Pelin CENGİZ
Türkiye’de demokrasi varmış gibi yapılan eldeki tek gerçeklik sandığa da 6 Mayıs akşamı YSK kararıyla tekme vurulunca, sandıkla gelenlerin sandıkla gitmeye hiç niyeti olmadığı ayan beyan ortaya çıktı.
YSK’nın İstanbul’da seçimlerin iptali yönünde aldığı kararın ardından Türkiye’de neredeyse konuşulan tek gündem maddesi seçimlerin tekrarlanması olurken, pazartesi günü bir ara gündeme gelen son derece kritik bir gelişme çoktan unutuldu bile…
Mersin Akkuyu’da inşaatı devam eden nükleer santralin reaktörlerinden birinin oturacağı zeminin temelinde geçtiğimiz temmuz ayında iki kez çatlak meydana geldiği, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından duruma müdahale edildiği ortaya çıktı. Nasıl müdahale etmiş o muamma. Habertürk gazetesine sızdırılan bir haberden öğrendiğimiz ve çok fazla da ayrıntıya sahip olmayan bu gelişmeyle ilgili ne devletin ilgili kurumlarından, ne TAEK’ten ne de inşaatı sürdüren şirketten herhangi bir açıklama geldi.
Haber ortaya çıkar çıkmaz, inşaatının derhal durdurularak tamamen bilim insanlarından oluşan bağımsız bir heyetle denetlenmesi ve yurttaşların süreçle ilgili etraflıca aydınlatılması gerekirken, önümüzde koca bir sis bulutuyla karşı karşıyayız.
İlginç bir tesadüf ki, nükleer santral inşaatındaki çatlak olayının yaşandığı geçen temmuz ayında nükleer gibi bir konuda tek yetkili merci olacak Türkiye Düzenleme Kurumu’nun temelleri atılıyordu.
ÇATLAĞIN YAŞANDIĞI TARİHTE NDK KURULDU
Peki, neden açıklama gelmedi ve neden büyük ihtimalle de gelmeyecek şöyle bir bakalım…
Çatlak hadisesinin meydana geldiği Temmuz 2018’de Türkiye’nin nükleer geleceği açısından çok önemli bir karar çıktı. 9 Temmuz 2018 tarihli Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında “702 sayılı Nükleer Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” yayımlandı. Bu KHK ile birlikte Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK), Türkiye’de nükleer enerjiyle ilgili tek yetkili kurum haline geldi.
Konuyla ilgili detayları 15 Temmuz 2018 tarihli “Erdoğan, nükleerin her alanında artık tek yetkili” yazımda bahsetmiştim.
O yazıda da belirttiğim üzere, KHK’da, NDK’nın düzenleyeceği faaliyet, konu ve alanlarla NDK’nın görev ve yetkilerinin Cumhurbaşkanı tarafından belirleneceği, Nükleer Düzenleme Kurulu’nun, biri başkan ve biri ikinci başkan olmak üzere toplam beş üyeden oluşacağı ve üyelerin Cumhurbaşkanı tarafından atanacağı gibi düzenlemeler vardı.
CEZAİ HİÇBİR SORUMLULUK YOK
En önemli maddelerin içeriği ise şöyleydi:
NDK, hiçbir denetim ve hesap verme mekanizmasına tabii değil.
NDK’ya Cumhurbaşkanı dışında hiç kimse, hiçbir merci söz söyleyemeyecek, herhangi bir kurumun çalışmalarını yavaşlatma veya durdurma imkânı olmayacak.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na (TAEK) yapılan atıflar NDK’ye yapılmış sayılacak. NDK, nükleer enerji alanında yetkilendirme, denetim ve koordinasyonun sağlanmasından sorumlu olacak.
Bu, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile de koordineli çalışan TAEK’in yetkileri pek çok alanda elinden alınıyor demek. TAEK sadece nükleer atıkların bertarafından sorumlu.
Cumhurbaşkanı, Nükleer Düzenleme Kurumu’nun teşkilat yapısının oluşmasından kişi ve kurumlara sağlanacak muafiyetlere ve hatta NDK’nın görev ve yetkilerine kadar çok geniş bir alanda tek ve nihai yetkili konumuna geldi. İşin vahim tarafı ise böyle büyük yetkilere sahip olmasına karşın cezai sorumluluğa dair hiçbir düzenlemenin olmamasıydı.
Liyakatın, uzmanlığın ve kurumlar arası diyaloğun ortadan kaldırılmasının nelere mal olduğunu Soma’da 301 kişinin katledilmesine sebep olan madendeki ihmallerde, 24 kişinin hayatını kaybettiği tren faciasında gördük. Hepsi denetimsizliğin, şeffaf olmayışın, kamuya hesap verebilirlik ilkesinin askıya alınmasının sonuçları.
İşin diğer ilginç yanı, NDK’da görevlendirilmek üzere atanacak kişilerin niteliğiyle ilgili açık bir düzenleme olmamasıydı. Genellikle “yetkin kişiler” gibi genel ifadelere yer verilmişti. Bu KHK’nın üzerinden altı ay geçtikten sonra atamalar yapıldı. Saray’a bağlı kurulların nasıl eş dost yandaş semirtme çiftliğine dönüştüğünün de çok net bir örneğidir bu.
AKP Milletvekili Naci Bostancı’nın oğlu Afşin Burak Bostancı, başka bir AKP Milletvekili İsmail Alptekin’in oğlu Mehmet Fatih Alptekin NDK’nın yönetiminde yer aldı. İsimler şubat ayında belli olduktan sonra NDK’nın görev ve yetkileri ile çalışma usul ve esasları yeni bir KHK ile tekrar belirlendi. Kurul’un, KHK ile diğer mevzuatlarla kendisine verilen görevleri yerine getireceği ve yetkilerini bağımsız olarak kullanacağı ifade edildi.
Temmuzdaki KHK sonrası NDK yönetimindeki isimler belirlendikten sonra yeni bir KHK’ya neden ihtiyaç duyuldu? Kim bu insanlar, hangi yetkinlikleriyle bu görevlere atandılar? Niçin bu kurum Türkiye kamuoyuna konuyla ilgili açıklama yapmıyor? F4 savaş uçağı çarpmasına bile dayanıklı diye anlatılan santralin daha inşaat aşamasında çatlaması ne demek oluyor? Akkuyu’nun Ecemiş Fay Hattı’nın yakınında bulunduğu herkesçe bilinirken Akkuyu’nun ÇED raporunda deprem riskinin taktiksel bir tuzakla gizlendiğinin vebalini bu NDK mı üstlenecek? Yarın öbür gün santralde reaktörler devreye girdiğinde bir sızıntı, çatlak vs. durumundan takribi kaç ay sonra haberimiz olur?
2011’de Japonya’da meydana gelen Fukushima nükleer felaketinin yaşanmasının en temel sebeplerinden biri denetimlerin yetersizliğidir. Nitekim, Fukushima davasında Japonya’da siyasal iktidar ve santralin işletmecisi TEPCO şirketi felakete sebep olan tedbirleri almamaktan birlikte sorumlu bulundu.
Meseleyi Türkiye’ye taşırsak, bir sızıntı veya kaza durumunda siyasal iktidarla, Ak Saray’la doğrudan bağlantılı, Külliye uydusu bir kurum tüm netliğiyle açıklama yapıp, sorumluluk taşıyabilir mi? Yoksa gerçekleri yurttaşlardan gizler mi? Ne de olsa NDK’nın da bir KHK’lık canı var…
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022