Pelin CENGİZ
1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe giren fahiş elektrik zamları ve hükümetin eleştiri politikalarına eleştiri ve itirazlar artarak sürüyor.
Uygulanan enerji politikalarının ekonomik, ekolojik, toplumsal ve sosyal bedelleri var ve mutlu bir küçük azınlığın dışında bu bedelleri 85 milyon hep birlikte ödüyoruz.
Enerji üretim ve dağıtımında 2000’lerden bu yana uygulanan özelleştirme politikaları ile hem ulusal kaynaklar büyük oranda sermaye gruplarına aktarıldı, hem Türkiye enerji alanında artan bir şekilde dışa bağımlı hale getirildi, hem de iklim krizinin öncelikli gündem olması gereken bir dönemde fosil yakıtlara bağımlılık artarak devam etti.
Enerjideki bu olumsuz tablo elbette çevre ve ekoloji örgütlerinin de gündeminde.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), hem elektrik zamlarını hem de enerji üzerinden yurttaşın halkın sırtına yüklenen aylık 24 milyar TL’lik ek yükü somut belgeleriyle açıkladı.
EGEÇEP, hesaplamasında EPDK’nın yayınladığı Ekim 2021 sektör raporundaki elektrik tüketimi verilerini baz aldı.
Ekimde 19,7 milyar TL olan fatura, aynı elektrik tüketimi karşılığında Ocak 2022’de 42,3 milyar TL’ye yükseldi.
Bu tüketim, EİAŞ’ın Ocak 2022 fiyatı ile faturanlansaydı sadece 8,1 milyar TL ödenecek ve her ay aradaki fark olan 34,2 milyar TL tasarruf edilmiş olacaktı.
EGEÇEP açıklamasında şu tespitlere yer verdi:
“Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2020 yılı Türkiye birincil enerji arzında ithalatın payı yüzde 70,2, fosil yakıtların payı ise yüzde 83,3.
2020 yılı elektrik enerjisi üretiminde ise Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) verilerine göre, fosil yakıtların payı yüzde 57,7, ithal yakıt oranı ise yüzde 43,5.
Kömür özelinden bakıldığında, 2000’lerin başından itibaren yerli linyit kömürünü işlemeye yönelik tüm teşvik, alım garantisi ve özelleştirmeler sonrası uygulanan yanlış politikalar, Türkiye’yi ithal kömüre bağımlı hale getirdi, özelleştirmenin gerekçesi olarak açıklanan rekabet ortamı yaratılamadı, fiyat istikrarı sağlanamadı, sanayinin ihtiyacı olan ucuz elektrik temin edilemedi, yatırım ve istihdam artırılamadı.
Enerji politikaları, gerek kömürlü santrallere uygulanan teşvik ve alım garantileri, gerekse yenilenebilir enerji kaynaklarına uygulanan destekleme mekanizması (YEKDEM) olsun kamu kaynaklarının özel sektöre aktarımı üzerine kuruludur.
Yapılan zamlardan açıkça anlaşılıyor ki, kazançlarını düşürmemeye odaklanan özel şirketler, işletme verimliliğini öncelik olarak görmüyorlar ve maliyetlerini elektrik fiyatlarına yansıtmaları önünde bir engel bulunmuyor.
Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde oluşan ve piyasa takas fiyatı olarak tanımlanan elektrik satış fiyatları, halen kWh için en fazla 100 kuruş düzeyinde. EPİAŞ ocak ayında teklif edilebilecek en yüksek fiyatın 134,5 kuruş/kWh olduğunu açıklamışken, EPDK’nın elektrik fiyat tarifelerinde yer alan enerji bedellerini, bu rakamlardan çok daha yüksek düzeyde tutması, özel elektrik şirketlerinin açık seçik biçimde kollanması anlamına geliyor.
Ayrıca, elektrik üretimi ve dağıtımının bu denli piyasalaşmış olması elektrikte arz güvenliğini sağlamadığı gibi bu konuda sakıncalar da doğuruyor.
Birkaç yıl önce tüm ülkenin elektriğinin 10 saat boyunca kesilmesi, karları yeterli gelmeyen özel şirketlerin sisteme elektrik vermemelerinden kaynaklanmıştı. Arz güvenliği ancak kamucu bir yönetimle sağlanabilir. Bir ülke için en stratejik alanlardan biri olan elektrik üretim ve dağıtımını piyasalaşarak, sömürü alanı haline gelmesinin, insanca yaşama imkanlarını, üretimi ve istihdamı kısıtlayacağı aşikardır.
