Pelin CENGİZ
Yunanistan'ın başkenti Atina'da hemen Parlamento binasının yanında meşhur Sintagma Meydanı'nın karşısında kentin milli parkı yer alır. Şehrin bir anlamda kalbi denebilecek bir yer.
Çocuğunu gezdirmeye çıkan aileler, parkta dinlenen yaşlılar, spor yapanlar, enstrüman çalan gençler, öğrenciler hepsi bir arada. İnsanlar, ağaçlar, heykeller iç içe...
Korunan, bakımlı bir kent parkı.
Atina'nın en yeşil, en huzurlu mekanlarından biri olduğu kadar Atinalıların en aktif olarak kullandıkları, bir anlamda gündelik yaşamlarının bir bölümü geçirdikleri de bir park.
Bizde de tam tersi. Sahip olduğumuz ne varsa yok etmek üzere hareke geçmiş bir güç var sanki.
İstanbul'da kentin en aktif olarak kullanılan parklarından biri olan Maçka Parkı üzerindeki kara bulutlar geri döndü. Parkın doğal dokusunu, flora ve faunasını tehdit eden tünel inşaatı için yeniden ağaç kesimi başladı.
Doğal, kültürel ve tarihi varlıklara yönelik talan harekatlarından herkesin epey aşina olduğu üzere süreç yine bildik şekilde işliyor. Bir proje bir dönem ortaya atılıyor, bir süre uykuya yatırıldıktan sonra beklenmedik bir anda aramıza geri dönüyor.
Maçka Parkı'nda inşaat tekrar başladı. İnşaat alanına sevk edilen bir TOMA, üç otobüs dolusu çevik kuvvet polisi ve çok sayıda sivil polis dikkat çekti. Tünel çalışmasında TOMA'nın ne işi var? Tepki görecek, izah edemeyeceğiniz bir iş yaptığınızın farkındasınız çünkü...
Maçka Parkı 1940'lı yıllardan beri, kent sakinlerinin hava almak, dinlenmek, spor yapmak üzere geldiği, yıllanmış bitki dokusuyla kentin nefes aldığı çok önemli bir park.
Burası aynı zamanda semt sakinlerinin bir afet durumunda toplanma alanı.
Aslında tartışmaların geçmişi bir yıl önceye dayanıyor.
Geçen yıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Dolmabahçe'den başlayıp Ayazağa'ya kadar uzanan karayolu tünellerinin Dolmabahçe giriş çıkış noktaları için Maçka Parkı'nı şantiye olarak belirlemişti. Hatta parkın bir kısmını da AKP'ye yakın bir şirket olan Boğaziçi Beton firmasına tahsis etmişti.
'Dolmabahçe-Levazım-Baltalimanı-Ayazağa tünelleri' olarak adlandırılan proje Mayıs 2016 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde CHP'li üyelerin itirazlarına karşın oy çokluğuyla kabul edilmişti. Beşiktaş'tan Sarıyer'e kadar aralıklı olarak yer üstünden de ilerleyen tünel hattı, plana göre Maden bölgesinde yeniden yer altına girerek Zekeriyaköy'ün altından geçiyor ve üçüncü köprüyle birleşerek yer üstüne çıkıyor.
Dolmabahçe'den başlayıp üçüncü köprüye kadar toplamda 38 kilometrelik bir karayolu çalışmasından bahsediyoruz.
Defalarca yazıldı çizildi üçüncü bir köprü o haliyle kalmaz, kentte yeni yeni tahribatlara yol açar dendi dinletilemedi.
Bugün konuştuğumuz proje, İstanbul'un akciğeri olarak kabul edilen Kuzey Ormanları'nı katleden üçüncü köprüye kadar uzanan tünel projesi ve devamı Maçka Parkı'nın, Ortaköy Vadisi'nin, Armutlu'nun, Fatih Ormanı'nın ve Belgrad Ormanı'nın yıkımı anlamına geliyor.
