Pelin CENGİZ
İklim krizinin de etkisiyle başta Doğu Karadeniz olmak üzere Türkiye’nin farklı coğrafyalarında her yıl can ve mal kayıplarına neden olan şiddetli yağışların, sel, heyelan ve su taşkınlarının giderek daha fazla sıklaştığını görüyoruz.
Geçen hafta Artvin ve Rize’de, daha önce Trabzon’da defalarca yaşanan aşırı yağışlarla meydana gelen heyelan ve taşkınların HES ve baraj inşaatlarının olduğu yerlerde yaşanması tesadüf değil.
Bunlar, sonuç.
Karadeniz’de doğaya yapılan müdahaleler, yapılmasınlar diye mücadele verilen, özellikle HES’lerin, barajların, derelerin kelepçelerin içine hapsedilmesinin, dere yataklarının değiştirilmesinin, taş ocaklarının ve yaylalara ulaşmak için açılan yolların sonucu…
Tabi buna plansız ve çarpık yapılaşmayı da eklemek gerek.
Bunlar, “yağmur yağdı böyle oldu” denilerek geçiştirilecek, Allah’a havale edilecek durumlar değil.
Artvin özelinden bakacak olursak, kentte meydana gelen yağışlar sonrası Yusufeli Barajı şantiyesinin bulunduğu alanda heyelan meydana geldi. Heyelana şantiyenin döktüğü hafriyatın neden olduğu ifade edildi. İnsanlar öldü, selde kayboldu.
Yusufeli Barajı’nın yanı sıra Artvin-Erzurum Yolu’nu da, bu yol üzerindeki tünelleri de Limak Holding şirketleri yapıyor.
Tünellerden çıkan hafriyatın, kuru dereye döküldüğü, selle birlikte o hafriyatın yakındaki şantiyenin üstüne yığıldığı belirtiliyor.
Bu Limak’ın ilk vukuatı da değil…
Geçtiğimiz yıllarda Siirt’in Tillo İlçesi’nde Botan Çayı üzerinde kurulu Limak'a ait Alkumru Barajı’ndan nehir yatağına aşırı su bırakılması sonucu altı kişi sular altında kalarak hayatını kaybetmişti.
Yine geçmişte, su kullanım hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Danıştay tarafından geçit verilmeyen Limak’ın Dersim Peri Suyu üzerindeki Pembelik Barajı ve HES projesinin imar planı olmadığı ortaya çıkmıştı.
Bunlar ormanları yok ederek, dağları paramparça ederek, suları kelepçeleyerek betona gömmenin sonucu…
Ancak, bunu “HES yatırımları kötüdür” diyerek geçiştirmemek, gerçek failleri işaret etmek gerekiyor.
Çünkü, bu geniş açı bakış aynı zamanda bize AKP hükümetleri dönemindeki sermaye-iktidar ilişkisinin gerek kağıt üzerindeki gerekse uygulamadaki yanlarını sergiliyor.
Geçen haftaki sel felaketleriyle gündeme gelen HES gerçeğine Limak Holding özelinden bakalım…
Limak’ın patronu Nihat Özdemir’i AKP iktidarları döneminde sahnede boy gösterirken çokça gördünüz. Mahşerin bilmem kaç atlısından biri olan Limak Holding, karşınıza kâh Kuzey Ormanları’nı tıraşlayan İstanbul Havalimanı projesinde, kâh 1915 Çanakkale Köprüsü yapımında, kâh Kuzey Marmara Otoyolu işinde çıktı.
HES projelerinde Limak deyip geçmemek lazım, işleri yıllar içinde öyle büyüttü ki, Limak Holding, şu anda Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) ile birlikte bakıldığında Türkiye’nin dördüncü büyük HES şirketi. Özel şirketlerde üçüncü büyük aktör.
Limak Enerji bugüne kadar, bir kısmı başka oyuncularla ortak olduğu sekiz HES’te 648 MW’lik kurulu gücü kontrol ediyordu. Yüzde 100 hissesine sahip olduğu Çetin HES’in devreye girmesiyle birlikte Limak Enerji yaklaşık 1075 MW ile Enerjisa ve Cengiz Enerji’den sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü özel sektör HES oyuncusu konumuna yükseldi.
Limak, EÜAŞ, diğer inşaat ve altyapı işlerinden kankası Cengiz Enerji ve Sabancı Holding şirketlerinen Enerjisa ile Türkiye’de “HES’lerin kare ası”nı oluşturmuş durumda.
İklim krizi derinleştikçe, orman yok edildikçe, dağlar delindikçe, su kaynakları ve toprak giderek daha fazla tahrip edildikçe ekolojik kırılganlıklar artıyor, bu mühendislik birikimiyle ya da ileri teknolojiyle halledebileceğiniz bir şey değil.
Gelelim akçeli işlere…
Geçen hafta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, cevapladığı bir soru önergesinde, elektrik dağıtım işinin özel sektöre devri aşamasında bazı şirketlerin kasa ve bankada tutulan paralarla haksız kazanç elde ettiğinin belirlendiğini söyledi.
