Pelin CENGİZ
Türkiye, haftalardır baca filtresiz faaliyetlerine Haziran 2022’ye kadar devam edecek kömürlü termik santraller meselesini tartıştıktan ve Madde 50 yasalaştıktan sonra ilginçtir, Cumhurbaşkanı Erdoğan tam da COP25 iklim zirvesinin Madrid’de başladığı gün veto hakkını ilk kez bu madde için kullanarak hatırı sayılır bir kitleye ters köşe yaptı.
Kömürlü termik santrallerin ekonomik, ekolojik ve toplumsal anlamda yarattığı zararlar, filtre takılarak çözülecek bir mesele değildir, bundan sonra önümüzdeki dönemde filtre takıldı takılmadı, denetim yapıldı yapılmadı, ceza kesildi kesilmedi üzerinden yapılacak tartışmaların hiçbir kıymeti olmadığı şerhini koyarak devam edelim.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, termik santrallerle ilgili, "Ekiplerimiz bu ay içinde 13 termik santralimizin ayrı ayrı incelemesini yapacak, son durumlarını tespit edecekler. 1 Ocak itibariyle süreci başlatacak, mevzuata aykırı ne kadar tesis varsa kapatma dahil tüm cezai işlemleri yapacağız" diyor, elbette biz de takipçisi olacağız.
Türkiye içinde bulunduğu kömür sarmalının karanlığından henüz kurtulamazken ve üstelik kömürle ilgili herhangi bir azaltım ve çıkış politikası bulunmazken, hemen yanı başımızdaki Avrupa’da neler olup bitiyor ona bakalım.
Carbon Tracker tarafından Ekim 2019 tarihinde yayınlanan “Apocoalypse Now” başlıklı raporda, Avrupa Birliği içindeki kömür ve linyitle çalışan termik santrallerin çoğunun finansal olarak verimli olmadığı ve 2019 yılında 6,57 milyar euro zarar edebilecekleri açıklanmıştı.
Carbon Tracker’ın yaptığı hesaplamalara göre, toplam linyit üretiminin yüzde 84’ü ile taş kömürü üretiminin yüzde 76’sı kâr etmiyor. 2019 sonunda linyit sektörü 3,54 milyar euro ve taş kömürü sektörü ise 3,03 milyar euro zararla karşı karşıya.
AB genelindeki kömürlü termik santrallerin yüzde 79’u zarar ederek faaliyetlerini sürdürüyor.
Daha akılda kalıcı biçimde söyleyecek olursak, Avrupa Birliği sınırları içinde faaliyet gösteren her beş kömürlü termik santralden dördü kâr getirmiyor.
Rapor, çok net biçimde yüksek teşvikler olmadan, sanayinin, maliyeti giderek düşen rüzgâr ve güneş enerjisi ile geçici olarak ucuzlayan doğal gaz gücünün yarattığı uzun süreli rekabete dayanamayacağını ortaya koyuyor. Hem yatırımcıları ve politika yapıcıları, kömür kullanımının 2030 yılına kadar tamamen durdurulmasına yönelik hazırlık yapmaları konusunda uyarıyor.
(Carbon Tracker’ın Apocoalypse Now başlıklı çalışmasına buradan bakılabilir)
Bu kadar büyük çapta bir zarar, ne şirketler, ne şirketleri fonlayan bankalar, ne de bu şirketlere çeşitli teşvikler sunan devletler için sürdürülebilir bir durum değil.
Maalesef, özellikle Aralık 2015’te Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmasının ardından dünya genelinde kömürün finansmanına milyarlarca dolar aktarılsa da, kömürün finansmanına sınır getiren ya da mevcut kararlarını güncelleyen finansal kuruluşlar da var.
BankTrack tarafından yapılan izleme çalışmalarının ardından Ekim 2019 itibariyle küresel çapta 45 banka kömürle ilgili kararlarını değiştirdi.
22 banka dünya çapında yeni kömür madenlerine doğrudan finansman sağlamayı bıraktı, 26 banka dünya çapında yeni kömürlü termik santrallere doğrudan finansman sağlamayı bıraktı. 20 banka kömür maden şirketlerine dolaylı finansmana sınır getirdi. 13 banka, kömür şirketlerine dolaylı finansmana sınır getirdi. Altı banka kömürlü termik santral yapımıyla ilgili şirketlere dolaylı finansmana sınır getirdi ve dört banka kömür varlığının alım ve satışına ya sınır getirdi ya da son verdi.