Bu planla birlikte tünel giriş çıkışlarıyla ve izlediği güzergahla, parkın üzerindeki ağaç, bitki örtüsü ve fonksiyonel alanların önemli ölçüde zarar göreceği aşikar.
Neden başka güzergahlar gündemde değil. Çünkü, yüksek kamulaştırma bedelleri ödememek için, muktedir gözünde "boş alan" olarak görülen parklara göz dikiliyor. Başka alanlarda kamulaştırma bedelleri ödememek, hukuki süreçlerle ve anlaşmazlıklarla uğraşmamak adına parklar şantiye alanı olarak kullanılıyor.
Buradaki önemli nokta tünellerin batış-çıkış noktaları. Projenin Dolmabahçe çıkışı Maçka Parkı; Levazım çıkışı Ortaköy Vadisi olarak görülüyor. Oradan Harp Akademileri'ne çıkan bölgeye uzanıyor. Ayazağa için askeri alan üzerine çöken Maslak 1453 rant projesinin kıyısından Fatih Ormanı ve Maslak'ta yoğun olarak yer alan askeri alanların olduğu bölgeden çıkacağı ifade ediliyor.
AKP'lilerin birbirine siyasi çalım atma meydanına dönen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, toplu taşımayı yaygınlaştıracak altı metro projesini rafa kaldırırken, Ali Ağaoğlu'nun askeri alanı talan ederek inşa ettiği Maslak 1453 projesinin ayağına otoyol götürüyor. İlginç değil mi?
Yani, Maçka Parkı projenin devreye girmesiyle önemli bir kavşak noktası haline gelecek ve git gide doğal park dokusunu kaybederek, zamanla etrafında oluşacak betonlaşma baskısıyla yok olacak. O dönemde "ağaçlar taşınacak" diye mesele ötelenmişti ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi eliyle bugüne kadar yerinden alınıp doğru şekilde taşınmış, şimdiki yerinde ağaç özelliğini devam ettiren kaç taşıma örneği var merak ediyorum. İBB bu konuda bizi aydınlatsın, bilgilenelim.
Zaten mesele taşıma da değil, ne kadar profesyonel taşınırsa taşınsın esas mesele buranın hiç zarar görmemesi ve park olarak kalması.
Nisan 2017'de Şehir Plancılar Odası ile Mimarlar Odası tarafından açılan dava devam ederken İBB tarafından böyle bir çalışmanın yapılması da sürecin hukuksuzluğunu gösteriyor. Bu yeni durumla ilgili de itiraz dilekçeleri veriliyor.
Sonuç olarak, kalkınmacı, neoliberal ekonomi yanlısı, beton sevdalısı iktidarların zayıf ve beceriksiz olduğu alanlar, kamusal alanlardır. Çünkü, bir kamusal alanı biçimlendirmeye, dönüştürmeye çalışırken kriz yaratır. Yarattığı krizi de, hesap verme, şeffaf olma gibi kriterlerden tamamen uzak şekilde, kendi siyasi ideolojisinin yöntemleriyle çözmeye çalışır. Farklı fikirlere ve farklı alternatiflere kapalı, tartışma kültüründen ve katılımcılıktan zerre sebeplenmemiş, muhalefet göstereni hemen kriminalize eden üslupla durumu öteler, kulağının üzerine yatar.
Geldiğimiz noktanın özeti bu.
Bu arada, "siz de herşeye karşınız" diyenlere de bir iki çift laf edelim.
Burada herşeye karşı olmaktan ziyade akla mantığa uygun gelmeyen, kent dokusuna, kent mimarisine aykırı, zaten sayılı miktarda olan kent içi bir parkın yok edilmesine, toplu taşıma yerine yeni araç trafiği yaratacak bir projeye karşı olma durumu var.
Betonu, otoyolu, egzoz gazı solumayı gelişmişlik zannedenleri biz tutmayalım, siz yandaşlığa kaldığınız yerden devam edebilirsiniz...
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022