Pelin CENGİZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Soma'da 301 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetinin üçüncü yıldönümünde, "sıfır kaza seferberliği" başlattıklarını söyledi. Bakan, alay eder gibi önceliğin inşaat sektöründe olacağını belirttiği projenin ilk adımını da üçüncü havalimanı inşaatında başlattı. Sıfır iş kazası seferberliğinin startını mega projelerden birinde veren AKP'nin bu dönemdeki en içi boş palavrası bu olacak belli ki...
Bu ülkede neredeyse savaşlarda verilen insan kayıplarıyla yarışacak nitelikte iş kazalarında insanlar ölüyor. Her iş kolunun gerektirdiği güvenlik önlemleri alınmadığı için maden göçüklerinde, naylon çadırlarda çıkan yangınlarda, tersanelerde, fabrikalarda, yol, köprü, baraj, AVM, havalimanı inşaatlarında insanlar hayatını kaybediyor. Türkiye, en fazla işçi ölümlerinin yaşandığı ülke olarak Avrupa'da liderliği elinde tutuyor, dünyada ise iş cinayetlerinde üçüncü ülke durumunda. Türkiye'de ölümlü kaza sıklığı, 15 AB ülkesinin ortalamasından yedi kat daha yüksek.
Bu bedeli ne için ödüyoruz, bu insanların ölmesine neden göz yumuyoruz? İnşaat işiyle o kadar meşgul haldeyiz ki, "kalkınırken" yaşanan "yol kazaları" olarak görülen iş cinayetleri, hem iktidar hem de iş dünyası açısından sanki birer teferruattan ibaret. İş kazalarının giderek artan bir ivmeye sahip olmasının altında kuralsız, güvencesiz, sendikasız ve kayıtdışı çalışma biçimlerinin AKP'li yıllarda artmış olması da gözardı edilen önemli bir gerçek. İş güvenliği kurallarının hiçe sayıldığı, emek sömürüsünün, taşeronlaşmanın, sendikasızlaşmanın ve kayıtdışılığın cazip hale getirildiği sistemin bedelini, işçiler canlarıyla ödüyor.
Tam bu noktada, neredeyse hiç tartışmadığımız bir diğer sebep de hızlı çalışma baskısı ve iş programlarının sıkılaştırılması. Malum, özellikle mega projelerin zamana karşı yarışarak bitirilmesi ve bunun bir övünç kaynağı olarak kamuoyuna sunulması bir AKP geleneği haline geldi. Üçüncü havalimanı inşaatında da şantiyesinde de durum farksız; inşaat 24 saat devam ediyor ve projenin bitirilmesi için zamana karşı yarışılıyor, iş cinayetleri kaçınılmaz oluyor. Hatta, İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş) Başkanı Mustafa Adnan Akyol, üçüncü havalimanındaki koşulların köle düzenini dahi geride bıraktığını kaydetmişti.
Doğaya verdiği tahribatlarla yapılmaması için yoğun mücadele verilen üçüncü havalimanı inşaatı, iş cinayetleriyle adından söz ettiriyor. 20 bine yakın işçinin çalıştığı mega projede, kamyonların altında kalan, iskelelerden düşen, üzerine inşaat malzemeleri düşen işçiler, alınmayan önlemlerin ve aşırı kar hırsının kurbanı olmaya devam ediyor. Hafriyat kamyonları 24 saat durmadan çalışıyor, onlarca taşeron firma var. Şu ana kadar 10 civarında ölümlü kazanın yaşandığı proje inşaatında gerçek durum bilinmiyor, çünkü kazalar ve ölümler hasıraltı ediliyor. Türkiye'de iş kazaları bile kayıtdışı...
Türkiye'de her yıl gerçekleşen 77 bin iş kazasının yüzde 10'u yapı iş kolunda yaşanıyor. İş kazası sayısı ve kaza sonucu meydana gelen ölüm sayısı açısından inşaat, tüm sektörler arasında birinci sırada. Bu iş kolunda meydana gelen kazaların da yaklaşık yüzde 5'i ölümle sonuçlanıyor. İş kazası sonucu yaşanan toplam ölümlerin yüzde 30'u da yine yapı iş kolunda gerçekleşiyor.
Hükümetin bu alandaki yasal hamlelerinin yetersizliği, kapsamlı bir iş güvenliği stratejisi ortaya koyamaması, kalkınırken elini kolunu bağlayacak yasalarla vakit kaybetmek istememesi neredeyse doğal sayılıyor. Ancak, iş sağlığı ve güvenliği konusunda iktidar kadar rant lobisinin üzerinde de vebal olduğu muhakkak. Türkiye'nin dört bir yanı, hukuka ve halka rağmen yapılan, inşaatı bittikten sonra iptal edilen, doğada ve tarihi alanlarda yarattıkları tahribatlar nedeniyle vicdanları yaralayan yüzlerce projeyle dolu.
Bugün artık Türkiye'de gerek meydana gelen iş cinayetleri açısından, gerekse hukuk tanımazlık ve talan açısından vicdanları kanatan kalkınma projeleri, giderek daha fazla şaibeli hale geldi. "Kalkınmaya, büyümeye can feda" şeklinde özetlenecek bu duruma karşı ortaya atılan sadece laftan ibaret sıfır kaza seferberliğinin nasıl uygulanacağına dair hiçbir bilgi yok.
Riski yok etmeden ya da en aza indirmeden, denetçi sayısını arttırmadan sadece kamuoyunda yükselen tepkilerin biraz olsun gazını almak için ortaya atılmış bir vaat. Pek çok şantiyede çalışma talimatlarının uygulanmadığı, denetimlerin eksik olduğu, işletmelere yönelik yaptırımların göz ardı edildiği bir ortamda bir baretle sıfır kazaya ulaşmak hayal bile değil sadece aymazlık...
Bu kadar güçlü bir kalkınma fetişizminin, gerçek bir adalet duygusuyla ve temel insan haklarıyla bağdaşması mümkün değil. Bunun bir bedeli var. O bedel de işçilerin canıyla ödeniyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022