(BankTrack tarafından hazırlanan “Coal Banks policies” adlı çalışmanın detaylarına buradan bakılabilir)
Kömürden çıkış konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu ortak bir platform olan Europe Beyond Coal’un sitesinde Avrupa Birliği ülkelerinin mevcut kömürden çıkış stratejilerine dair güncel veriler bulunuyor. Avrupa’da pek çok hükümet kömürden çıkma konusunda niyet beyanında bulundu.
2030 veya daha önce önce kömürden çıkacağını açıklayan ülkelerde toplam 72,8 GW kömürlü termik santral kapasitesi var. Bu Avrupa’nın işletmedeki mevcut kömür kapasitesinin yüzde 40’ına ve Avrupa Birliği’nin ise yüzde 48’ine denk geliyor.
Bu kömürlü termik santrallerin bir kısmının emeklilik tarihi duyuruldu, ancak çoğu santral için kapanış tarihlerinin kararı halen bekleniyor.
Avrupa’da 41 belediye başkanı geçtiğimiz günlerde, kömür bölgelerinde adil dönüşüm için daha fazla AB desteği talep eden bir çağrıda bulundu. Avrupa Komisyonu’nun yeni Başkanı Ursula von der Leyen, kömüre bağımlı bölgeler için Adil Dönüşüm Fonu oluşturulması önerisinde bulundu. 2038 yılına kadar kömürden çıkmayı planlayan Almanya, önümüzdeki 20 yılda bu durumdan etkilenen bölgelerin yeniden yapılandırılması için 40 milyar euro bütçe ayırmayı taahhüt etti.
Gelelim bazı ülkelerin mevcut durumuna ve kömürden çıkış planlarına….
ALMANYA - Yeterince iddialı olmasa da, 2038’e kadar kömürde çıkış benimsendi
46,5 GW’lık kömür kapasitesiyle Almanya çok fazla kömür tüketiyor. Ülke kömür yakmanın önüne zamanında geçemediği için büyük ihtimalle 2020 iklim hedefini tutturamayacak. Şubat 2019’da 2030 iklim hedeflerine ulaşabilmek için içinde kömürden çıkış tarihinin de bulunduğu önlem önerileri geliştirmek üzere çeşitli paydaşların yer aldığı hükümet komisyonu kuruldu. Komisyonun final raporu, 2038’e kadar kömürden çıkışı, 12,5 GW kömür kapasitesinin 2022'ye kadar kapanmasını 2023, 2026, 2029 ve 2032 yıllarında ara değerlendirmelerin yapılmasını ve kömürden çıkışın 2035’e çekilmesi opsiyonun değerlendirilmesini önerdi. Önerilen 2038 tarihi Paris İklim Anlaşması hedefleri ile uyumlu olmadığı için sivil toplum kuruluşları kömürden çıkış için 2030’a kadar bir tarih belirlenmesi için çalışmalarına devam ediyor.
Ekim 2017’de Berlin, kömürden çıkış yasası kabul eden ilk eyalet oldu, 2030’a kadar bölgesinde ısınmada ve elektrik üretiminde kömür kullanımının son bulacağını açıkladı. Temmuz 2019’da yurttaşların “Tschüss Kohle” girişimi sonrası Hamburg Kent Meclisi de benzer bir yasayla kullanım azaltımına başlamak üzere kömürden çıkış için 2030 yılını kabul etti. Brandenburg eyaleti, eyalette hiçbir yeni maden sahası veya genişletme için izin verilmeyeceğini açıkladı.
ROMANYA - Mahkeme linyit maden sahasının genişleme talebini reddetti
Romanya’da mahkeme Bankwatch Romanya lehine karar vererek Complexul Energetic Ontenia şirketinin Rosia linyit maden sahasını 280 hektar genişletme talebini reddetti. Maden halihazırda 1,400 hektarlık bir alanı kaplıyor. Bankwatch, 2017’de önerilen genişlemeye karşı açtığı davada, şirketin maden genişlemesinin bölgedeki diğer yedi madenle birlikte kümülatif etki değerlendirme çalışmasının şirket tarafından doğru yapılmadığını iddia etmişti. Bankwatch, bu genişleme için yerel halkın katılımının uygun bir şekilde sağlanamadığını da iddia etmişti.