Elektrik fiyatlarına yapılan son zamlara da bu çerçeveden bakmak uygun olacaktır:
Konutlara uygulanan zam, 150 kWh’e kadar olan tüketimde yüzde 50, 150 kWh’ın üstünde ise yüzde 125 olarak gerçekleşti. Bir evin aylık elektrik sarfiyatının 230 kWh olması gerektiğinden yola çıkarak, Aralık 2021’de 210 TL olan fatura, zamla birlikte 371 TL’ye yükseliyor. Yani halka yansıyan ortalama zam oranı yüzde 77.
En yüksek zam oranı yüzde 129,2 ile iletim sistemine abone olmayan, dolayısıyla elektriğini dağıtım şirketlerinden almayan sanayi abonelerine yapıldı. Bu sanayi grubu elektriğe 1,75 TL/kWh verecek. Zamlar sonrası en pahalı elektriği ise ticarethane grubu 2,74 TL/kWh olarak ödeyecek.
Elektrik üretiminin yüzde 17’sini gerçekleştiren Elektrik Üretim AŞ’den 31,86 krş/kWh’e alınan elektriğin dağıtım şirketleri tarafından KDV ve BTV dahil konutlara 150 kWh’ın üzerinde tüketim için 2,06 TL/kWh’ye, alçak gerilim alan sanayiye 2,28 TL/kWh’ye, ticarethanelere 2,74 TL/kWh’ye ve tarım sektörüne 2,06 TL/kWh’ye satılacak.
Elektrik fiyatı oluşumunda KDV, hem dağıtım şirketlerinin elektriği satışında hem de nihai fatura bedelinde olmak üzere iki kere alınıyor. Hiçbir katma değer eklenmeden getirilen bu artışlar, doğrudan dağıtım şirketlerinin kazanç hanesine yazılıyor.
Öte yandan, halka ve ekonominin tüm sektörlerine ciddi maliyet artışları getiriyor. Bu maliyet artışlarının yıkıcı etkileri olacak, enflasyonu ve işsizliği arttıracak, işletmelerin kapanmasına yol açacak.
AKP Hükümeti tarafından yapılan özelleştirmelere gerekçe olarak, “kamu işletmeciliğinin hantal olduğu, yüksek maliyetlerden dolayı kamusal zarar oluştuğu, özelleştirme yapıldığı takdirde maliyetlerdeki düşme nedeni ile fiyatların da düşeceği, teknolojik yenilemeler ve özel sektör işletmeciliğinin yaratacağı verimlilik nedeni ile üretimin artacağı, sonuçta tüketiciler ve çalışanlar için bu özelleştirmelerin gerekli ve faydalı olduğu” anlatıldı.
Bu söylemlere rağmen EPDK, EÜAŞ’nin tedarik şirketlerine düşük fiyatla elektrik satışını ve diğer taraftan özel şirketlerin elektriği tüketicilere 4-6 katına satmasını uygun buluyor.
Özelleştirmeler sonrası dağıtım şebekesinde yeterli iyileştirmelerin yapılmadığı ve plansız kesintilerde Türkiye’nin AB ülkelerine kıyasla çok yüksek oranlara sahip olduğu biliniyor.
Özelleştirmelerden beklenen verim artışı, teknolojik yenilemeler ve bunların sonucu olarak maliyet düşüşü elde edilemediği ortadayken hala bu politikada ısrar etmek toplumun menfaatleri ile uyuşmuyor.
Zamların zamanlaması da dikkat çekici.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), mevzuat gereği elektrik fiyatlarını, üçer aylık periyodlarla yılda dört kez düzenliyor. Ekim 2021’de fiyatlarda düzenleme yapılmayarak, fiyat artışı yılın son gününe bırakıldı.
Bu şekilde, fahiş elektrik fiyatları 2021 sonu enflasyonuna yansımadığı gibi kamu çalışanları ile emeklilerin maaş artışlarında yer almadı. Kamu çalışanları ve emeklilerin yeni yıla girerken, maaş zamları büyük oranda eridi.
Mevcut enerji politikaları, halkın sırtından özel şirketlere kaynak aktarma aracına dönüşmüştür. Sonuçta refah değil, yoksulluk üretmektedir ve bu haliyle sürdürülemez durumdadır.”
