RAGIP DURAN
2000 yılı olmalı. Boston’dayız. Harvard Üniversitesinin Gazetecilik Okulu Nieman’da, 12 Amerikalı 12 yabancı gazeteci, eğitim görüyoruz. Çok kaliteli, şeker bir ekipti. Ders ve mesleki toplantıların yanı sıra boş zamanlarımızı da birlikte geçirirdik. Bir gün 10-15 kişilik bir grupla, İrlanda mahallesinde bir pub’a gittik. Girişte, kasada oturan patron ve daimi müşteri oldukları belli olan kontuardaki adamlar bize biraz garip baktılar. İyi karşılanmadığımızı anladık, ama sebebini bilmiyoruz henüz. Oturduk bir masaya ama garson sipariş almaya gelmiyor. Acaba self servis mi diye tereddüt ettik. Sonunda bizden Amerikalı bir arkadaş bara gitti, sipariş verecek. Biz de izliyoruz. Patron kasadan kalktı, kontuara bizim arkadaşın yanına gitti. Alçak sesle bir şeyler konuşuyorlar. Duyamıyoruz. Patron döndü bizim oturduğumuz masayı gösterdi. Havada bir gerginlik var. Yüz ifadeleri hiç konuksever değil. Uzun sürmedi bu diyalog. Bizim arkadaş, suratı bir karış döndü masamıza.
- Ne oldu? Bir sorun mu var?
- Evet, servis yapmayacaklarmış?
- Neden?
- “Sizin grupta ‘negro’ var, o çıksın ancak o zaman servis yapabiliriz” dedi patron.
Donduk kaldık. Nijeryalı meslektaşımız vardı aramızda. Müthiş sinirlendik, acayip öfkelendik ve utandık. İtiraz etsek kavga çıkacak, birbirimize baktık, ne yapacağız diye, sonra sanki çok önceden konuşup anlaşmışız gibi, hepimiz aynı anda ayağa kalkıp pub’a terk ettik.
Boston, Amerika’nın hem en zengin, hem en “Avrupai” hem de en entelektüel kentlerinden biri. Gerçi 1960’ların ortalarına kadar yasalar elverdiği için bütün Amerika’da ırk ayrımcılığı günlük toplumsal yaşamda kendini gösteriyordu ama bizim gibi son derece enternasyonal ve enternasyonalist bir grup için bu muamele çok aşağılayıcı gelmişti. Grupta Amerikalı olmayanların çoğu ABD’deki ırkçı bir uygulamayla ilk defa karşılaşmıyordu. Amerikalı meslektaşlar ise çok mahcup oldu. Üstelik aramızda siyah bir arkadaş var diye bizi pub’a almayan insanlar, İrlanda kökenli idi.
George Floyd’un Minneapolis’te öldürülmesi ve ardından ulusal çapta başlayan ve neredeyse ayaklanmaya dönüşen hareket, bana bu olayı anımsattı. Sonra da kızdım kendime: Adamı öldürmüşler, seni pub’a almamışlar diye yazı yazıyorsun. Keşke George’u da pub’a almasalardı.
Bu olayı şunun için anlattım: ABD’de ırkçılık, sadece yönetimlerin ya da Trump’ın bir özelliği değil. Aynı zamanda toplumsal bir yara. Howard Zinn okurları, bu devletin, Kızılderili soykırımı ve yerlilerin topraklarını gasp ederek kurulduğunu bilir. (ABD Halklarının Tarihi/İmge) Unutmayalım, George’un dedesi ya da ataları, Afrika’dan köle olarak getirilmişti beyaz Amerika’ya.
Türkiye ile mukayese ya da benzetme ne derece uygundur bilemem ama Kızılderililer Ermeni ise siyahlar da Kürt oluyor bugün. Zo’lar ve lo’lar paradigması…
Cumartesi sabahı, global medyayı taradım. Özellikle Amerikan medyasının olayı nasıl verdiğine, işlediğine baktım. Çok da memnun olmadım. Çünkü böylesine geniş çaplı, çok boyutlu bir olay, öyle sadece manşetten vermekle geçiştirilecek bir hadise değil. Salgın ve Trump’ın dingolukları konusunda nispeten tatmin edici bir yayın politikası izleyen New York Times, Washington Post ve Los Angeles Times, evet gelişmeleri haber olarak aktarmış, bir-iki çok derin olmayan yorum da yayınlamışlar ama yetersiz. COVID-19’dan ölen Amerikalı sayısı 100 bine ulaşınca haberi tam sayfa veren bu 3 gazete bu kez yarım hatta bazen birinci sayfanın dörtte biri ile yetinmiş. Dünyanın ABD dışındaki bölgelerinde meydana gelen şiddet, haksızlık, zulümleri yerel kaynaklar ve uzmanların gözünden/kaleminden ayrıntılı olarak aktaran kaliteli gazeteler, sorun kendi memleketlerinde meydana gelince basiretleri bağlanıyor anlaşılan. (?!) Bizdeki bir yetkilinin “ABD’deki faşizm ve ırkçılık”tan söz etmesi örneğinde olduğu gibi. Sadece söz konusu yetkili mi?
Yine de NY Times ve W.Post’dan birkaç başlık:
- Felaket kaynağı Amerika/ Serbest düşüşteki bir ülkeden manzaralar
- Trump gerzek
- Trump’ın bizle beraber yas tutacağını mı sandınız?
- Yüksek Mahkeme, polisler cinayet işlediğinde onları nasıl cezalandırmıyor/ Nitelikli Dokunulmazlık
Washington Post:
- Sahadaki CNN kamerasının gözünden ABD’nin parçalanmışlığı
- Salgın, işsizlik, polis şiddeti: ABD krize battı
Guardian’ın özellikle ABD baskısı, Le Monde ve Libération tabi ki olayı manşetten veriyor. Yine de ben aradığım perspektifi bu Avrupa gazetelerinde de tam olarak bulamadım.
Aradığım perspektif?
Bütün dış haberler, aslında her ülkenin okuru tarafından neredeyse otomatik olarak kendi ülkesine tercüme edilip iç haber gibi okunur. Dolayısıyla ABD’deki ırkçı bir cinayetten söz ediliyorsa, İngiltere, Fransa ya da Türkiye’deki okurun aklına önce kendi ülkesindeki ırkçı cinayetler gelir. Bizde neyse ki sosyal medyada bu perspektifi buldum. Çünkü George Floyd, aslında Amerika’nın Kemal Kurkut’udur ya da Ali İsmail Korkmaz’ı. Ve bizde ne kadar çok Kemal, ne kadar çok Ali İsmail vardır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.03.2021
11.03.2021
2.03.2021
12.02.2021
25.01.2021
18.01.2021
15.01.2021
11.01.2021
4.01.2021
31.12.2020