İSPANYA - Elektrik şirketi Endesa tüm kömür filosunu kapatacağını açıkladı
Henüz kömürden çıkışla ilgili resmi bir açıklaması olmayan İspanya’nın elektrik şirketi Endesa, 2020’ye kadar İspanya’daki kurulu kömür gücünün yüzde 83’üne denk gelen kömürlü termik santrallerini emekliye ayıracağını duyurdu. Bu santraller arasında 1,400 MW’lık As Pontes ve 1,100 MW’lık Litoral de Almeria santralleri de bulunuyor. Şirket kararının arkasında fiyatlardaki uluslararası değişimlere ve AB Emisyon Ticareti Sistemi’ne bağlı olarak piyasa koşullarındaki değişimin etkili olduğunu açıkladı. Endesa’nın kömürden elektrik üretimi geçen yıl mayıs-ağustos aylarında 7.0 TWh iken bu yıl aynı dönemde 0.7 TWh’a düştü.
YUNANİSTAN - Linyit santrallerinin ÇED’lerinin yenilenmesi reddedildi
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde Eylül 2019’da gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi’nin en sürpriz duyurularından birini hiç şüphesiz Yunanistan yaptı. Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, 2028 itibariyle ülkedeki tüm linyit kömürlü santralleri kapatacağını açıkladı. Ülkedeki mevcut toplam kurulu gücün yaklaşık dörtte birini linyitle çalışan santralleri oluşturuyor.
Ayrıca, Yunanistan Yüksek İdare Mahkemesi Megalopoli A ve Megalopoli B santrallerinin Çevre ve Enerji Bakanlığı tarafından ÇED’e tabi olmadan kabul edilen uzatma izinlerini iptal etti. İptal edilen izinler santrallerin AB mevzuatında izin verilen sülfürdioksit ve nitrojenoksit değerlerin üstünde emisyon salmalarına izin veriyordu. WWF Yunanistan, Greenpeace Yunanistan ve Clientearth tarafından ortak açılan dava sonucu bu durum geçtiğimiz aylarda netleşti.
İNGİLTERE - Kömürden çıkışı hızlandırıyor
Aralık 2015’te onaylanan Paris İklim Anlaşması öncesi yaptığı açıklamayla İngiltere, tüm dünyada kömürden çıkış politikalarını açıklayan ilk ülke konumunda bulunuyor. Niyetini Ocak 2018’de tekrar gündeme getirerek teyit eden İngiltere’nin henüz bu kararı mevzuata aktarma çalışmaları devam ediyor. Ekim 2025 tarihi itibariyle kömürlü termik santrallere emisyon limiti konması tartışılıyor. 30 GW büyüklüğündeki kömür filosu 2010 yılına kadar yarılanırken, kömürün enerji üretimindeki payı 2012 yılında yüzde 40’ken bu pay sadece dört yıl içinde yüzde 9’a geriledi.
2,000 MW kapasiteli Cottam santralinin kapanmasıyla bir zamanların kömür bağımlısı İngiltere’nin sadece altı kömürlü termik santrali kalıyor. 2020’de kapanması planlanan santrallerle İngiltere deneyimi, doğru politikalarla her ülkenin kömür bağımlılığından kurtulabileceğini gösteriyor.
FRANSA - 2022 yılına kadar kömürden çıkış niyeti var
Bir önceki hükümet döneminde Fransa, 2023 yılına kadar kömürden çıkmayı taahhüt etmişti, ancak henüz bu yönde bir politika geliştirilmedi. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bu taahhüdü yenileyerek kömürden çıkış tarihini 2022 yılına çekti. Gerçekleşmesi için politika geliştirilmesi bekleniyor.
PORTEKİZ - 2023 yılına kadar kömürden çıkış niyeti var
Portekiz’in ülkedeki tüm termik santrallerin 2030’dan önce kömür yakmayı bırakacağı açıklamasından tam üç yıl sonra, Portekiz’in tekrar seçilen Başbakanı António Costa, Ekim 2019’da görev kabul konuşmasında ülkedeki son kömürlü termik santralin 2023 yılında kapanacağını duyurarak, ülkenin kömürden çıkış tarihini yedi yıl öne çekmiş oldu. Portekiz çevre örgütleri uzun süredir ülkede tüm kömürlü termik santrallerin 2023 yılına kadar kapanmasının mümkün olduğunun altını çiziyordu. Portekiz’deki santrallerden Sines, AB içindeki iklime en fazla zarar veren kömürlü termik santrallerinden biri olarak sayılıyor.
