Pelin CENGİZ
Medya üzerinde baskı kurarak kontrol sağlamanın otoriter iktidarlar için ne derece önemli bir mesele olduğunu giderek daha fazla deneyimlediğimiz zamanlardayız. Medya mensuplarına sürekli ayar verildiği, yandaşlığa teslim olmayanın itibarsızlaştırmaya, işsiz bırakılmaya çalışıldığı, doğru bilginin değil iktidarın yanında yer almanın yüceltildiği zamanlar…
Gezici Araştırma şirketinin periyodik olarak yaptığı anket sonuçları da bunu doğrular nitelikte. Murat Gezici’nin verdiği rakamlar, AKP döneminde hükümetin medyaya baskısının kamuoyunda fazlasıyla hissedildiğinin göstergesi.
Soru, “Sizce Türkiye’de medyaya planlı bir baskı uygulanıyor mu” şeklinde sorulmuş. Bu soruya 2012’den beri sürekli artış olduğu yönünde cevap veren bir kitle var. Bu soruya “evet” diyenlerin oranı 2004’te yüzde 22 iken, Ocak 2013’te bu oran yüzde 44,7’ye, Ocak 2014’te yüzde 48,8’e ve Aralık 2014’te ise yüzde 61,6’ya yükselmiş. Ocak 2015’te bu oran yüzde 64,5 olurken, şubat ayının ilk 15 gününe ait anket sonuçları Türkiye’de halkın yüzde 69,7’sinin medyaya hükümet veya Cumhurbaşkanı tarafında baskı uygulandığını düşündüğünü ortaya koyuyor.
Medyaya uygulanan baskı ve sansürün yanı sıra Türkiye’de iktidarın yanında saf tutan medyanın bugün oynadığı rolün bir benzerini Apartheid döneminde Güney Afrika medyası da oynadı. Baskı rejiminin kendini iyice gösterdiği yıllarda hem medyaya hem de Apartheid karşıtlarına, ırkçı ve otoriter uygulamaları eleştirenlere yönelik saldırılar da arttı. Medyanın genel yapısı ülkede yaşayanların büyük bir çoğunluğunun sesini duyurabilmesinden, onların ihtiyaçlarına cevap verebilmekten çok uzaktı.
20 yıl önce yıkılan Apartheid rejiminin ardından Güney Afrika’da medyanın özgürleşmesi adına mücadele verildi, sonunda hâlâ eksikleri olsa da pek çok şeyi değiştirmeyi başlardılar. Haftasonu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Medialog Platformu, Media Monitoring Africa, Freedom of Expression Instituteişbirliğiyle düzenlenen “Uluslararası Tecrübeler Işığında Medya Özgürlüğü” çalıştayında Güney Afrikalı gazetecilerin Apartheid döneminde ve sonrasında yaşadıkları deneyimleri dinledik.
Güney Afrika medyası, medya mahkemesi getirmeye çalışan hükümeti başarılı şekilde püskürtmüş. Mesela, hâlâ mücadele etmek durumunda oldukları bazı bilgilerin medyadan gizlenmesini sağlayacak bir gizlilik yasası var. Yine geçen hafta Meclis’te toplantıyı izleyen gazetecilerin haber geçmesi, tweet atması jammer kullanılarak engellenmiş. Hâlâ sansürle mücadeleleri bitmiş değil.
“Medya özgürlüğü dikensiz bir gül bahçesi değil” diyen Media Monitoring Africa İcra Direktörü William Bird, “Vahşi bir rejimde çok fazla şeyle mücadele etmeniz gerekiyor. Bunları biz Güney Afrika’da da yaşamıştık. Medyayı bir tehdit olarak gördüklerinde hemen baskıyı artırmaya başlıyorlardı. Medya özgürlüğü için demokrasi olması şart” şeklinde konuşuyor.
Apartheid döneminde gazetecilerin hapse atıldığını, işkence gördüğünü ve birçoğunun sürüldüğünü ama medyanın sinmediğini, yaratıcı yollar bularak hikâyesini anlatmaya devam ettiğini söyleyen Güney AfrikaCity Press Gazetesi Editörü Mondli Makhanya’nın paylaştıkları da ilginçti: “Türkiye bir dönem örnek alınan bir ülkeydi. Şu an bundan bahsetmek çok zor. Bizler bir dönem çok büyük baskılara maruz kaldık. Türkiye’de medyada yaşananlar geçmişte yaşadığımız yılları aklıma getirdi. Devletin kaynaklarının nereye aktarıldığını bilmeye hakları olduğunu, neleri bilmekten mahrum bırakıldıklarını, bunun elitist bir mücadele olmadığını anlattık. Halk bizim onların tarafında olduğumuzu gördü. Çok örgütlü bir sivil toplumla bunu yaptık.”
Makhanya, “Hükümetlere verilen gücün sınırlandırılması şart. Bu dönemi atlatacaksınız, bu otoriterliği püskürteceksiniz. Ancak, medya özgürlüğünü en başından savunmanız gerekecek” diyor.
Türkiye’de başta demokrasi olmak üzere hak, hukuk, adalet, ahlak, özgürlükler gibi medya da fazlasıyla yara aldı, Makhanya’nın dediği gibi, belli ki bozulanları düzeltmek için ta en başa döneceğiz…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022