Pelin CENGİZ
Türkiye’nin servetini, kaynaklarını kimler yiyorsa, çevre felaketlerinin baş aktörleri de aşağı yukarı aynı kişilerdir.
Artık herkesin malumu olduğu üzere, AKP döneminde servet belli sermaye odaklarının kasasında toplandı.
Giderek daha derinden hissedilen yoksullaşmanın, işsizliğin, intihara sürüklenmelerin, vasıfsızlığın, kutuplaşmanın bir yüzünde iktidar varsa, diğer yüzünde de bu sermaye odakları var.
Kamu İhale Kanun da, kamu-özel işbirliği projeleri de, büyük bir kamu yararı içermediği halde üstelik yurttaş tepkisine rağmen “yerli ve milli” diye lanse edilen işler de, hep bu servet transferinin işleyişinin emrine verildi.
İktidarın ve iktidar gücünün etrafına öbeklenmiş bu sermayenin hormonlu büyüme serüveni, Dünya Bankası’nın raporuna da konu oldu.
Dünya Bankası, her yıl ülkelerin devlet ve özel sektör yatırımlarını, projelerini ve taahhütlerini raporlaştırıyor. Rapor, Türkiye’deki iktidar ve yandaş sermaye ilişkisini çok net şekilde ortaya seriyordu.
Dünya Bankası verilerine göre, altyapı yatırımlarında en fazla kamu ihalesi alan ilk 10 şirket arasında Limak Holding, Cengiz Holding, Kolin, Kalyon ve MNG Holding bulunuyor.
Raporda, altyapı projeleri sayısı bakımından Arjantin'den sonra dünyada 6’ncı sırada olan Türkiye'nin en fazla ihale alan 10 şirket sıralamasında beş şirketinin olması dikkat çekmişti.
Listede yer alan MNG Holding’in, ne İstanbul’un Kuzey Ormanları’nı geri dönüşsüz katleden İstanbul Havalimanı’nın müteahhit kare asından biri olması, ne son yıllarda tepki çeken HES projelerinin sahibi olması, ne de geçmiş yıllarda Antalya ve Bodrum’da orman yangınlarının çıktığı alanlarda otel izni alarak inşaatlarını yükseltmesi tesadüf değil…
MNG Holding, son günlerde sahib olduğu Orta HES ile Artvin’in Arhavi ilçesinde bulunan ve yıllardır koruma altına alınması için mücadele yürütülen Kamilet Vadisi’ne döktüğü hafriyat ve yükleme havuzundan sürekli olarak taşırılan suyun dereyi çamura bulamasıyla gündemde.
Arhavi Doğa Koruma Platformu, şirketin sözleşmede ve ÇED raporunda yer alan kurallara uymadığını belirterek, ÇED raporunda şirketin yol yapımında ortaya çıkan hafriyatın önceden belirlenen depolama alanlarında muhafaza edileceği taahhüdünde bulunduğunu, ancak ortaya çıkan görüntülerin hafriyatın vadi yamaçlarından aşağıya döküldüğünü ortaya koyduğunu kaydetti.
Bu proje 2014’ten beri gündemde. Bu HES’e karşı bölgede uzun soluklu bir mücadele de yürütüldü, mücadele sayesinde geçmiş yıllarda imar planları ve orman izinleri iptal edildi.
İmar izni, 2015’te Artvin İl Genel Meclisi tarafından AKP’li üyelerin oy çokluğu ile onaylandı.
Çevreciler, yol olmayan bölgede sondaj yapılmadan hazırlanan jeolojik etüt raporu ile HES yapılarına imar izni için onay verilerek hukuk ve mevzuatın çiğnediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
İnşaatı mühürlendi, para cezaları kesildi ancak şirket ne yaptı etti, tekrar başvuruda bulunarak sonunda bu HES projesini inşa etti.
Bölge halkı ve sivil toplum örgütleri, Kamilet Vadisi’nin SİT alanı ilan edilmesi için 2011 yılında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları’na başvuruda bulundu. 2012 yılında da bölgenin milli park ilan edilmesi için Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne başvuruldu.
Ancak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın alanda HES planlanması yapıldığı gerekçesiyle verdiği olumsuz görüş sebebiyle vadi milli park ilan edilemedi.
Arhavi’de şu anda Kamilet Vadisi ve paralelindeki Durguna Vadisi’nde toplam beş ayrı HES projesi bulunuyor. Bu projelerden üç tanesi Durguna Vadisi’nde, son yapılan Orta HES projesi ile Kavak HES projesi ise Kamilet Vadisi’nde yer alıyor.
Hem Orta HES hem de Kavak HES, MNG Holding bünyesinde yer alan şirketlere ait.
