Pelin CENGİZ
Koç Holding’in üç yıl önce satın aldığı Güney Afrikalı Defy markasının fabrikalarını ziyaret etmek üzere geçtiğimiz günlerde Johannesburg ve Capetown’daydık. İster gündemin içinden ister dışından benzerlikler yakalayabileceğiniz izlenimlerimin bir kısmını aktarmak istiyorum.
Beyaz adam, Bartholomeu Dias 1488’de Ümit Burnu’nu keşfettiğinde, Hindistan’a giden yolu kısalttığını, ticareti canlandıracağını düşünmüştü ama pek öyle olmadı. Önce Hollandalıların sömürgesi olan ülke ardından İngilizlerin eline geçti. Beyaz adamın, gelip topraklarına yerleşmesiyle birlikte yerel halk, insanlık tarihinin en büyük zulümlerinden birini yaşadı. 1948’den 1994’e kadar iktidarda kalan Ulusal Parti’nin uyguladığı ırkçı Apartheid politikası sonucu, nüfusun yüzde 91’ini oluşturan siyahlar her alanda ayrımcılığa uğradı, kendi toprağında öteki oldu.
20 yıl önce yıkılan Apartheid’ın ardından yeniden inşa edilen rejimin, kâğıt üzerinde varılan toplumsal uzlaşıyı ekonomik, sosyal ve en önemlisi günlük hayata ne kadar yayabildiği en kritik konu. Güney Afrika, Türkiye’de Kürt sorununun çözümü için gündeme gelen Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’nu kurup işletmiş bir ülke. Önemli bir işlev yerine getirmişse de, geçiş dönemi adalet aracı olarak nitelenen bu komisyon, yıllar süren insan hakları ihlallerinin yarattığı ayrımcılığı, toplumsal bölünmüşlüğü giderebilmiş değil. Bu, kâğıt üzerindeki bir barışın, çatışan unsurların da barışacağı anlamına gelmediğinin kanıtı. Beyazla siyahın derin yarasının iyileşmesi için birkaç 10 yıl daha lazım belki...
En büyük ve en kalabalık şehir Johannesburg, ekonominin merkezi. 1886’da George Harrison’ın ilk altını bulmasıyla dünya sahnesindeki yeri farklılaşan Johannesburg, altın madenlerinin var ettiği bir kent. 1900’lerin başında elmasın bulunmasıyla ülkenin İngiliz sömürgesi olması aynı döneme denk geliyor, tesadüf! Altın maalesef siyanürle çıkarılıyor, bir tondan çıkan altın altı- sekiz gram. Kentin pek çok yerinde görülen sarı tepeler, oralarda altın çıkarıldığına işaret ediyor.
Johannesburg, 30 milyonluk ağaç varlığıyla insan eliyle yaratılmış en büyük orman kenti. Şehre karakteristiğini verense, ana vatanı Brezilya olan jakarandalar. Beyazların yaşadığı lüks mahallelerde jakaranda ağaçları, yolların iki tarafında uzayıp gidiyor, onlarla birlikte elektrikli teller de... Dikenli ve elektrikli teller, beyazla siyahı ayırdığı gibi zenginle de fakiri ayırıyor.
Güvenlikle ilgili rivayetler muhtelif. Ülkede beyazlar tarafından kurulmuş binlerce özel güvenlik şirketi var, ayrıca her evde ve ofiste panik butonu mevcut. Sürekli bir güvenlik sorunu var gibi bir ortam yaratılarak, bu sistemin devamlılığı sağlanıyor. Kriminal hadiseleri kimse görmüyor sadece dilden dile dolaşıyor...
Dünyanın en zengin altın, elmas, platin ve kömür madenleri farklı şirketlerce işletiliyor. Madenler, ülkenin milli gelirinin yüzde 20’sine denk. İşsizliğin yüzde 40’ları bulduğu ülkede 500 bin kişi madenlerden geçiniyor. Madencilik yapmak isteyenler siyah ortak almak zorunda, ortağa verilecek hisse oranı yüzde 26. Amaç, siyahları ekonomik açıdan güçlendirmek. Ülkede az sayıda olsa da, zengin bir siyah tabaka oluşmuş... Hatta ülkenin efsanevi lideri Nelson Mandela’nın yoldaşlarından birinin ülkedeki çok büyük bir madencilik şirketinin ortağı olduğu belirtiliyor.
Madenler Güney Afrika’nın da kanayan yarası. Birkaç yıl önce daha iyi çalışma şartları ve daha yüksek ücret isteyen maden işçilerinin grevleri ülkeye yayılınca polis orantısız güç kullandı. Polisin, Marikana’da platin madeni işçilerine ateş açması sonucu 36 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Madenciler, polise “vur” emrini Devlet Başkanı Jacob Zuma’nın verdiğini iddia etmişti.
Marikana katliamının ardından madenciler, taleplerinin peşini bırakmadı. 2014 başında greve çıkan 70 bine yakın işçi, beş aylık en uzun süreli grevin ardından taleplerini kazandı. Darısı bizdeki madencilerin başına...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022