Dönmez, bu şirketlerden “Çamlıbel EDAŞ'ın 3 milyon 120 bin 130 TL, Uludağ EDAŞ'ın 8 milyon 791 bin 964 TL, Yeşilırmak EDAŞ'ın 8 milyon 734 bin 434 TL ve Fırat EDAŞ'ın 5 milyon 218 bin 382 TL ödenmeyen anapara ve faiz tutarı bulunmaktadır” dedi. Meram EDAŞ’tan alınması gereken 40 milyon TL’nin de tahsil edilemediğini ifade etti.
Tüm Türkiyenin elektriğini zaten kendi aralarında farklı ortaklıklar kurmuş olan toplamda 13 şirket dağıtıyor.
Kiminmiş bu şirketler?
Bakan’ın bahsettiği Çamlıbel EDAŞ Limak, Kolin, Cengiz Holding ortaklığının, Uludağ Edaş Limak Holding’in uhdesinde bulunuyor.
Diğer dağıtım şirketlerine şuradan bakmak mümkün.
Devletten en çok ihale alan şirketler elektrik dağıtım işlerinden gelen ödemeleri gereken borçlarını ödemeyerek devleti zarara uğratıyor. Çünkü, Türkiye’deki sermaye ve iktidar arasındaki derin koalisyonun işleyişi böyle.
Elektrik şirketleri milyonlarca lirayı bulan borçlarını ödemezken, elektrik borcu bahanesiyle çiftçinin elektriğini rahatça kesebilmek hakkını kendinde görebiliyor.
Devlet elektrik dağıtım şirketlerine sattığı elektriğe üç dönemde toplam yüzde 62 oranında indirim yaptı.
Ancak EPDK bu indirimin tüketiciye yansıtılmasını istemedi. Böylece elektrik şirketlerinin milyarlarca dolar borcunu devlet ödemeye başlamış oldu.
Elektrik dağıtım şirketlerinin durumu ortada, özelleştirilen termik santraller de de durum farklı değil…
Genel fotoğrafa baktığımız zaman Türkiye’de faaliyet gösteren toplam kömürlü termik santrallerin sahiplik yapısında 14 şirket dikkat çekiyor:
Geçen yıl Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK), bankacılık sektöründe takip hesaplarına aktarılması gereken ve ağırlıklı olarak inşaat ve enerji sektörlerine kullandırılmış toplam 46 milyar liralık kredinin tespit edildiğini açıklamıştı. Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, 46 milyar lira içinde enerji sektörünün payının yüzde 20’ler civarında olduğunu belirtmişti.
Bu verilerin ortaya çıkmasının ardından Reuters, “iktidarın bankaları batık kredileri üstlenmeleri ve kredi vermeleri yönünde zorladığını” kaydetmişti.
Limak Holding özelinde termik santral sahipliğine bakacak olursak şöyle bir tablo görüyoruz…
Gökova Körfezi’nin ortasında yükselen Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin özelleştirmesinde Yapı Kredi düzenleyici banka olarak yer aldı. Yapı Kredi, bu özelleştirme finansmanıyla “Bonds&Loans Yılın Doğal Kaynak Finansmanı Ödülü”nü kazandı. Daha önce EÜAŞ’a ait olan Kemerköy ve Yeniköy özelleştirmeleri, Aralık 2014’te altı bankanın konsorsiyumuyla gerçekleşti. Termik santraller, IC İçtaş ve Limak Enerji tarafından alındı, IJ Global Infrastructure Journal and Project Finance Magazine verilerine göre, konsorsiyum 4,902 milyon dolar borçlandı. Bu, 2014’te küresel seviyede enerji sektöründe gerçekleşen beşinci en büyük şirket birleşmesi olarak kayıtlara geçti.
Özelleştirilenler başta olmak üzere termik santrallerin finansal zorluklarını şu yazıda irdelemiştik.
Bunlar, enerjinin topyekün olarak özelleştirilmesinin, toplumsal faydanın göz ardı edilerek, piyasanın tamamen sermayenin insafına bırakılmasının göstergesi.
Ayrıca, Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’ün Yeniköy termik santrali sebebiyle suya erişimde yaşadığı sıkıntılara denk gelmişsinizdir. Limak’ın termik santralinin su ihtiyacı için bölgede sürekli su kesintileri yaşanıyor, insanlar evlerinde şu pandemi döneminde su bulamıyor, hayvanlarına su veremiyor; tarlalarını sulayamıyor.
Bu konuyu da şu yazıda detaylandırmıştık.
Bu en temel insan hakkı olan suya erişimin hakkının yok edilmesi demek...
Elektrik dağıtımında ve enerji arzında az sayıda şirketin at oynattığı, çoğunun aynı zamanda Hazine garantili otoyol, köprü, havalimanı, şehir hastanesi ihalelerinde rol alan müteahhitlerin olduğu, borçluluklarıyla kredi aldıkları bankalara, ödemedikleri borçlarla devlete kambur olan hep bildik şirketler…
Herkes inşaat sektöründe balon patlayacak mı diye beklerken, Türkiye’de esas patlamak üzere olan balon enerji sektöründe.
Cevap gelmeyecek ama biz yine soralım, tüm bunlar ne için, kim için?
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022