Pelin CENGİZ
OECD’nin Daha İyi Yaşam İnisiyatifi tarafından hazırlanan ve 34 OECD ülkesini kapsayan bu yılki Yaşam Kalitesi Endeksi’nde Türkiye son sırada yer almıştı. Bu endeks, insanlara diğer ülkelerin birçok konuda (toplum, eğitim, çevre, sivil katılım, sağlık, gelir, iş, yaşam memnuniyeti, güvenlik, iş/hayat dengesi) nasıl bir yol izlediğini göstermeyi sağlayan bir araç olarak nitelendirilebilir. Endeksin oluşmasının temelinde yer alan 11 kriterin tamamı dikkate alındığında Avustralya ilk sıraya otururken, Türkiye Brezilya, Şili ve Meksika’nın ardından neden ve nasıl sonuncu olmuş derseniz, kriterlerden birkaçına şöyle bir göz atalım.
Sağlık, eğitim, yaşam kalitesi gibi önemli kriterlerin yanında çalışma hayatına ilişkin rakamların çarpıcılığı emek sınıfına verilen değerin de göstergesi. Mesela, OECD ülkelerinde yıllık ortalama çalışma süresi 1776 saatken, Türkiye’de bu ortalama 1877 saat. Bu, Türkiye’de çalışan kesim, OECD ortalamasından 101 saat fazla çalışıyor demek. Türkiye’de çalışanların yüzde 46’sı haftada 50 saat ve üzerinde çalışırken, bu oran OECD’de sadece yüzde 9 olarak belirtilmiş. 34 ülkede nüfusun yüzde 9’u 50 saatten fazla çalışırken Türkiye’nin yüzde 46’sı bu rakamı yakalamış durumda. Türkiye’de 15-64 yaş arası kesimin yüzde 48’i ücretli bir işte çalışırken, OECD ortalaması yüzde 66. OECD ülkelerinin yıllık kullanılabilir hanehalkı geliri ortalama 23 bin 47 dolar iken, Türkiye’deki rakam 14 bin dolar düzeyinde.
Bu kötü çalışma hayatı şartlarının, son 11 yıllık AKP iktidarının ana ekseni inşaat olan, işçi sınıfının emeğini gasp ederken, iş güvenliği standartlarını da gözardı eden kalkınma hamlesinin, her fırsatta övünç kaynağı hâline getirilen dünyanın 17. büyük ekonomisi olmanın en yakıcı yönü ise her ay ortalama 100 kişinin altına düşmeyen iş cinayetleri. Bu rakamın daha da can yakıcı tarafı, iş cinayetlerinde her ay en az beş altı ölümün 17 yaş altındaki çocuk işçi olması.
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin 10 Aralık’ta açıkladığı son rakamlara göre, kasımda 130 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Şu âna kadar aylık bazda açıklanan rakamlar içinde en yüksek rakam, 148 iş cinayetiyle ağustos ayında kaydedilmiş. Aralık ayı rakamı hariç kasım sonu itibariyle 2013’ün işçi ölümü bilançosu 1147.
Bu rakamların alt sektörlerine baktığımızda inşaat sektörü hemen öne çıkıyor. Ekimdeki toplam 109 ölümün 26’sı, kasımdaki 130 ölümün ise 31’i inşaat sektörü kaynaklı. 2012 rakamlarına göre, en fazla işçi ölümü ve iş kazalarının üçte biri inşaat sektöründe meydana geliyor. Türkiye’de tüm iş kazalarının yüzde 1,6’sı ölümle sonuçlanırken, inşaat sektöründeki kazaların yüzde 4,7’si ölümle sonuçlanıyor. İnşaatı, taşımacılık, madencilik ve metal sektörü takip ediyor.
Tüm bu ölümlerin vebali, iktidar kadar maliyeti en aza indirmek için sağlıksız, güvensiz, güvencesiz ve insan onuruna aykırı şartlarda işçi çalıştıran işveren kesiminin de üzerinde. Bu noktada, OECD’nin çalışma hayatıyla ilgili bir başka raporuna göre, Türkiye’deki en büyük sendikasızlaştırma operasyonunun AKP iktidarı döneminde yaşandığından da bahsetmek gerek. OECD raporlarına göre, Türkiye’deki işçilerin sadece yüzde 5’i sendikalı.
Bunlar sadece birer rakamdan, sadece istatistikten ibaret değil, her biri içimizden, bizden biri. İşçi sınıfının çalışma şartları her geçen gün ağırlaşıyor, güvencesiz çalışma, taşeronlaşma hız tanımıyor, esnek çalışma ve sendikasızlaşmayla çalışan kesimin emeği giderek değersizleştiriliyor. İş güvenliği kurallarının hiçe sayıldığı, emek sömürüsünün, taşeronlaşmanın ve kayıtdışılığın cazip hâle getirildiği sistemin bedelini, işçiler canıyla, kanıyla ödüyor. Bu vahşi çalışma hayatı düzeni yüzünden her ay işçi ölümlerini sayıyoruz, böyle giderse de saymaya devam edeceğiz.
[email protected]
http://www.taraf.com.tr/pelin-cengiz/makale-olum-uzerinden-yukselen-kalkinma.htm
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022