EGEÇEP, tüm bu temel tespitler çerçevesinde şunları talep etti:
- Mevcut enerji politikaları lağvedilmeli, arz güvenliğini sağlamak ve enerji fiyatlarını piyasanın insafına bırakmamak için tüm özelleştirmeler durdurulmalı, enerji üretimi ve dağıtımı kamulaştırılmalıdır.
- Tüm elektrik hizmetleri, güçlü devlet kurumları tarafından, halkın menfaatlerini koruyacak şekilde merkezi bir planlama ile yapılmalıdır.
- Elektrik fiyatlarındaki fahiş artışın meşru bir gerekçesi yoktur, bu nedenle kabul edilemez, geri alınmalıdır.
- Konutlar için devreye alınacak çift tarife uygulamasında fiyat artış sınır değeri 230 kWh olmalıdır.
- Elektrik faturalarına yansıtılan KDV adil değildir, yoksulluğu derinleştirmektedir. Faturalardan KDV tamamen kaldırılmalıdır.
- Yoksul kesimlerin elektrik masrafları devlet tarafından karşılanmalıdır. Enerji adaleti ancak bu tür sosyal politikalarla sağlanabilir.
- Türkiye, izlenen yanlış politikalarla birincil enerji kaynaklarında ve elektrik üretiminde ithal kömüre ve fosil yakıtlara tamamen bağımlı duruma gelmiştir ve hükümet, halka ödettiği vergilerle iklim krizini finanse etmektedir. İklim krizinin baş sorumlusu olan ve özel sektöre önemli kaynak aktarımı yoluyla elektrik maliyetlerini de arttıran kömürlü termik santrallerin 2030 yılına kadar kapatılmasına yönelik eylem planı acilen devreye alınmalıdır.
Bu kapsamda;
- Yeni maden sahaları araştırma, yeni rezerv açma ve mevcut maden sahalarında genişletme çalışmaları durdurulmalıdır
- Mevcut kömürlü santrallerde kapasite arttırımına gidilmemelidir
- İthal kömür santrallerine yeni lisans verilmemeli, yürütülen projeler durdurulmalıdır
- Kömür madenlerine ve kömürlü santrallere uygulanan tüm teşvik ve destekler derhal kaldırılmalı, buna ayrılan bütçe kömür sektöründe istihdam edilen emekçilerin refahı için kullanılmalıdır,
- Karbon vergisi uygulamasına derhal geçilmeli ve her sene bu vergi miktarı arttırılmalıdır. Bu vergiyle toplanacak önemli miktardaki gelir de kömür madenlerinde, kömürlü santrallerde çalışan kesime öncelikle yenilenebilir enerji sektörlerinde istihdam sağlamakta kullanılmalıdır.
- İşletmedeki termik santrallerin katı, sıvı ve gaz atıkları sıkı bir denetlemeye tabi tutulmalı, sınır değerlerini aşan işletmeler kapatılarak, uygun duruma gelmeden tekrar işletmeye alınmamalı, kirlilik ölçüm değerleri “bilgiye erişim ve şeffaflık “ kapsamında kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
- Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimini destekleme mekanizması(YEKDEM), esas olarak zor sahalarda yer alan düşük kapasiteli ama verimli kaynakların değerlendirilmesi amacıyla başlatılmıştır. Ancak zaman içinde yatırımcılara sağlanan yüksek teşvikler ve dolar bazlı, uzun süreli alım garantileri nedeniyle baştaki amacından sapmış ve özel şirketlere kaynak aktarım aracına dönüşmüştür. YEKDEM uygulaması kaldırılmalı, yenilenebilir enerji yatırımları kamu eliyle finanse edilmeli, enerji üretimi ve dağıtımı kamu tarafından yapılmalıdır. Buna ek olarak, halkın enerji bağımsızlığını desteklemek için kamu kaynaklarıyla yerelde enerji kooperatifleri ve bireysel olarak lisanssız yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması teşvik edilmelidir.
- Her türlü yenilenebilir enerji kaynağı için tesis alanı seçiminde ve işletiminde yerel halkın rızası mutlaka alınmalı, bu tesislerin ekosisteme zarar vermesine izin verilmemeli, ormanlar, tarım alanları ve sulak alanlarda ne türden olursa olsun yenilenebilir enerji santrali kurulmamalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022