlarında can çekişirken bulan ve orada ilk kanı verip hayatımı kurtaran babamı o gecenin mucizesine borçluyum..
Şimdi de oğlum, Zerdeşt sanki benim kaderime benzer bir kaderi yaşayıp durmakta. Zerdeşt’in hayatında da mucizeler eksik olmuyor çok şükür. Onun hayata tutunmak için ne çok direndiğini biliyoruz. Hayata sımsıkı sarılırken etrafına yaydığı sevgi ve mutluluğun insanı sarıp sarmalayan sıcaklığını hissetmek başlı başına bir umut ve Zerdeşt en zor zamanlarımızda bizi bu umuttan hiç mahrum etmedi doğrusu. Skolyoz ameliyatından sonra bambaşka bir hayatı oldu yavrumun. Yürüyemiyor, ellerini kullanamıyor ve şimdi iki farklı tekerlekli sandalyeye mahkum olarak yaşıyor.
Bazen eski hayatına ait hatıraları çok iyi yansıtan fotoğraflarına bakıp duruyoruz. Yukarda annesiyle beraber göründüğü fotoğrafta olduğu gibi.. Kahredici bir an oluyor tabi. Çünkü o hayat şimdiki hayatına benzemiyor diyor içimizden bir ses. O gülümsemelerden, o kahkahalardan ve o güneşe, denize, gökyüzüne yollanan gülücüklerden hiç eser yok şimdi. Ya da belli belirsiz ve hafif hissedilebilir kıpırtılardan ibaret her şey.
Şinasi Haznedar amcası, ameliyattan bir yıl kadar önce Çanakkale’de bizi misafir etmişti. Yukarıdaki fotoğraf o günlere ait. Bakarken ağlamaklı oluyoruz. Bu Zerdeşt şimdiki Zerdeşt’ten o kadar farklı ki, bu farkı kabullenmek Canan’a bilhassa çok zor geliyor. O günleri özlüyoruz. Duygularını bizimle tam olarak paylaşamıyor olsa da, ameliyattan önceki hayatını onun da çok özlediğini ve aradığını biliyoruz elbette.
Yılın son iki gününde hastanedeydik. Sırtında toplanan enfeksiyona şifa arıyoruz. Bulacağız bu şifayı inşallah, hiç kuşku duymuyoruz bundan. Ne yaralar iyileşti, ne kapanması zor denilen yaralar kapandı. Bu yaralar da kapanacak mutlaka.
Hastanede işimiz bittiğinde eve geldik ama Zerdeşt içeri girmek istemedi. Aramızdaki o özel dile bakışarak, sorular sorarak anlaşmamızı sağlayan o kendine has dili kullanarak, dışarıda yemek istediğini söyledi. Ne çok sevindiğimizi anlatamam.
Oğlumuz nihayet 17 ay sonra, eskisi gibi, dışarıda yemeğe gitmemizi istiyor ve içeriye adımını atmak istemiyor! Yeni yılın yeni mucizesi bu olsa gerek!
Zerdeşt’le ilgili bir başka mucizeyi, o ana kadar bilmediğimiz bir mucizeyi ameliyatı yapan doktoru Tarık Yazar’dan duyduk. Tarık Hoca bizimle ilk kez paylaşıyordu. Zerdeşt ameliyattan sonra menenjite yakalandığında ve kırk derece ateşler içinde yatarak eli kolu tutmaz, hiçbir şeyi fark etmez olduğunda, meğer doktorlar onun yaşayamayacağını düşünüyorlarmış. Tarık Hoca’nın meslektaşı olan bir nörolog, Zerdeşt’i gördükten sonra, Tarık Hoca’ya mukadder bir ölüme hazırlıklı olmasını istemiş. Ama Zerdeşt işte tam da bu zamanlarda kendi hayatının mucizesini arayıp duruyormuş..
Yeni yıl Zerdeşt’e ve onun gibi yaşayan bu dünyanın bütün engellilerine kucak dolusu mucizeler getirsin.
Yeni yıl; engeli olmayan ama bunun kıymetini bilmeyen insanlara da, inşallah büyük usta Tolstoy’un, hayatı savaş meydanlarında geçip iyice yorulduktan sonra, kendi yalnızlığını ve pişmanlığını dinlerken söylediği şu sözleri, daha fazla ve daha sık hatırlamayı nasip etsin: ‘Asıl olan hayattır! Ah bunu ne kadar da geç anladım!’
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016