SLOVAKYA - 2023 yılına kadar kömürden çıkış niyeti var
Haziran 2019’da yaptıkları ortak açıklamada, Cumhurbaşkanı Zuzana Caputova ve Başbakan Peter Pellegrini, ülkenin elektrik üretiminde kömür yakmayı 2023 yılının sonuna kadar bırakacağını belirtti. Bu açıklamayı takiben Slovakya, Powering Past Coal Alliance’a katıldı. 2018’de dönemin Ekonomi Bakanı Peter Ziga, Novaky kömürlü termik santraline tedarik sağlayan madenlerin teşviklerini 2023 yılına kadar kademeli olarak azaltarak durduracaklarını açıklamıştı. Bu santralin bulunduğu bölge AB’nin Dönüşüm Platformu’ndaki öncelikli kömür bölgelerinden biri. Hükümetin şimdi bölgenin dönüşüm planının güncelleyerek kabul etmesi gerekiyor. Dönüşüm planının mevcut son versiyonu Slovakya’da kömür madenciliği için bir son tarih içeriyor. Ülkenin aynı zamanda duyurduğu tarihi Ulusal Enerji ve İklim Planı’na (NECP) dahil etmesi ve bölgelerde adil geçişi garanti altına alması gerekiyor.
İTALYA - 2025 yılına kadar kömürden çıkış niyeti var
Ekim 2017 tarihinde İtalyan Hükümeti, Ulusal Enerji Stratejisi’nin bir parçası olarak 2025 yılına kadar kömürden çıkacağını açıkladı. Bir ay sonra imzalanan stratejinin yasal olarak bağlayıcılığı bulunmuyor. İtalya’nın bu kararı idari önlemlerle uygulaması gerekiyor. 2019 yılındaki BM İklim Eylem Zirvesi’nde İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, bu tarihi teyit etti.
İRLANDA - 2025 yılına kadar kömürden çıkış niyeti var
Mart 2018’de İrlanda Powering Past Coal Alliance’a katıldığını ve 2025 yılına kadar elektrik üretiminde kömür kullanımını durduracağını açıkladı. Eylülde gerçekleşen BM İklim Eylem Zirvesi’nde İrlanda Başbakanı Leo Varadkar da, bu tarihi teyit etti.
2018 sonbaharında mesken ısıtması için kömür yasağı başladı. Bu yasağın 2019 yılı sonundan itibaren tamamen uygulamaya konması bekleniyor. Temmuz 2018’de İrlanda Meclisi ülkenin kömür, petrol ve gaz şirketlerindeki tüm hisselerinin satılması için bir kanun geçirdi. İrlanda böylece tüm fosil yakıtlardan yatırımını çeken ilk ülke oldu.
MACARİSTAN - 2030 yılına kadar kömürden çıkı niyeti var
Macaristan’ın kalan tek linyit termik santrali (Matra 884 MW) aynı zamanda ülkenin en büyük karbon emisyonu kaynağı. Eylül 2019’da New York’ta gerçekleşen BM İklim Eylem Zirvesi’nde konuşma yapan Macaristan Cumhurbaşkanı János Áder, ülkenin elektrik üretiminde 2030 yılına kadar kömür kullanımını durduracağını açıkladı. Macaristan’da çevre örgütleri Matra’nın 2025 yılına kadar kapanması ve yerine nükleer santral yapılmaması için çalışmalarını sürdürüyor.
POLONYA - Kömür ve linyit madenciliğine dair özel kanunun önüne geçildi
Kömüre en bağımlı ekonomilerin başında gelen ülkelerden Polonya’da yeni maden sahaları ve mevcut sahaların genişletilmesi aşamasında yerel halkın katılımını engellemeye yönelik yasa tasarısı gelen baskılar nedeniyle geri çekildi. Yerel halk komisyon görüşmeleri öncesi toplanarak tasarıyı protesto etti. Böyle bir kararın adaletsiz ve AB yasalarıyla uyumsuz olduğu dile getirilerek engellenen tasarının bir daha gündeme gelmemesi talep edildi. Ülkedeki yaşlanan kömürlü termik santraller hava kirliliği açısından büyük bir tehlike oluşturuyor. Beş yeni ünitenin inşaatı sürüyor. Polonya maden sektörü ciddi ekonomik baskı altında. Hükümet kömür desteklerken piyasalar başka alanlara kayıyor. Polonya’da bazı muhalefet partileri kömürden kurtulmak için 2035-2040 yıllarına atıfta bulunuyor. AB’nin 2030 iklim hedefleri ve enerji piyasaları bu dönüşümü hızlandırabilir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022