MNG şirketlerinden Mapa İnşaat, aynı zamanda yukarıda bahsettiğimiz üzere İstanbul Havaalanı’nın yapımını üstlenen şirketlerden biri.
Şirketin internet sitesinde yer alan bilgilere göre, şirket, şu ana kadar 10 HES’in yedisi tamamlanmış, geri kalan üçünü de yakın zamanda tamamlamak üzere.
MNG, tüm bu olup bitenlerle ilgili henüz hiçbir açıklama yapmadı.
Arhavi Kamilet ve Durguna Vadileri Ekolojik Değerlendirme Raporu’na göre,
- Kamilet Vadisi, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 34 Karasal Ekolojik Bölgesi’nden biri olan “Caucasus Hotspot” içinde kalıyor. Vadi, sahip olduğu yaklaşık 1100 adet bitki taksonu ile biyolojik çeşitlilik açısından Türkiye’nin en önemli havzalarından birisidir.
- Durguna ve Kamilet dereleri, bölgenin uluslararası bilim literatüründe geçen ekolojik özelliklerinin en iyi temsil edildiği yöreler. Doğa koruma karakteri bakımından, el değmemişlik ya da ekolojik sistemin değiştirilmemiş olması, ulusal ve uluslararası düzeyde alanın “koruma değeri yüksek ormanlar” (High Conservation Value Forest) sınıfında değerlendirilmesini sağlıyor.
- Vadi köklerinde çok sayıda buzul gölleri mevcut. Göller kadar göllerin aşağı bölümlerinde devam eden buzul (tekne) vadileri alanın buzul (glasyal) süreçlerin etkisinde kaldığını gösteriyor ki, aslında geçilemez ve vahşi topografya oluşumundaki asıl neden buzulların etkileridir.
- Floristik açıdan zengin olan Kamilet Vadisi’nde uluslararası sözleşmelere göre risk altında olan ve korunması gereken çok sayıda bitki türü ve habitatları mevcut. Türkiye’de, Bern Sözleşmesi (Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi) kapsamına giren 87 adet tür var. Bunların üçü Kamilet Vadisi’nde yer alıyor.
- Türkiye’de CITES Sözleşmesi (Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) kapsamına giren 11 bitki mevcut. Bu türlerin yedisi Kamilet Vadisi’nde bulunuyor.
Raporda, bölgeye yönelik tehditlerle ilgili şu ifadeler yer alıyor:
“Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından nehir ve kolları üzerinde yapımı planlanan yaklaşık 36 baraj projesi ve 180 civarında dere tipi santral (HES) Artvin ilinin ve dolayısı ile Kamilet Havzası’nın karşı karşıya bulunduğu en önemli tehditlerden birisidir. Kamilet ve Durguna dereleri üzerinde yapılması planlanan HES projeleri, bu alanın sahip olduğu pek çok nadir ve endemik bitkinin yok olmasına neden olabilecektir. Alanın çok dik ve sarp oluşu, inşaat çalışmaları ve yol yapımlarında çok daha büyük alanların ve dere ekosisteminin de tamamen tahrip olmasına yol açacaktır.”
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Kamilet Vadisi’ni ve çevresindeki coğrafyayı en bilen isimlerden biri.
Kurdoğlu, geçmiş yıllarda buranın milli park ilan edilmesi için çok mücadele edildiğini, ancak engellendiğini söyleyerek, şöyle devam ediyor:
“Burası vahşi bir topoğrafya. Doğa müzesi gibi saklanması gereken bir yer. Buranın el değmemişliği, dokunulmamışlığı başlı başına bir koruma gerekçesi. Buraya HES yapıldı, kilometrelerce yol yapıldı, köprü yapıldı.
İnsanın ülkesine yapacağı en iyi yatırım doğal alanlarını korumaktır. Kamilet Vadisi’ni, Durguna Vadisi’ni korumaktan daha büyük yatırım olabilir mi? Doğada dengeyi, ölçüyü kaçırdığınız zaman geri dönüşsüz zararlar verirsiniz. Geri döndürmek çoğu zaman imkansızdır, karşılığını veremeyeceğiniz kadar pahalıdır.
Buralar korunsun, geleceğe miras kalsın dediğimiz için ülkeyi yönetenler bize teşekkür etmeli.
HES’in taşkın suları burada ciddi bir heyelana sebep olmuş olmalı ki, günlerdir çamur akıyor. Coğrafyanın sarp ve dik yapısı sebebiyle şimdi o çamuru engellemek isteseler bile engelleyemezler.”
Vadinin geri kalanı hala koruma altına alınabilir, hala el değmemiş, dokunulmamış özelliklere sahip bölgeler mevcut, en azından buraların korunması için harekete geçilebilir, yeter ki istensin…
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022