Osman CAN
New York Times’ta bir karikatür. IŞİD’li bir militan, arkasında “İslami halifelik” yazan tabela, bir eliyle zafer işareti yapıyor. Uzaklarda iki figür, biri oğul Bush, diğer ise Obama. Bush “Keşke Irak’a girmeseydim” derken, Obama “Keşke Suriye’ye girseydim” diyor...
Churchill’in “Amerikalılar her zaman doğru olanı yapacaktır, tüm diğer seçenekleri tükettikten sonra” sözü doğru çıkacak mı, çok emin değiliz.
Birkaç ay önce vizyonda Stephan Zweig’in notlarından esinlenilerek çekilmiş “Büyük Bükreş Oteli” muhteşem bir film. 1930’ların karanlığını çok iyi anlatıyor.
Zweig demişken... Birinci Dünya Savaşı’na giderken insanların coşkuyla savaşı karşıladığını anlatan Zweig, İkinci Dünya Savaşı’na giderken insanların yüzlerinde büyük bir karamsarlık ve endişenin hakim olduğunu gözlemliyor.
İkincisindeki gözlem, Zweig’in ruh halini de yansıtıyor. İkinci eşiyle gittiği Brezilya’da dünyanın çılgınlığına fazla katlanamadı ve intihar etti.
Benzeri bir psikoloji yine dolaşımda...
Pek çok Avrupalı siyasetçi, Versaille Antlaşması’yla Almanya’dan koparılmış ve Alman bilincinde ciddi hasarlara yol açmış bazı toprakların Hitler tarafından işgal edilmesine izin verilmesiyle barışın sağlanabileceğini düşünmüşlerdi. Churchill ise aksine “appeasement” denilen bu politikanın yanlış olduğunu, Hitler’i savaş ile durdurmak gerektiğini ileri sürmekteydi. Churchill haklı çıktı. İktidara geldiğinde “kan, meşakkat, ter ve gözyaşından başka vaad edecek bir şeyim yok!” dedi. Dediğini de yaptı. Avrupa’da faşizm yenildi; Türkiye’de devam etse de...
Zweig’i intihara götüren psikoloji, Churchil’in kararlılığı sayesinde dağılmıştı. Bu kararlılığın yarattığı zemin üzerinde Avrupa Birliği doğdu. Birleşmiş Milletler de ve Avrupa Konseyi de...
Ukrayna’da “özgürlük” soslu sokak gösterilerinin ardından ülkenin meşru hükümeti düşürülünce, münhal hükümeti destekleyen kesimlerden özellikle Rusya yanlıları yeni muktedirlere karşı bağımsızlık mücadelesi vermeye başladı. Kırım nispeten sorunsuz, yani savaşsız koptu. Doğu Ukrayna ise o kadar şanslı değil.
Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimi Avrupa Konseyi toplantılarında gözlemlemek mümkün. 11 Eylül felaketinin hemen ardından ABD Afganistan’a, sonrasında da Irak’a girdi. Demokrasi ve özgürlük getirecekti. Hatta onlar için anayasalar yaptı. Elbette “Freedom House”un katkılarıyla. Bu katkılardan Sudan da nasiplenmişti.
Sudan bölündü. Afganistan ve Irak’ın hali ortada. Demokrasi ve özgürlük rüzgârı olarak da nitelendirilebilecek Arap Baharı’nın ardından, kısmen huzur elde edebilen tek ülke Tunus oldu. Anayasasını yaptı.
Mısır’da vesayet inşa edildi.
Suriye yerle bir vaziyette.
Yani Avrupa dışında pek huzur yok gibi.
Oğul Bush “Keşke Irak’a girmeseydim” derken de, Obama da “keşke Suriye’ye girseydim” derken de haklılar. Yani aslında haksızlıklarını kabul ediyorlar. Peki ya Türkiye? Örtülü de olsa 2003’te “Irak’a girilmesin” derken de, 2013’te “Suriye’ye girilsin” derken de haklıydı. Zaman onu gösteriyor.
***
II. Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa topraklarında bir daha savaş çıkmasın diye ulusalüstü bir yapılanmaya doğru gidildi ve Avrupa Birliği ortaya çıktı.
Onun dışında, esas itibarıyla insan hakları çerçevesinde işleyen Avrupa Konseyi, bir de Birleşmiş Milletler...
Son ikisi dünyanın geri kalan kısmında savaşlara ve yıkımlara engel olamadı.
Ama ilki başarılı oldu. İlki, yani AB projesi daha çok ekonomik ve siyasi bir entegrasyon üzerine kuruluydu, ulus devlet anlayışından neredeyse eser yok. Diğer ikisinde “egemenlik” asıl kriter, insan hakları ise politik bir manivela olarak çalışıyor. Ama ekonomik ve siyasi entegrasyondan eser yok. Rusya ve Ukrayna Avrupa Konseyi üyesi. Irak, Suriye, Mısır, Afganistan ve Sudan da BM üyesi.
Bu bir şeyler anlatıyor.
***
Bugünün Zweig’ları yaşamalı. Bunun için de yeni bir kararlılığa ve vizyona ihtiyaç var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015